Seninle Hesaplaşmaya Geldim

467 54 12
                                    


İyi okumalarrr

...

Herkesin hayatında en az bir kere çok sert bir şekilde duvara tosladığı bir an olmuştur. 'Bundan sonra ne olacak, bu işin içinden nasıl çıkacağım, bunu nasıl atlatacağım?' diye sormuştur kendine.

Dünyası bir anda başına yıkılmıştır. Koskoca evrende yapayalnız kaldığını düşünmüştür. Ve en önemlisi o an oracıkta ölmeyi dilemiştir.

Ben de şuan tam olarak o durumdaydım. Evimizin hemen önündeki kaldırımda oturmuş boş gözlerle etrafı izliyordum.

Yanıbaşımda duran çantama kaydı bakışlarım o sırada. Annemin ağlayarak aceleyle tıkıştırtığı tişörtlerim yüzünden tam kapanamamış bu yüzden fermuarı yarıda kalmıştı.

Tekrardan gözümün önüne gelen annemin ağlamaktan kızarmış gözleri ile içime titrek bir nefes çektim. Ağlamak istemiyordum, ben yanlış bir şey yapmamıştım.

Kalbime söz geçiremediğimden dolayı mıydı bu yaşadıklarım? Sırf bu kalp kendi hemcinsime atıyor diye mi yemiştim ben o tokadı? Sevda her koşulda aynı değil miydi? Sevginin osu busu mu olurdu? Bir baba kendi canından olanı bu kadar kolay şekilde reddeder miydi?

"Benim senin gibi bir oğlum yok artık. Pılını pırtını topla, siktir git bu evden." demişti gözlerimin içine bakarak. Başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki. "Ne diyorsun sen Akif? Nasıl söyleyebiliyorsun bunu evladına?" diyerek önüme geçmişti annem.

Gözümden akan yaşı bir çırpıda silip annemi kolundan tutarak önümden çekmiştim. "Son sözün bu mu?" demiştim gözlerinin içine bakarak. "Ben diyeceğimi dedim. Bir daha ne sen bu evden içeri adım at ne de karşıma çık. Sildim ben seni." demiş gözlerini tiksinir gibi üzerimden çekmişti.

Duyduklarım ile içimde bir şeyler kopup giderken daha da konuşmaya çalışmayarak kapıya yöneldim. O sırada koluma tutunan annem "Yapma oğlum kurbanın olayım. İftira atıyorlar de, babandan özür dile ama gitme yalvarırım." diyerek beni durdurmaya çalıştı.

Dedikleri ile göğsüme saplanan acı daha da kanarken bir hışımla ellerinden kurtuldum. Oğluna konduramıyordu demek ki. Oysa ki bir şeyleri çaktığını ama belli etmediğini düşünmüştüm.

Beni durduramayacağını anlamış olacak ki bir çırpıda odama koşmuş çok geçmeden elinde çantamla geri gelmişti. O sırada çoktan ayakkabımı giymiş ceketimi almak için vestiyere uzanıyordum.

Elindeki çantayı ağlayarak elime tutuşturmuş "Baban şimdi sinirli olduğu için böyle. Biraz zaman ver olur mu? Sen de Barış'lara git bir süre orada kal." demişti. Ağlayarak konuşurken nefeslenmek için duraksaması gerekiyordu.

Yanaklarındaki yaşı silip ellerime uzandı. Sıkı sıkı tuttuğu ellerimi okşarken "Çantaya biraz para koydum. Onunla idare etmeye çalış yavrum. Telefonun hep açık olsun. Barış'lara gidince bana haber ver. Ben babanla sakin kafayla konuşup ona bir şekilde açıklamaya çalışacağım. Sadece biraz zaman lazım, sadece zaman." demiş yanaklarıma uzanarak içli bir şekilde öpmüştü.

ÇIRAK (BXB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin