3.Bölüm

5 0 0
                                    

Şu anda askeriyenin önündeydik mert gözümün önündeydi arkadaşıyla sohbet edip sigara içiyordu " ben kaçıyorum." Deyip arabadan indim " mert." Dedim bana döndü koşarak boynuna atladım elleri belimi sardı beni gördüğü an sigarayı atmıştı " sevgilim," dedim " yavrum bu ne güzel süpriz." Dedi yanağından öptüm " özledim seni." Dedim " bende." Dedi " nasıl gidiyor." Dedi kucağından indim ama elleri hala belimdeydi " iyi senden," dedim yanağımı öptü " iyi." Dedi " abicim öpme artık." Diyerek arkadan abim geldi " kanka ben gidiyorum beni çağırıyorlarmış." Dedi mertin arkadaşı ve gitti " tanışalım ben Halil soyder." Dedi abim elini Mert'e uzattı Mert'e elini sıktı " memnun oldum mert çalışkan bende." Dedi " bende memnun oldum." Dedi abim " gelin bir çay içelim." Dedi mert bizi çardağa yönlendirdi " ben çay alıp geliyorum." Deyip gitti abime baktım " nasıl yakışıklı dimi." Dedim göz devirdi " maalesef." Dedi " abi ya bozma çocuğu bak," dedim " tamam tamam," dedi " inandırıcı gelmiyorsun," dedim " tamam güzelim konuşmuyorum o itle." Dedi " abi o it değil." Dedim mert geldi çayları bıraktı oturdu " askeri kıyafetleri yakışmış," deyip göz kırptım gülümsedi " hangi havalimanında iş yapıyorsun." Dedi abim Mert'e " Pegasus havalimanı," dedi mert " gel bizim pilotumuz ol istersen," dedi abim kaşlarım havalandı " yok efendim iyiyim ben böyle." Dedi mert " sen bilirsin," dedi abim çayını alıp ayağa kalktı " ben arabadayım çay için teşekkürler." Dedi " afiyet olsun." Dedi Mert'e ve abim arabasına bindi bizden uzaktaydı Mert'e iyice yanaştım " seni ne kadar özledim bilemezsin," dedim adem elması hafifçe oynadı yutkundu " yavrum yapma yanarız askerideyiz beni zorlama istersen." Dedi " çok kötüsün insan öper," dedim kolumdan tutup beni çardaktan çıkardı dümdüz ilerdeki " nereye gidiyoruz." Dedim " süper bir yer," dedi askeri binanın yanında küçük bir oda vardı beni o odaya soktu kapıyı kilitledi etrafta silahlar vardı bana döndü elleri belimi sardı " hasret kaldım sana be güzelim." Deyip dudağıma yapıştı karşılık verdim öptü öptüm ayrılınca anlımı anlına yasladı gülümsedim " işte bu." Dedim " özleminden öldüm bebek," dedi " bende," dedim önümde diz çöktü " benimle evlenirmisin," dedi cebinden çıkardığı yüzüğe şok olmuş bir şekilde bakıyordum " e-evet," dedim yüzüğü parmağıma taktı ayağa kalkıp sarıldı " yüzüğü nerden buldun," dedim " Askere gelmeden önce evlilik teklifi edecektim ama sağ dönmem diye etmedim." Dedi " hala askerdesin." Dedim " dayanamadım." Dedi dudağını öptüm " kocam," dedim " hızlı havaya girdin ha karım." Dedi yanağına büyük bir öpücük bıraktım " kocamsın," dedim " karımsın." Dedi odadan çıktık çardağa döndük abim burda oturmuştu ayağa kalktı elimi kaldırdım " bak evlilik teklifi aldım," dedim ama abim beni duymadı elini mertin dudağına attı sildi Allah kahretsin rujun izin kalmıştı dudağımı ısırdım abim silmeye çalıştı " ne olmuş ki Halil abi," dedi mert bilmiyormuş gibi " ırz düşmanı seni kardeşimimi öptün lan," diye yükseldi " abi gidelim biz hasret giderdik," dedim " belli çok güzel gidermişsiniz." Dedi abimi zorla arabaya soktum mertle sarıldık " kendine iyi bak kocam," dedim " sende karım," dedi " geldiğim an seni istemeye geleceğim." Dedi " beklerim." Dedim " gelirim," dedi " neyse kocam ben gidim bir felaket daha çıkmadan," dedim " haklısın balım görüşürüz," dedi yanağımı öptü ayrıldık bende arabaya bindim oda askeriyeye girdi abime döndüm " bu piç niye seni öpüyor." Dedi " sevgilim çünkü sen hiç yengemi öpmedin mi medeni ol biraz," dedim göz devirdi ve arabayı çalışırdı sonra yola çıktık.

