-Y-yılmaz bey ne yapıyorsunuz?
-Yılmaz lütfen yapma!
Yılmaz yanında çırpınıp ağlayan çocuğa baktı.Sinirle dişlerini sıkarak konuştu:
-Sana ne dedim bebeğim?Beni zorlama dedim değil mi?
-B-bak indir o silahı.Yemin ederim ne istersen yapacağım
Barış sinirle Melteme bakarak fısıldadı:
-Neden müdahele etmiyorsun.Öldürecek!
-Hiç bir şey yapamaz sevgilim.Sakin ol
-İkiniz de hastasınız!
Meltem Barışa dönerek gözlerine baktı:
-Yılmazı bilmem ama ben bir tek sana hastayım..-Gitmeyeceğim de.Burda seninle kalacağım.Evleneceğiz de.Söylesene Efe!
Sinirle bağıran Yılmazla çocuk yerinde korkarak sıçradı:
-G-gitmeyeceğim.L-lütfen yapma
Hıçkırarak ağlamaya başladığında Yılmaz yine bağırmıştı:
-Söz ver!
-S-söz.Yemin ederim g-gitmeyeceğim.Lütfen indir silahı!
Yılmaz sinirle silahı beline yerleştirdiğinde bakışları yanında ağlamaktan helak olan gence döndü.Korkudan tüm vücudu titriyordu.Tam yere çökecekken Yılmaz ona yaklaşmış belinden kendine çekerek sarılmıştı.Şimdi yüzünü sevdiği çocuğun boynuna gömmüş hızlı bir şekilde öpüp kokluyor,diğer taraftan da saçlarını okşuyordu.
-Benimsin sen.Gidemezsin..İzin vermem.Tekradan olmaz..
Kulağına doğru hızlı bir şekilde sayıklar gibi konuşuyor,diğer yandan da kesik kesik nefes alıp veriyordu.
-Aslı Yılmazın ilaçlarını getir!
Çalışan kıza bağırarak emir verdikten sonra,Meltem bakışlarını Selda ve Tekine çevirerek imayla söylendi:
-Siz de oturun lütfen.
Daha sonra yerinden kalkaral yavaş adımlarla Yılmaza yaklaşıp koluna girdi:
-Gel bebeğim.
Yılmazın sinirden tüm damarları çıkmış,vücudu titriyordu.İlaçlarını almazsa kriz geçireceği barizdi.
Meltem onu salondaki koltuğa doğru götürdüğünde büyük masa arkasında kalmıştı.Yılmazın koltuğa oturmasına yardım ederken sert bakışlarını arkadakilere çevirdiğinde Barışın ayağa kalkarak genç çocuğa yaklaştığını gördü
-Hadi gel.Otur sende.Titriyorsun
Genç kendine yeni gelmiş gibi ürkekçe bakışlarını yanındaki esmer çocuğa çevirdi.Yavaşca sandelyesine oturduğunda genç çocuk onun duya bileceği bir sesde fısıladı:
-Bu adama mecbur değilsin.Sana yardım ede bilirim...
Korkudan titreyen genç bakışlarını Barışa çevirdiğinde yüzünde burukça bir tebessüm oluşmuştu.Ama Barış uzaktan keskin bakışlarla onları izleyen Meltem'den habersizdi.
Gecenin sonunda Yılmaz ilaçlarını aldıktan sonra daha da sakinleşmişti.Tekin ve Selda hiç bir şey söylemeden sessizce evi terk ettiklerinde Efe burada kalacağı gerçeğiyle baş başaydı.Selda ve Tekini kapıda uğurlarken Efe koşarak onlara sarılmıştı.Gözlerinden yaşlar akarken sırtında Yılmaz'ın keskin bakışlarını hiss ediyordu.
-Yarın şirkette görüşürüz Tekin bey.Nişandan sonra ortaklık görüşmesini düşüneceğim
Yılmaz'ın açıkca tehdidiyle Tekin bir şey demeden kafasını sallamış ve bakışlarını Melteme çevirmişti.Meltem hiç bir şey demeden sakince gözlerini kapatıp açmış ona "ben hall edeceğim" mesajını vermişti.Az sonra misafirler gittikten sonra salonda sadece dördü kalmıştı.Yılmaz aldığı ilaçların etkisinden şakaklarını ovuyor,yorgunca gözlerini açık tutmaya zorluyordu.
-Ben odama çıkacağım abla.Barışı sen uğurlarsın artık.Kusura bakmazsın değil mi delikanlı?
-Yok sorun değil..
-Tekrardan memnun oldum.Bir ara seninle baş başa konuşmak isterim.İyi geceler
Genç bir şey demeden olumlu anlamda kafasını salladığında Yılmazın bakışları sevdiği çocuğa doğru döndü
-Güzelim?Hadi gel
-N-nereye?
-Bu gece sana sarılarak uyumak istiyorum
-Ama be..
-Hadi bitanem.Yalnız bırakma Yılmazı.
Meltemin yüzündeki imalı ve tehditkar ifadeyle genç yavaşca ayağa kalktığında Yılmaz onu belinden tutarak yukarıya kalkmıştı.Barış onların arkasından bakarken Meltem'in konuşmasıyla sinirli bakışlarını ona çevirdi
-Bakıyorum çok özlemişsin sevgilini
-Bu gece bir şey yapmadyısam sırf Ali içindi.Ama buna göz yummayacağım.Onu kurtaracağım buradan.Senin manyak kardeşin saplantılı psikopatın teki.Git tedavi ettir!
