"Bence bu ateş mevzusunun benim özel karışımımla hiç alakası yok."
Semih çocuğun alnındaki sirkeli bezi değiştirmek için kaldırdı. Orta sehpanın üzerindeki kabın içine bıraktı.
"Ayrıca bunu kim yap dedi sana ya ? Ellerim sirke koktu."
Semih sızlandığında Kenan minikçe kıkırdamıştı.
"Benim saçlarım sirke kokacak asıl. Hem temizlikçi abla söyledi."
Hala sırıtıyordu. Grupta Semih gelmeyeceğini söylemişti ama şimdi buradaydı.
"Gel bir hastaneye gidelim Kenan. Böyle olmayacak bu."
"Yok ben böyle çok mutluyum."
Doktorların yerine Semih'i istiyordu. Uzun zaman sonra ayağına gelen fırsatı tepemezdi herhalde. Kenan elini Semih'in bacağına koyup yavaşça okşadığında Semih göz devirip bacağındaki ele baktı.
"Kenan !"
"Ya ne ? Yapmayayım mı ?"
Kenan yorgun bir şekilde gülümseyip elini Semihin dizinden kasığına kadar yavaşça sürttüğünde Semih sertçe vurmuştu Kenan'ın büyük eline.
"Hastasın sen. Uslu dur !"
Kenan bir çocuk gibi azarlandığında elini Semih'in baldırına kadar indirmişti.
"Peki."
Çocuk gibi sızlanıp suratını sağa yatırdı. Kenan gözlerini kapattığında Semih çocuğun alnındaki bir kaç tutam şaç telini parmağının ucuyla kenarıya kaydırdı.
"Uyuma Kenan. Kalk duş al sonra uyursun."
"Hiç ayakta duracak halim yok."
Kenan'in gözleri kapalıydı. Semih elini yavaşça Kenan'ın sağ yanağına koydu. Parmaklarıyla boynunu destekleyip çocuğu doğrulttu.
"Ben yardım edeceğim."
"Hmm. Et bakalım."
Kenan şu halde bile cıvık olabiliyordu. Semih'i en şaşırtan özelliği de buydu. Ateşler içinde yanıyordu ama Semih hadi gel sevişelim dese koşa koşa giderdi.
Semih Kenan'ın yattığı koltuktan kalkmasına yardım etti. Kenan ayakta doğrulduğunda Semih bir kolunu çocuğun beline dolayıp kendisinden destek alması sağlamıştı.
"Nerede ?"
Kenan kaşlarını cattı. Ne neredeydi ? Anlamamıştı ki. Semih Kenan'ın gözlerindeki sorgulayıcı bakışları fark ettiğin de hafifçe gülümsedi. Bu velet hastayken çok tatlışmıydı neydi ?
"Banyo diyorum Kenan. Banyo. Nerede ?"
"Haaaa. Yukarıda."
Semih hafifçe kıkırdayıp salondan çıktı. Kapının sağındaki merdivenlere ilerledi. Yavaşça çıkmaya başladı. Yaklaşık bir ay önce dışarıdan gördüğü evin içindeydi. Aylar önce Semih'e Kenan'ın evine gireceğini söyleseler "Ya siktir git" derdi. Gerçi aylar önce Semih'e Kenan'la ilgili ne söyleseler aynı tepkiyi verirdi her halde.
Son basamağı da çıktılar. Semih Kenan'ın kendini banyoya yönlendirmesi için sakince bekledi. Lakin Kenan'dan bir tepki alamadıgında gözleri yavaşça Kenan'ın gözlerine kaydı. Boş gözlerle kendisine bakıyordu. Elini hafifçe beline vurup kendine gelmesini sağladı.
"Olum ev senin evin ya. Nerden bileyim ben banyonun yerini. Göstersene."
Kenan kendine gelip Semih'i banyoya doğru yönlendirdi. Sola dönüp koridoru yürüdüler. Koridorun sonundaki kapının önüne durduklarında Semih tereddüt etmeden kapıyı açtı.
İçeriye girdiklerinde etrafı inceledi. Kocaman bir odaya girmişlerdi. Sol duvara dayalı çift kişilik bir yatak vardı. Yatağın iki yanında koyu kahverengi iki komodin vardı. Sağ tarafta duvara yaslanmış komodinlerle aynı renkte bir çalışma masası ve geniş bir kitaplık vardı. Karşı duvarda iki kapı kapıların ortasında da yine diğer eşyalarla aynı renkte bir bilgisayar masası vardı.
