Buda benim hayatım

7.bölüm

Selamun aleyküm iyi okumalar..

Ömer Öz- Dönmem lazım

"Hadi güzelim"
"Beş dakika daha lütfen"
"Albay bizi bekliyor"
"Nehir yaralı gelmiyor de" bir süre ses gelmeyince tam geri uykuya  dalıyor dum ki aniden havalandığımı hissettim. Ardın dan su sesi ve bedenimde bir ıslaklık...

"Ebeni.. Gerizekalı"
"Gerizekalı mı ayıp ayıp insan kuzenine böyle dermi"
"Ruh hastası mısın oğlum sen! Kapat şu suyu! Gerizekalı! İndir beni hemen! "

"Aynen indiriyim de ağzıma sıç oldu başka isteyin"
"Azat bırak beni canım kuzenim hadi. "
"Salakmıyım kızım ben seni buraya indiriyim"
"Evet salaksın o yüzden beni hemen şimdi buraya indir".
"Tamam indireceğim ama buraya değil"

Dedi ve benim odama doğru ilerledi. Açık kapıdan girdi ve beni yatağımın üzerine fırlattı. Bakın bıraktı demiyorum dikkat ederseniz fırlattı.

"Azat"
"Söyle benim mis kokulu çizgili lalem"
"Olacaklardan sorumlu değilim dikkatli ol abiş "

"Abi demesene kızım abi deme sinir oluyorum yaşlı değilim ben"

"Azat 29 yaşındasın"
"Sende 26 yaşındasın aramızda 3 yaş var bu beni abi yapmaz"
"Ama ikizler abi diyor"
"Kızım sen ikizler ile bir misin"
"Banane bende abi dicem"
"Gıcık mısın kızım sen abi deme hoşlanmıyorum! sadece ikizler diye bilir"

"Hadi abicim çıkta hazırlanayım". Azat sabır dileyerek odadan çıktı. Dolaptan siyah bol tişört alıp  sargıma dikkat ederek giydim. Altıma ise siyah sporcu taytımı giydim.
Telefonumu şarjdan çekerken mesaj geldiğini fark ettim.

Albay bey amca

Kızım geldiğinizde sinirine hakim olmalısın sakın ters birşey söyleme.

Azat söyledi yaralanmışsın içtima da dikkatli ol kızım asrın da burada o yüzden sinirlerine hakim ol.

Başkada mesaj yoktu hızlıca hazırlandım. Aşağı indiğimde saatin 05:30  olduğunu gördüm. Azat da gelince evden çıkıp arabaya doğru ilerledik. Azat tam binmem için kapıyı açıyordu ki onu durdurdum.

"Azat ben gelmesen olmaz mı?"
"Güzelim saçmalama seninde gelmen lazım Önemli olmasa  Albay neden seni çağırsın"

"Albay yani Önder amca Furkan abim gilin babası bazı görevlerde bende bulunuyorum boş olduğumda kargaha gidip ordakilere yardım ediyorum isdihbarata biliyorsun ki ben özel eğitim aldım."

"Önder albayın çınar gilin babası olduğunu neden söylemedin"
"Bilmiyorum aklıma gelmedi zaten şimdi öğrenmiş oldun kim olduğunu hem karargahın beni nasıl tanıdığını öğrenmiş oldun"

"Nehir bak güzelim senin Le anlaşalım sakın ha sakın Göktürk gile uyma ve sakın onlara akıl verme ve yanımdan ayrılma hatta benim timim den uzak dur güzelim sorun çıkarmayın. Bugünlük çınarın timi ile çınarı deli edin beni deyil tamam mı güzelim"

"Tamamm çınar abimi deli edip Çavuş'um ile sohbet eder dedikodu yaparız😁"

"Çavuş'un kim lan"
"Eben.gerizekalı çavuş  varya çaycı o"
"Çavuş ile neler yaptığınızı duydum sakın benim yada çınarın yanından ayrılmıyor dün güzelim"
"Çok sıkıcısın azat abi"
"Nehir sus valahi pekmez içiririm".
" nE"

Dehşete düşmüş bir şekilde gözlerine baktım. Pekmez içirmek den bahs ediyordu. Tamam  pekmez leri severim amma velakin konu keçiboynuzu ve kuşburnu pekmezi olunca işler deyişiyor. Asla ben o pekmezi içmem olmaz ben eyer o pekmezi içersem işte ozaman ölürüm.

"Hemde keçiboynuzu pekmezi içersin arabada var yanıma aldım içtimadan sonra içiceksin"
" nE. Keçiboynuzu pekmezi mi?" azat son derece memnun bir şekilde sırıttı.

"Kuşburnu da içebilirsin güzelim. Gerçi ben hangisi seçersem o pekmezi içiceksin ve o da kuşburnu" dedi ve sırıtmaya devam etti. Ben ise susmaya devam ettim. Hayatta ben o pekmezi içmem içemem imkansız! Mümkünatı yok.

