Nefretin Dokuzuncu Hali

485 62 50
                                    

Herkese selamlar!
Normalde attığım günden geç geldiğinin farkındayım ama yakın bir akrabamı kaybettiğim için cenazeyle ilgili şeyler vardı ve kafamı bir türlü toparlayamadım.

Yazmaya hazır hissettiğim an başladım ve işte karşınızdayım.

Bu bölümden sonra kurguyu yarılamış oluyoruz!!!! Yavaştan her şey çözülmeye başlayacak ve duygular karışmaya başlayacak.

Hazır olun...

Wattpad'in hâlâ açılıp açılmayacağı belli değil ama açılacağını umut etmekten başka bir şey yapamıyorum. Aksi durumda kurgumu yarım bırakmayacağım, başka yollar bulacağım.

Sizi çok tuttum, umarım bölümü seversiniz.
Oylarını ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

-İYİ OKUMALAR-

NEFRETİN DOKUZUNCU HALİ

Liya Sidar.

Kalabalığın içinde olmak ıssız bir ormanda kuzu olmak gibi hissettiriyordu. Herkesin açgözlü ve ezikleyici bakışları kuzunun kürklerini bile delip geçiyordu.

Yaşamaktan ya da dışarıya çıkmaktan korkmuyordum, insanlardan korkuyordum. Travmalar, beyninizin içine işlediği zaman onları çıkarmak kolay olmazdı. Zihninizi boşaltmak için yardıma ihtiyacınız olurdu lakin ben hiç yardım alamamıştım.

Ellerim titrekçe sallanırken nefesim boğazımda koca bir yumru olarak duruyordu. Bu hissi tanımak ateşe adım atmak gibiydi. Aslan, aç gözlü bir şekilde ortaya atılırken ürkmüş yüreğim intihar ederek beni ritimsiz ve bir başıma bırakıyordu.

Yaşamadığı şeyler insana kolay geliyordu. Ne var ki dışarı çıkmakta diye düşünüyordu ama bana fırtına gibi vuracak olan dalgaları benimle birlikte görmüyorlardı. Şeytanın büyüsü insanların kötülüğünden kaçmama neden olurken, asıl şeytanın ininde kaldığımı unutuyordum.

Sıkıntı kara delik gibi beni yiyip bitirirken pencerenin dışındaki karanlıkta kayboldum.

Evet, şu an Akel'in arabasındaydım. Ahu, benimle gelemeyeceğini söylemişti.

Birkaç kez geldiğim tanıdık evin içinden şarkı sesi gelirken neon ışıklar bahçeyi aydınlatıyordu. "Maçtan önce erken uyuyup dinlenmeniz gerekmez mi?" Akel, arabadan inerken peşine takılarak arabadan indim.

"Arman bunu duymuş olsa seni hakaret etmekle suçlardı," dedi gülerek. Bahçe kapısını açmış benim geçmemi bekliyordu. "Gözde On Birler olarak anılmamızın nedenlerinden biri de bu. Okuldaki ilk senemizde o kadar çok parti verip takıldık ki, herkesin gözlerinin önünde olduk." Bahçe kapısını geçerken şeytan beni dürtmüş gibi tüylerim diken diken oldu. Hareketli, yabancı pop müzik evden yayılırken etrafa karınca gibi dağılmış insanlar nerede olduklarını kaybetmiş gibi dans ediyorlardı.

"Hiç benlik değil, ben sınav haftamda bile evden çıkmıyorum." diyerek mırıldandım. "Gerçi normalde de çıkmıyorum ama neyse."

Akel, yanıma yetişti ve herkesin içinde sohbet ederek yan yana yürüdük. Başıma şimdiden bir ağrı saplanırken kimseyi görmemeyi tercih ettim. Tedirgin adımlarım, tedirgin nefeslerim doğaya karışırken belimde hissettiğim el ile irkildim.

Nefretin Dokuz Hali Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin