"Evet, sayın seyirciler... Çok heyecanlı dakikalardayız. Son sekiz dakika! Skor hâlâ 1-1 berabere. Her iki taraf da yorulmuş görünüyor. E olacak o kadar."
Maç spikeri hız kesmeden maçı anlatmaya devam ederken tribün de bağırmaya devam ediyordu. Jeongin de maçı nefesini tutmuş takip ederken desteklediği takımın topu alıp karşı kaleye birden ilerlemesiyle heyecanla ayağa kalktı ve bağırmalara o da katıldı.
"Jisung topu aldı ve ilerliyor! Minho'ya mükemmel bir pas! Rakiplerden müdahele gelse de pes etmiyorlar! Minho'dan Changbin'e! Yoksa bir asist mi?!"
Suspus olan sahada tek duyulan ses topun sesi olurken Changbin önündeki boşlukla karşı takımın salaklığına gülmüş ve topa vurmuştu.
"Gool! Changbin'in vuruşu, pusludur buranın yokuşu!"
Changbin'in attığı gol sonrası takım arkadaşları, Changbin'in üstüne çullanırken taraftarlar da sevinçle bağırıyorlardı. Jeongin de sevinçli gözlerini Changbin'den ayırmıyordu.
Changbin, etrafını saran arkadaşlarının izin verdiği kadarıyla seyircilere bakarken gördüğü bedenle yüzündeki gülümsemenin yüzünde donduğunu hissetti. Jeongin ise Changbin'in ona baktığına inanamazken gamzelerini sunarak gülümsedi.
Changbin, Jeongin'in gülümsemesine karşılık verirken çalan düdükle kendine gelmiş ve yerine geçmişti.
Zaten maçı aldıklarını düşünen Changbin, oyun yerine Jeongin'e odaklanmıştı. Changbin'in bu odaksızlığından faydalanan rakip takımdan biri Changbin'den topu almaya çalışırken yere düşmesine neden olmuştu.
Changbin hissettiği acıyla yere yığılıp ayağını tutarken sağlık ekipleri sahaya giriş yapmıştı bile. Sağlık ekipleri müdahele ederken koçları yanına gelmişti.
Görevlilerden biri hastaneye gitmelerini tembihlemişti.
.
Maç bitmişti. Changbin'in golüyle maç kazanılırken şimdi ünlü oyuncuyu hastaneye götürüyorlardı. İçeri girip hasta kaydını oluşturmuş ve doktorun odasına girmişlerdi.
Genel kontrolden sonra röntgen çekilmesi gerektiği söylenmişti. Bu yüzden Changbin röntgen odasına girmişti.
Jeongin, Changbin'i gördüğünde şaşırsa da işine odaklanmaya çalışmıştı fakat hayranı olduğu oyuncu karşısındayken bu biraz zordu.
.
Changbin elindeki telefonla oturduğu yerde oyalanırken Jeongin bir yandan danışmadaki arkadaşıyla konuşuyor bir yandan da Changbin'i izliyordu.
"Jeongin bu gerçekten gerçekleşiyor mu lan? Çok saçma bir an."
"Evet, öyle ama gerçek. Önemli olan da bu."
Felix, "Hadi yine iyisin." deyince gülmüştü Jeongin.
Changbin, üzerindeki bakışları hissettiğinden kafasını kaldırdığında Jeongin'i görmüştü. Changbin, Jeongin'i hemen tanırken Jeongin, ona dönen bakışlarla heyecanlanmıştı.
Changbin tam ayağa kalkıp ikilinin yanına ilerleyecekken takım arkadaşları gelince tekrar yerine oturmak zorunda kalmıştı.
Bir daha karşılaşmalarının imkânsız olduğunu düşündüğü için Jeongin'le tanışmak istemişti. Hem konuşurlarsa neden kendini izlediğini de sorabilirdi. Ayrıca Jeongin onun fanıydı, onu mutlu etmek isterdi. Konuşmak istemesinin nedenleri bunlardan başka olamazdı -Changbin'e göre.
Jeongin ise hiç değilse bir imza almak istese de Changbin'i rahatsız etmek istemiyordu. Jeongin, muhtemelen bütün fanları böyle yaptığı için bu durum Changbin için can sıkıcı olurdu diye düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vuruş (JeongBin)
Fanfic"Senin için gol atacağım." "Atmazsan ayrılırız." iyi okumalaar,