"Azat ben neden şimdi bu pekmezi içiyorum ilk bahar geldi havalar ısındı ne gerekvar"
"Sanane kızım sus içtima dan sonra içiceksin o pekmezi"

Of  layarak geri önüme döndüm. Camdan baktıpımda karargaha geldiğimizi gördüğüm de sırıtmaya başladım. Azat'a tamam delil olabilirim ama bu tamam olduğu anlamına gelmez. Arabadan inince hızla içtima alanına doğru adımlıyacak tım ki bir el beni tutdu.

"Güzelim sakinliğini koru tamam mı"
"Niye herkes bana bunu söylüyor! Sakinim ben!"

İçtima alanına yaklaştığımızda Göktürk ile göz göze geldik sırıttı ve kollarını iki yana açtı bende koşarak boynuna sarıldım.

"Canım kankam benim"
"Nehircik özledim kız seni"
"Bende seni özledim Gökcük.İçtimadan sonra bir konuşalım yapmamız gereken bir intikam var"
"Hâl olur o gölet cik"diyip göz kırptı.

" Kızım sen sadece bu Göktürk malını mı özledin"dedi gözlerini kısarak Alp
"Olurmu Alpcik ben burda en çok seni özledim merak etme"

"Komutanım duydunuzmu en çok beni özlemiş nehircik"
"Siktir git Alp kuzenimi salarmısınız"

"Nehir!"
"Abiş"
"Abicim iyisiniz dimi"
"İyi yiz abi merak etme sen"
"Kolun nasıl oldu abicim"
"Senin nerden haberin var ya"
"Azat söyledi "
"Hay ben Azat'ın.. Birşeyi de demese olmaz. Abii? Dolunay timide geldımı? "

"Geldiler"
"Peki sizin timde bozkurt timinin yanında dura bilirmi"
"Dursun güzelim"
"Abi benim vampir im nerede"

"Hay senin vanpirine tüküreyim. Mesaj attım buraya doğru geliyorlar"

"Yaratık! "
"Vampir!" koşarak kucağına atladım. Vampiri çok özlemiştim. Umarım bana yardım eder.

"Vampir"
"Söyle yaratık"
"Azat bana zorla pekmez içiricek bana yardıö edersin dimi"
"Ne pekmezi bu vampir dut mu? "

"Keşke dut olsa vampir ciğim kuşburnu pekmezi içiricek bana ruh hastası"
"Ne zaman içirecekmiş"
"İçtima yaptıkdan sonra"
"Neden içirecekmiş"
"Bilmiyorum"
"Düşünmem lazım"

"Tamam ama hızlı düşün vampir"
"Elim den geldiğince hızlı düşünücem ama şimdi in kucağımdan yaratık azat komutanım bakıyor".

Kucağından indim ve Azat ile çınar abimin ortasına geçip beklemeye başladık. İki dakika sonra albay geldi yanında Seyfi Güneşle...

Benim dışımda herkes tekmil verdik den sonra Albay

" Seyfi Güneş bundan sonra buranın yeni Tuğgeneralidir kendisi sizlerlerin dayanıklılığını ölçmek istedi bu yüzdüm burada toplandınız"

"Ben Seyfi Güneş buranın yeni Tuğgeneraliyim sizlere ufak bir dayanıklılık testi yapıcam"

"Sayın albayım diğerlerini anladım  da ben ne alakayım asker deyilim ki ben"
Önder amca tam cevap verecek iken Seyfi komutan söze atladı.

"Sende bazı özel görevlere katılıyormuşsunuz o yüzden buradasın"
"Bazı özel görevlere katılıyor olabilirim ama bu benim içtima yapıcağım anlamına gelmiyor. Ben bir asker deyilim o yüzden sizin emirleri bize uymak zorunda da değilim". Tuğgeneral tam önümde durdu.

"Asker olmaya bilirsin ama sen bir polis sin bende senin üstünüm. Bu yüzden sende benim emirlerine uyucaksın!" öne doğru bir adım attım. "Ben sizin emirlerinize uymak zorunda değilim bu yüzden de içtima yapmıyorum, zorunda değilim"

Tuğgeneral öne doğru bir adım daha attı ve kolunu kaldırıp yarama baskı uygulayarak beni sertçe öne doğru çekti ve sadece benim duya bileceğim şekilde konuşmaya başladı

"Askeriyenin sınırları içinde olduğun için içtimayı yapmak zorundasın yoksa kolundaki yaranın yanına bir tanede ben yara açar mesleğinden de men olmanı sağlarım"

"Sen tam bir piçsin oğlunda piç kurusu. Gerçi evlatlık olduğu için o zaten piç oluyor. Ay pardon tunahan bunu bilmiyordu dimi. Neyse yapalım bakalım şu kör içtimayı. Daha önce yapmadığımız şey değil" diyip kolumu sertçe elinden çekip geri yerime geçerek keyifle onun moraran yüzünü izlemeye başladı...