***Yüksek duvarlar gençliğimde gördüklerimden hiç değişmemişti. Buraya ilk geldiğimde gri duvarlar çok korkutucuydu. Sanırım buraya bir kere girdiğimde bir daha çıkamayacağım korkusunu hissettim.
Anlaşıldığı üzere korkularımın sadece yarısı doğruydu. İlk başta hayatım hapis gibiydi ama sonunda kovuldum. Neyse ki hayatımın geri kalanını bu çitin içinde yaşama düşüncesi gerçeklikten kaçtı.
"Müdür."
Yanımda duran Şef Kim dikkatle konuştu. İyi misin? Bu soru üzerine bakışlarımı duvarın tepesinden zar zor ayırmayı başardım.
"Evet ben iyiyim."
Orijinal evdi. Babamın, annemin, Minjae'nin ve Seoyoung'un yaşadığı ana ev. Küçüklüğümden beri yaşadığım ve 20 yaşıma girer girmez kendi isteğim dışında terk ettiğim babamın evi.
"Haydi içeriye girelim."
'Bence yakında eve gelmelisin.'
O gün Şef Kim'in sözlerini duyduktan sonra düşüncelerimin ne kadar karıştığını bilmiyordum. Babam beni neden arıyordu? Minjae bir kaza geçirmiş olabilir mi? Kwon Yido'nun bana ihtiyacı olmadığı için beni geri göndermeye çalışıp çalışmadığını merak ettim.
Ancak bu beklentilerin aksine Şef Kim, tedirginliğini gizleyemeden konuştu.
'Ailenle... Yemek yemek istediğini söyledi.'
Rastgele bir ifadeydi. O kadar beklenmedik bir durumdu ki, utandım bile. Ailecek yemek yiyebileceğiniz bir yer. Beni oraya çağırmanın hiçbir nedeni yoktu. Babamın bahsettiği aileye katılamadım.
'...Sanırım söyleyecek bir şeyi var.'
İyi o zaman. Ayrı bir iş olması lazım. Bunlar Şef Kim'in ağzından aktarılacak sözler değildi.
Neyse işte bu nedenle uzun bir aradan sonra evea vardım. Kwon Yido'ya ailemle buluşup buluşamayacğımı sorduğumda bunun çok da önemli olmadığını söyledi.
'Seni oraya götüreceğim.'
İşiyle meşgul olan bir insan nasıl vakit bulabilirdi? Daha da kötüsü, o arabayı kullanacak kişi Kwon Yido değil, onun şoförü olacaktı.
'Hayır, Şef Kim gelip beni almaya karar verdi.'
Sanırım bunu söylediğimde ifadesinin düzelmemesinin nedeni, olayları yanlış görmesiydi. Gözümü kırptığım anda hiçbir iz bırakmadan yok olacak hoş olmayan bir duyguydu bu.
'Bir gün orada uyuyacağım o yüzden lütfen Lee Taeseong'a dinlenmesini söyle. Sosyal yardım sistemi tam bir karmaşa.'
Şaka amaçlı söylemiştim. Mümkün olsa aynı gün gelmek isterdim ama Minjae'nin beni yakalama ihtimalini de göz ardı edemezdim. İki kere gitmektense hepsini bir kerede çözmek daha iyiydi.
Kwon Yido sanki sözlerim eğlenceliymiş gibi güldü ve çok basit bir çözüm buldu.
'Sanırım refah için para verebilirim.'
Zaten bu nedenle takım elbise giymeyeli uzun zaman olmuştu. Soyunma odasında hazırlandım ve bir şekilde bedenin vücuduma tam olarak uyduğunu biliyordum. Gömleğimi, kravatımı ve ceketimi giydiğimde kendimi yönetmenlik zamanlarına dönmüş gibi hissettim.
"Genç efendi, burada mısınız?"
Büyük bir kapıdan ve bakımlı bir bahçeden geçtikten sonra evin girişini buldum. Kwon Yido'nun evi kadar büyük değildi ama küçük de değildi. Ön kapıda beni karşılamaya gelen yaşlı adama mutlulukla gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyond the Memories
General FictionSoğukkanlılığıyla bilinmesine rağmen ilk karşılaşmaları o kadar da kötü değildi. "Ben Kwon Yido'yum. Sen... Jung Sejin misin?" Kwon Yido nazik, saygılı ve titiz bir tavır sergiledi. En kötüsü olacağını düşündüğü evliliğin o kadar da kötü olmadığını...