Aradan iki yıl geçmişti duru dört yaşındaydı Polat'la aramız çok iyiydi Pervin hanımla aram baya düzelmişti hatta artık o bana kızım bende ona anne diyordum şu andada bir düğüne gelmiştik aşiret düğünü değildi polatın bir arkadaşının düğünüydü davet gibiydi yani çok kişi yoktu Polat'a döndüm sahnede kızı ile dans ediyordu gülümsedim birden silah sesleri geldi sonra bir bombanın patlayışı korumalara gelinle damadı alıp gitti davetliler kaçmaya çalıştı polatlara döndüm Polat yerdeydi duru yoktu ben ise hala oturuyordum ayağa kalktım " duru," diye bağırdım nereye gitmişti polatın yanına koştum yanına çöktüm " Polat aç gözlerini hadi." Dedim hafifçe araladı vurulmamıştı ama sanırım başından darbe aldığı için şu an kötüydü " duru." Dedi zorlukla " yok," dedim polatın gözleri kapandı ne kadar uyandırmaya çalışsamda olmadı ayağa kalktım iki adam geldi tam bağıracaktım ki ağzımı kapattı " uslu dur zarar görme." Dedi bağıramadım arabaya ilerledi benle arabanın önüne gelince beni zorla arabaya bindirdi ağzımı açtı " biraz uyku iyi gelir," deyip burnuma bir şey tuttu ben daha olayları idrak edemeden uyuya kaldım.
Uyandığımda bir depodaydım sandalyeye bağlıydım ve karşımda iki adam vardı biri sırıtıyordu " uyanmışsın güzellik." Dedi sarışın olan " kızım nerde." Dedim " kızı getirin." Dedi sarışın adam biri odadan çıktı ve gitti diğeri ipleri açtı beni ayağa kaldırdı kollarımı arkada tutuyordu odaya iki koruma girdi biri benim tam yanımda durdu diğerinin yanında ise duru vardı tam karşıma geçti duruyu omuzlarından sımsıkı tutmuştu kızımı süzdüm iki parmağını koparmışlardı göz yaşlarım akmaya başladı ona giydirdiğim beyaz elbisesi kan içindeydi " kızım duru," dedim koşup sarılmak istedim ama arkamda ki adam sıkıca tutmuştu duru sessizce ağlıyordu dudakları titriyor göz yaşları akıyordu ama ses çıkaramıyordu onu korkutmuşlardı sarışın telefonunu çıkardı birini görüntülü aradı telefon açıldı
" Polat," dedi sarışın
" karımla kızımı hemen geri getir yoksa hiç iyi şeyler olmucak," diyen polatın sesini duydum
" konuyu uzatmayı sevmem bilirsin sadede gelelim." Dedi derin bir nefes aldı kamerayı benle duruya çevirdi
" senin bazı şeylerden vazgeçmen gerekir ya herşeyden elini ayağını çeker karınıda kızınıda unutur ülkeden gidersin yada ikisinden birini kaybedersin." Dedi sarışın olan
" şimdi karın mı." Dedi beni gösterdi
" yoksa kızın mı," dedi duruyu gösterdi bir kez daha bana çevirdi polatın gözlerinden beliydi duruyu seçecekti
" Polat hayır." Dedim
" boncuk," dedi " hayır yalvarırım hayır kızım ölemez o daha çok küçük." Dedim
" sizi beklicek vaktim yok zalim ağa kararını hızlı ver." Dedi sarışın olan " hayır hayır Polat yalvarırım." Dedim ama duymadı " kızım." Dedi gözlerimi kapattım bana zalim değildi ama kızına zalimdi " öldürmeyin onu yalvarırım öldürmeyin daha çok küçük o." Dedim göz yaşları içinde durunun şakağına bastırılan silah patladı gözlerimi kapattım bu gerçek olmazdı ben bunu görmek istemiyordum minik bir nefes alma sesi duydum yaşıyormuydu yani gözlerimi açtım sola doğru düşmüştü gözleri kapanmıştı başından akan kanlar elbiseyi dahada batırıyordu " duru," diye bağırdım kızımı benden almışlardı arkamdaki adam beni bıraktı sarışın olan korumalar hepsi gitti depodan çıktı durunun yanına çöküp başını dizlerime koydum saçlarını arkaya attım " nolur uyan kızım yalvarırım," dedim ama uyanamazdı ki benim kızım melek olmuştu daha ölmek ne demek bile bilmiyordu deponun dışından araba sesleri geldi anlaşılan gitmişlerdi ben ağlamaya devam ederken az sonra depoya abimler Polat ve onu ailesi filan girdiler " yenge." Dedi defne yanıma geldi Polat hemen karşımda durup duruyu kucağına aldı " alıcam intikamını." Dedi ayağa kalktım " benim kızım intikam istemiyordu yaşamak istiyordu," diye bağırdım bana baktı " benim kızım senin yüzünden öldü." Dedim " hani sen bize zalim değildin ya tam tersi asıl sen küçücük bir kızın ölümünü izlicek kadar zalimsin," dedim " yenge." Dedi baran dur der gibi " ne istedin ya sen şu kızdan ne yaptı sana bu kız iki yaşına kadar zaten sevmedin Polat ölmesini nasıl izledin." Dedim acı içinde evet gerçekten acı çekiyordum nefesim daralıyordu kalbim sıkışıyordu annesini kaybeden öksüz babasını kaybedene yetim denir evladını kaybedene ne denirdi " senin yüzünden öldü." Dedim bunu duymak istemiyordu ama ben daha fazla dicektim abim durunun nabzına elini koydu atmıyordu ki neye bakıcaktı " ölmüş." Diye mırıldandı " babası yüzünden." Dedim öksürmeye başladım nefesim kesiliyordu rüzgar abim beni depodan çıkardı arabaya yasladı arabadan aldığı suyu ağzıma dayadı içtim şişeyi geri arabaya bıraktı yanıma geldi " ben ne yapıcam abi ben nereye gideceğim." Dedim direk bana sarıldı kafamı boynuna gömdüm " kızımı istiyorum abi onu benden aldılar." Dedim ağlamam şiddetlendi " benim kızım ölüm ne demek bilmiyordu daha anlamıyordu biliyormusun parmaklarını kesmişlerdi ona giydirdiğim bembeyaz elbisesi kan içinde kalmıştı ağlamamaması için tehtit etmişlerdi," dedim herkes depodan çıktı abimden ayrıldım " boncuk," dedi Polat " bana boncuk deme," dedim sağ gözünden bir yaş firar etti " benimde kızımdı naz, benimde kızım öldü," dedi " senin kalpsizliğin yüzünden öldü ama senin yüzünden öldü." Dedim " sen onu hiç bir zaman sevmedin Polat sen hiç bir zaman ona baba olmadın." Dedim polatın duruya yemek yedirmesi oynaması film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti " oldum." Dedi " hiç bir baba kızının ölmesini izlemez," dedim defne gelip koluma girdi çünkü ben zor ayakta duruyordum defnede ağlıyordu annemde hata babamda " sen duruyu öldürdün ama bende onunla öldüm bundan sonra eski nazı bulamıcaksın zalim ağa." Dedim " bir sana zalim değil." Dedi " banada zalim," deyip arabaya bindim abimde sürücü koltuğuna bindi " eve gidelim abi bizim eve ama onlara değil," dedim arabayı çalıştırdı ve yola çıktık.
YOU ARE READING
Mardin Yalanı
Short StoryKüçüklüğüme dair tek hatırladığım bir çocuktu siyah saçlı kehribar renkli gözleri ile hayaletindeydi