Sinirle yerinden fırladığında Meltem ona yaklaşarak ensesinden tutarak kendine doğru çekti:
-Sevgilim.Senin dilin çok uzamış ama
Yavaşca dudaklarına doğru yaklaştığında Barış kendini geri çekmek için hamlede bulunduğunda kadın kolundan tutarak buna engel olmuştu
-Bana itaat edeceksin.Benimle evleneceksin.Aksi takdirde hayatını mahv ederim.Duydun mu?
-Saçmalıyorsun!Seninle evlenmeyeceğim.Ali'yi de alıp gideceğim.Duydun mu?
-Çok safsın.
-Ne?
-O çocuğun Ali olduğunu duyunca hemen kalktın geldin buraya.Ama benim bu geceki asıl amacım senin Yılmaz'la tanışmandı.Artık istesen de bir yere gidemeyeceksin.
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Diyorum ki..
Biraz daha dudaklarına yaklaşarak sakince fısıladı:
-Ali'nin kaybolduğu günün gecesi..Benimle seviştiğin o gecenin görüntüleri elimde.Yılmazın bunları görmesini istemiyorsan beni sinirlendirecek bir şey yapmayacaksın.Ayrıca Ali'yle sevgili olduğun yıllardaki resimleri ve benimle birlikte olduğun gecenin görüntülerini Yılmaz görürse..Ne yapacak sence?Rahat bırakacak mı sizi?
-Ondan korkmuyorum.Beni öldürse bile umrumda değil.Duydun mu?Git ne yapıyorsan yap!Belki ölünce kurtulurum senden!
-Ah sevgilim..
Eliyle yavaşca yüzünü okşarken sinir bozucu derecede sakinlikle konuşuyordu genç kadın:
-Kendi canıma kıyarım.Sana dokunmasına izin verir miyim sence?Sen benimsin.Ölmene izin vermem.Kendimi öldürür yine gelirim yanına..Ama Yılmaz Ali'ye ne yapar bilmiyorum.Ali aslında her şeyi hatırlıyor.Ve ondan intikam almak için ikiniz de bilerek biz abi-kardeşin hayatına girdiniz.Güzel hikaye değil mi?Yılmazı delirtecek türden..Şimdi uydurdum.Çok zekiyim
-Yılmaz bunu inanır mı?
-Yılmaz benim ağzımdan çıkacak her bir kelimeye inanır.Ve eğer ki zamanında Ali'nin sana deli gibi aşık olduğunu öğrenirse...Beni çok sevdiği için sana dokunmaz.Ama o çocuğa olan saplantısı yüzünden kendi elleriyle gebertir onu
-MELTEM NE İSTİYORSUN?Niye beni buraya getirdin?AMACIN NE?
-Zamanında ben sana nasıl uzaktan bakarak hasret kaldıysam sen de o çocuğa hasret kalacaksın.Biz evleneceğiz.Sen bu evde benimle yaşayacaksın.Dördümüz beraber.O çocuğun gözlerinin içine bakarak seni öpeceğim,sana dokunacağım.Benim olduğunu görecek.Bana yaşattıklarının aynısını yaşayacak
-Hastasın sen!Git tedavi ol!Ben burda kalmayacağım!
-Kalacaksın..Yoksa yaşanacaklardan ben sorunlu değilim..Flashback
-Meltem hanım.Söylediğiniz gibi takip ettik.Şu anda bir otele geldi.Ama çok kötü durumda sarhoş.Kendine zarar verdi
-Ne yaptı?
-Elini cama geçirdi
-Tamam kapat.Konum at ve uzaklaş.GeliyorumGenç kadın otele girdiğinde resepsiyona yaklaştı
-Bana Barış Acar'ın kaldığı odanın anahtarını verin
-Ama efendim.Böyle bir şey mümkün değil
-Hemen diyorum.Yoksa benimle değil direkt Yılmaz Tekelioğlu ile muhattap olursunuz
Yeraltının en karanlık mafyalarından birinin ismini duyduğunda korkuyla kadının istediğini yapmıştı.
Meltem kapıyı açarak içeriye girdiğinde sevdiği adam yatakta sayıklıyordu.Bir elinden kan akarken Meltem hüzünle ona baktı.Yavaş adımlarla loş odada yanına yaklaştığında yanındaki yatağa oturmuş sevdiği adamın yüzüne yaklaşarak dikkatlice incelemişti
-Ah sevgilim.Ne yaptın kendine?Daha ilk gün ama alışacaksın onun yokluğuna..
Bir saat önce evden çıktığında Ali elleri ayakları bağlı şekilde ondan yarım istiyordu.Ama o bunu umursamadan kalkıp buraya gelmişti
-Ali neredesin?
Sarhoş bir şekilde sayıklayan adamla sevdiği adamın dudaklarını kendine haps etmiş iştahla öpüyordu genç kadın
-Artık Ali yok.Biz varız..
Az sonra yerinden kalktığında pilanını devreye sokmak için telefonu çantasından çıkarmıştı.Ayakta durarak yatakta yarı baygın yatan gence baktığında düz ve soğuk bir sesle konuştu:
-Hepsi seni çok sevdiğim için..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın Saplantı
Mystery / ThrillerZalim bir iş adamı ve aynı zamanda mafya-Yılmaz Tekelioğlu Herkes onu yaptığı işgenceler ve acımasızlığı ile tanır.Masum ve ürkek genc-Efe Aydın.Utangaç ve bir o kadar da sakin.Yılmazın buz tutmuş kalbi gördüğü bir çift kahve rengi gözle eriyecektir...