Semih ellerini kucağında birleştirmiş masumca elleriyle oynuyordu. Sağında İsmail abisi solunda Barış abisi oturuyordu. Tam karşısında Arda. Ardanın sağında Ferdi ve Arda'nın solunda da Kerem abisi vardı. Konuşmaya bu oyuna bir son vermeye karar vermişlerdi.
"Eeeee ne ellerinle oynayıp duruyorsun be ? Anlat işte ne olduğunu."
Ferdi sinirle homurdandığında Arda da ona biraz hak vermişti. Yaklaşık yarım saattir oturuyorlardı ot gibi. Kimsenin konuştuğu da yoktu.
"Ay nereden başlasam bilemiyorum."
Semih heyecanla mırıldandığında Arda derince bir of çekti. Yarım saatte bu cümleyi 10 kere falan söylemişti.
"En başından Semih. En başından. Kenan'a aşık olduğun ilk zamandan başla."
Arda bu sefer umutla konuştu. Kenan Ferdi ve Arda'nın sessiz sedasız ortadan kaybolduğunu farkederse ikisini asla rahat bırakmaz günlerce dalga geçerdi. Bir an önce geri gitmeleri gerekiyordu.
"Pekala bölmeyin sorularınızı en son sorarsınız. Zaten benim de size soracağım bazı şeyler var."
Semih göz ucuyla Kerem ve İsmaile baktı. İkisinin de 3 yıldır Barış abisinden ve kendisinden sakladığı şeyi bilmek istiyordu artık. Altay kimdi ve neden Kerem Altay'ın mevzusu açılınca kaçıyordu.
"Ben 10. Sınıfta geldim okula biliyorsunuz zaten. Geldiğim gün annem müdürle konuşurken, kaydımı yaptırırken ben odanın kapısında bekliyordum. Kenan nöbetçiydi o gün. Tam odanın karşısında oturmuş test çözüyor. Hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkeklerden birisiydi. İlk gün çok etkilenmiştim ondan. Bir kaç kere göz göze gelmiştik. O kadar güzel bakıyordu ki. Üç hafta falan sonra tam toparladım kendimi. Gidip açılacağım. Birbirimizi tanıyalım, tanışalım diyeceğim. Ama nasıl koydum kafaya. Okul çıkışı takip ettim. Okulun yakınlarındaki kuytu bir köşeye gitti. Bir ara gözden kayboldu. Yana döne onu aradım. Sonunda bulduğumda da Çınar'ın üzerinde çocuğu yumrukluyor. Benimle göz göze gelince bıraktı çocuğu siktir oldu gitti. Bende koştum yardım ettim Çınar'a. O gün öğrendim Kenan'ın sinir problemleri varmış."
"Bir dakika. Bir dakika. Kim söyledi sana Kenan'ın sinir problemleri olduğunu ?"
Ferdi araya girip sinirle burnundan soludu. Her seferinde karşısına çıkıyordu bu bok çocuk. Okula geldiği günden beri başlarına bela olmuştu velet.
"Çınar söyledi işte abi. Dur bölme. Neyse işte ben korktum biraz Kenan'dan. Ama hala deli gibi seviyorum. Kalbime dur diyemiyorum. Bir kaç ay önce canıma tak etti. Dikkat çekecek bir şeyler yapıp açılacaktım Kenan'a. Oturduk Kerem abiyle sabaha kadar düşündük. En son bu masaya süt koyma işi yattı aklıma. Kerem abi de destekleyince dokuzlardan bir sınıf seçtim. Daha gün bile aymadan okula gidiyordum. Görevli abi gelip kapıyı açana kadar bahçede bekliyordum. Kapı açılır açılmazda biraz para çilekli süt bir tane maske ve açıklayıcı bir not koyuyordum öğretmen masasına. Kim ilk gelirse o alıyordu parayı. Tabi arada bir bazı şerefsizler parayı alıp sütü içip siktir olup gidiyordu o günlerde de ben gidip koyuyordum masaya sütü. Böyle sürdü baya.