"Hangisi banyo."
Semih önlerindeki iki kapıyı işaret ederek sordu. Kenan kolunu kaldırıp soldaki kapıyı gösterdi. Başka bir şey söylemedi. Semih adımlarını oraya yönlendirdi.
Kapıyı açıp Kenan'ı içeriye soktu. Kendisi kapının önünde bekliyordu.
"Tamam ?"
"Ne tamam ? Gelsene."
"Ha ?"
İçeriye mi girecekti ? Neden girsindi ki içeriye ?
"Semih lütfen. Hem içerde düşsem kafamı vursam ne olacak ?"
Sızlandığında Semih kaşlarını çattı olabilir miydi böyle bir şey ?
"Saçmalama Kenan. Olmaz öyle birşey. Olmaz yani dimi ?"
"Olur olur. Gel hadi. Bak valla kafamı vurup ölürsem vicdan azabından ölürsün."
Semih ağzını açıp konuşacakken Kenan çocuğun bileğini tutup çocuğu banyoya çekmişti. Semih daha ne olduğunu anlamadan Kenan üzerini çıkartmaya başlamıştı. Semihin gözleri kocaman açıldı. Önünde soyunuyordu.
Bakmak ve bakmamak arasındaki ince çizgide gidip geliyordu. Beyni hala düşünürken gözleri çoktan Kenan'ın çıplak vücuduna kaymıştı.
Beyaz teni, geniş omuzları, ince beli, kasları. Çocuğun vücuduna dalıp gitmişti. Kenan'ı ilk kez çıplak görmüyordu. Hatta uzaktan da olsa okulun spor salonunda çaktırmadan izlerdi. Ama ilk kez bu kadar yakından görüyordu. Yine de kendini durdurdu. Hastaydı ne de olsa karşısındaki çocuk.
Hızla kendine gelip Kenan'ın bedenini duşakabinin içine sürükledi. Bir an önce bu ızdırabın bitmesi gerekiyordu. Semih Kenan'ın yanına uzanıp suyu açtı. Su ne soğuk ne sıcaktı. Ama Kenan vucuduna değen damlalardan dolayı irkilip öne kaçmaya çalıştığında Semih sıkıca belinden tutmuştu çocuğu. Kenan sızlanıp alnını Semih'in alnına yasladı. Gerçi Semih için şu an büyük bir sorun vardı. Elinin altında hissetmesi gereken kumaş şu an yoktu. Gözlerini korkuyla aşağıya kaydırdı. Umuyordu ki Kenan şu an tamamen çıplak değildi. Umduğu gibi olmamış Kenan'ın tamamen çıplak olan altını görmüştü. Gözlerini tekrar yukarıya çıkarmıştı.
"Nereye baktığını gördüm."
Kenan kıkırdadığında Semih kıpkırmızı olmuştu. Utançla ellerini çocuğun belinden çekmeye çalıştığında Kenan çocuğun bileklerini tutup tüm gücünü kullanarak çocuğu duşakabinin içine çekmişti.
Semih'in kollarıni kendi beline dolamısını sağladı. Semih in kolları belinde kenetlendiğinde ellerini çekip avuçlarını kafasının iki yanına koyup dudaklarını birleştirdi. Sarışının sırtını arkalarındaki duvara yaslayana kadar ittiginde sarışının dudakları hafifçe kıvrıldı.
Haklıydı. Kenan'ın bu haldeyken bile kendini geri çekmeye hiç niyeti yoktu. Gerçi ölüm döşeğinde olsa bile durmazdı artık.
🧩🧩🧩
Kenan gözlerini yavaşça açtı. Burnunu kaşındıran saçlar uykusunu ve güzel rüyasını yarıda bölmüştü. Küfür edip doğrulmak için hareketlendiğinde kolunun üzerindeki ağırlık engel olmuştu.
Gözlerindeki buğuyu kaldırmak icin bir kaç kere gözlerini sıkıca açıp kapattı. Sonunda görüşü netleştiğinde kollarındaki Semih'in bedeniyle şoka uğradı. Gördükleri rüya değildi. Semih kollarında huzurla uyuyordu. Kollarını oldugundan daha sıkı bir şekilde Sarışına sarıp kendini tekrar huzurlu uykunun kollarına bıraktı.
🧩🧩🧩
Hiç içime sinmedi ama neyse.