Bu gün nikahımız vardı korkuyormuydum? Evet ihanet etmiş gibi hissediyormuydum? Evet ben Mert'e ihanet ediyordum ben hala onun yüzüğünü takarken Polat'la evlenmek istemiyordum ama mecburdum elbise giymemiştim sim siyah giyinmiştim siyah bir Polo yaka tişört ile pantolon giymiştim aşağı indim Polat'a burdaydı bahçeye çıktık nikah memuru gelmişti ikimizde oturduk " siz Polat soyhan naz soyder ile evlenmek istiyormusunuz." Dedi memur uzatmamıştı " evet." Dedi Polat " siz naz soyder polat soyhanı eş olarak kabul ediyormusunuz." Dedi gözlerim elimdeki yüzüğe kaydı hayır naz hayır şu an ağlamamalıydım şu an olmazdı " evet," dedim " bende sizi karı koca ilan ediyorum." Dedi evlilik cüzdanını verip gitti ayağa kalkıp yürüdüm " boncuk." Dedi Polat " peşimden gelme." Deyip arabaya bindim dikiz aynasından arkaya baktım Polat evlilik cüzdanı ile bakışıyordu umursamadım gaza yüklendim ve sonunda konuma ulaştım mezarlığa gelmiştim mertin mezarlığı arabadan indim siyah şalı kafama geçirdim ve içeri girdim yanından geçtim her mezarlığın ismini okudum okudum ilerledim.
Mert Çakır
D.T.13/03/1997
Ö.T. 23/07/2024
Ruhuna El Fatiha
Durdum yanına çöktüm göz yaşlarım aktı " sevgilim ben özür dilerim mert." Dedim " beni evlendirdiler zorla yaptılar." Dedim " affedecek misin beni, nolur affet bak onunla evlendim ama senin yüzüğün hala parmağımda seni bırakamazdım." Dedim durdum mezar taşını okşadım insan mezar taşını okşayınca anlıyordu bazı şeylerin bitiğini benim için her şey mert ölünce bitmişti aşkta buna dahil " özledim seni hemde çok özledim kokunu özledim dokunuşunu özledim." Dedim " şu an bana uzaksın biliyorum ama kavuşucaz dimi mert." Dedim cevap yok " Mert ben polatı sevsem bana kızarmısın," dedim " kızarsın bence sen çok kıskançsın." Dedim mezar taşını öptüm ve mezarlığı orda bırakıp ilerledim ağlayarak ilerledim mezarlıktan çıktım arabama bindim göz yaşlarım arttı kafamı geriye attım hangisine ağlıcakaktım Polat'la evlediğimemi mertin öldüğüne mi yoksa Mert'e ihanet etmememi düşündükçe göz yaşlarım arttı düşündükçe başım döndü keşke benide yanına alsaydı ben saatlerce arabada ağladım kafamı kaldırdım akşam olmuştu telefonumdan saate baktım gece ikiydi oha yuh ve çüş aynadan gözlerime baktım şişmiş ve kızarmıştı ben ne ara bu kadar ağlamıştım arabanın kapısı açıldı biri bindi ışığı açıp gelene baktım polatı ama oda baya sinirliydi sol ayağını şiddetle salıyordu bana döndü " şu haline bak," diye bağırdı " bağırma bana," dedim " evlisin sen evli hala o adam için ağlıyorsun." Dedi arabayı çalıştırdım ani bir u dönüşü aldım ve gaza yüklendim " ağlıyorum evet herşey için ağlıyorum yoruldum." Diye bağırdım en sonda delirmiştim ibre en sondaydı " yoruldum bende yoruldum lan önce nişanlımı kaybettim sonra peki sonra senle evlendim banada acı." Dedim " naz yavaşla naz," dedi " yavaşlamak istemiyorum." Dedim o hızla nereye gidicem bilmiyordum ama sanırım konağa dönüyorduk " naz kaza yapıcaz," dedi " yapalım," dedim ama geldiğimiz konum beliydi konak arabadan sinirle indim " sikerler nikahınıda sinirinide," diye bağırdım " yenge," dedi elif "bana yenge demeyin." Dedim " noldu katilin kızı neye kızdın," dedi Pervin hanım " sizinle uğraşacak vaktim yok." Deyip odama geçtim kafamı yastığa gömüp bir tur daha ağladım.Dün gece ağlaya ağlaya uyuya kalmıştım sabah kalktımda Polat yanımdaydı göz devirip lavaboya girdim elimi yüzümü yıkayıp çıktım odadaki aynada yüzümü gördüm yıkarken fark etmemiştim " tövbe estağfurullah bu hal ne." Dedim yüzümü inceledim çok kötüydü korkunçtu " ben dedim çok ağlama diye," dedi Polat gülüyordu bundan eğlenmişti " beğenmiyorsan giderim." Dedim " sen benden başka kimseye gidemezsen boncuk," dedi " bir giderim aklın şaşar." Deyip giyinme odasına girdim üzerimi değiştirdim ve odaya geçtim gözlerime kapatıcı sürdüm az kapattı ama işe yaradı Polat'a hazırlanmıştı " bu sabah salonda yiyelim geldiğinden beri burda yiyoruz." Dedi " anan sorun yaratıyor," dedim " takma." Dedi çantamı alıp aşağı indim yemek odasına girdik " o kız bu sofraya oturamaz," dedi Pervin hanım " inanın canıma minnet." Deyip bahçeye çıktım bu saate adliyeye gitmezdim o yüzden bahçede ki koltuğa oturup davalardan birini çıkardım sonra delileri çıkardım ve otopsi raporları okumaya başladım.
YOU ARE READING
Mardin Yalanı
Short StoryKüçüklüğüme dair tek hatırladığım bir çocuktu siyah saçlı kehribar renkli gözleri ile hayaletindeydi