Sonra ben bir gün taktım maskeyi yayalana yayalana gidiyorum. Görevli abiyi bekliyorum kapıyı açacak ben de sütü koyacağım. Can sıkıntısından maskeyle oynarken kopardım meskeyi. Dedim bir şey olmaz gireyim böyle. Girdim sınıfa koydum sütü, tam çıkarken Tufan'la çarpıştık. O gün zaten bir bok olacağını anlamıştım. Neyse işte bir kaç gün sonra Tufan beni takip etti. Korktum yumruk attım falan oraları biliyorsunuz. O gün Tufan sizin beni aradığınızı söyleyince bir tane numara aldım, oradan anonim olarak Kenan'la yazışıyordum. Sonra işte kantinde dövdü beni o gün akşam yine yazıştık. Sizinle mi ne takışmış. Bir kere sarılalım dedi. Sahile çağırdım. Gözlerimi kapatıcam dedi. Kapattı da zaten. Açmadı hiç. Öpüştük sonra ben eve geldim. Öyle işte."
"Uzun zamandır seviyorsun yani sen Kenan'ı ?"
Arda sorgulayan bakışlarla konuştuğunda Semih de masumca kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"Yani sen homofobik değilsin."
Ferdi sakince mırıldandığında Semih kocaman bir kahkaha attı. İşaret parmağını Barış ve İsmail'in arasında gezdirdi.
"Sizce homofobik olma ihtimalim mi var ? Peki Kenan. Kenan hetero mu ?"
"Yok."
Arda ağzının içinde mırıldandığında Semih kocaman gülümsemişti.
"Ama olmaz sizden. Kenan istemez seni."
Arda sözlerine devam ettiğinde Semih'in gülümsemesi anında soldu.
"Niyeymiş o ?"
Agresif bir sesle konuştuğunda Kerem derin bir nefes alıp mırıldandı.
"Benim yüzümden."
Masadaki herkesin gözleri kocaman açılıp Kerem'i buldu. Madem bütün her şey çözüme ulaşacaktı. Her şey konuşulmalıydı. Kerem sakince Arda ve Ferdiye döndü.
"Bakmayın öyle Barış ve Semih bilmiyor."
"Neyi bilmiyoruz biz ?"
Barış merakla konuştuğunda Kerem ona döndü.
"Siz gelmeden önceki seneye kadar ben Altayla sevgiliydim. Sonra Çınar yüzünden yaşanmaması gereken şeyler yaşandı. Ben de müdahale etmek yerine izledim. Kenan o günden beri sinirli bana. Nerede görse öldürecek gibi bakıyor. Ne yazık ki okula geldiğinde yanlış kişiye abi dedin Semih."
"Bir de Çınar var tabi. Kenan nefret eder Çınar'dan. Sen de o zorbayla gezdiğin için senden de nefret ediyor."
Arda açıklama yapmak için konuştuğunda Semih'in gözleri kocaman açıldı.
"Yemin ederim bir daha Çınar'la hiç konuşmam. Yüzüne bile bakmam. Yemin ederim..."
Semih çaresizce mırıldanırken karşısındaki üç çocuğun da kendisini pek dinlediği yok gibi görünüyordu. Gözlerini kocaman açmışlar Semih'in arkasında giriş kapısına bakıyorlardı. Semih üç çocuğun da kocaman açılmış gözlerini gördüğünde durakladı. Arkasında ne olduğunu görmek için kafasını hafifçe sağa çevirdi.
"Ananı sikim bu sefer kesin beni öldürecek."
Oturduğu yerden hızla kalkması ve hızlı adımlarla oradan uzaklaşmasının tek sebebi, hızlı ve sinirli adımlarla Oturdukları masaya doğru yürüyen Kenan ve Altaydı.
🧩🧩🧩
Ay valla bu gün iki bölüm attım. Kenan ve Semihi en acilinden öpüştürüp barıştırmam gereken konular var. Sevişedebilirler gerçi benim için sorun yok.