Aradan uzun zaman geçmişti mert askerden dönmüştü ben kuzenlerim ile filan tanışmıştım  bu günde beni istemeye geliyorlardı şimdi şöyleki nişan ile isteme beraber olucaktı bir sürü hazırlık yapılmıştı  konağın bahçesinde olucaktı inşallah sığardık çünkü bir çok kişi gelecekti hata sanırım Polat'a gelecekti kan davası olduğu halde nasıl gelicek bilmiyorum ama babamların tatsızlık çıkarmayacağını umuyorum. Herkes gibi bende hazırdım hafif kabarık bir elbise giymiştim yakışmıştı makyajım saçım gayet güzel olmuştum bahçeye çıktım " çok güzel olmuşsun," dediler gülümsedim " teşekkür ederim." Dedim hepimiz demir kapının önünde dizildik ve geldiler mert kuzenleri teyzesi annesi babasıydı tabikide bizim sayımız yine çoktu çünkü amcamlar kuzenlerim filandık mertin elindeki çiçeği aldım gülümsedi ve annemlerin elini öpüp ilerledi kuzenleri bohça filan getirmişti onları aldık kimse kalmayınca korumalar bohçaları içeri götürdü bizde oturduk benle Mert'e ayrılan yere oturduk çaylar dağıtıldı tatlı yendi kahve için ayağa kalktım " kahvelerinizi nasıl alırsınız," dedim " hepimizi sade yap kızım uğraşma," dedi Türkan teyze " siz söyleyin zor olmaz," dedim " ya yenge bırak bizi sen Mert'e yap bir zehirli kahve varsın biz içmeyelim," dedi Yusuf mertin kuzeni  güldük bende içeri girdim diğerlerinin kahvesini yardımcılar yaptı mertin kahvesi tabiki güzel olucaktı tuzlu filan ben yapmazdım içeri abimler  girdi " Ayşe abla tüm baharatları getirirmisin ." Dedi rüzgar abim " asla olmaz." Dedim umursamadılar Ayşe abla hepsini getirdi " damadımızın ağzı tatlansın." Deyip pulbiberi boca etti " e birazcık bundan," dedi poyraz abim nane koydu " bunsuz olmaz." Dedi Halil abim kimyonu koydu " ya yeter zehir oldu." Dedim " buda lazım." Dedi deniz " halacım sende mi," dedim " halamı alıyor," dedi ve bolca tuz koydu poyraz abim tepsiyi alıp elime verdi " şimdi götür güzelim." Dedi " abi çok şey koydunuz," dedim " hiç bir şey olmaz," dedi bende mutfaktan çıktım bahçeye çıktım tepsiyi mertin önüne bıraktım " içme bence sağdıçın içsin," diye mırıldandım oturdum gözlerimin içine bakarak fincanı kafasına dikti " içme demiştim." Dedim " e damat halamı almaya kararlımısın," dedi deniz " evet." Dedi mert " biz bunu vazgeçiremeyiz." Dedi deniz umutsuzca rahmi amca boğazını temizledi " efendim gelelim sebebi ziyaretimize." Dedi gözlerim polatı buldu artık bana sevgi ile bakan gözlerde nefret vardı tamamamen nefret etmişti artık gülümsedim göz devirdi rahmi amca konuşmasına devam etti " efendim Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız nazı oğlumuz Mert'e istiyoruz." Dedi babama baktım " kızım benim kıymetlimdir ama mertinde kıymetlisi ona gözü gibi bakıcağına eminin ama naza sormak istiyorum kızım senin rızan var mı," dedi babam Polat'a baktım " var baba," dedim " verdik gitti," dedi babam Polat hariç herkes alkışladı ayağa kalktık yüzükler kesildi sonra büyüklerin elini öptük büyükler içeri girdi biz gençler olarak dışarıda kaldık " boncuk ." Dedi Polat ona döndüm " hayırlı olsun." Dedi çatık kaşları ile " teşekkür ederim düğünede beklerim," dedim " geliriz," dedi sarıldık " dikat et kendine." Diye mırıldandı " sende." Dedim ayrıldık vedalaştık o gitti bizde oturduk sohbet ettik mertle elimizi yan yana getirip fotoğrafları çektik güzel çıkmıştı özellikle kurdale hoşuma gidiyordu pasta yedik içtik akşama kadar filan takıldık onlar gitti bende duşa girdim duştan çıkınca üzerimi değiştirip uyudum tek taş yüzüğümün yanında zarif düz yüzük çok güzeldi.

Aradan bir ay geçmişti kına yapılmıştı bir hafta sonrada düğünümüz vardı şu andada mertle kahve içmeye gelmiştik " yavrum ben yarın uçuşa gideceğim." Dedi " nereye," dedim " Dubai," dedi kaşlarım havalandı " bende gelim mi," dedim güldü " güzelim sen gelinlik filan bak yol uzun dönüş gidiş iki güne gelirim herhalde." Dedi " tamam." Dedim  biraz zaman geçti biz takıldık sonra beni eve bıraktı vedalaştık ve gitti. Bende içeri girdim denizle takıldım sonra kurabiye yaptım filan.

Mardin Yalanı Where stories live. Discover now