[11]

57 11 8
                                    

"Küçük bir soğuk algınlığı yalnızca, yazdığım ilaçları kullanıp güzelce dinlensin."

Doktor uyuyan Beomgyu'nun durumuna bakıp açıklamasını da yaptıktan sonra Soobin ile birlikte çıkmıştı odadan. Yeonjun yatağın kenarına oturmuş arkadaşının saçlarını okşarken Taehyun da ayakta dikilmiş ikisini izliyordu.

Gözleri kızıl saçlı oğlandan bir saniye bile ayrılmazken Yeonjun bedenini Taehyun'a çevirdi. "Boz anlaşmayı, Beomgyu devam etmeyecek." Taehyun kaşlarını çattı.

"Ne?"

Yaslandığı komodinden doğrulmuş, Yeonjun da onunla yüzleşmek için ayağa kalkmıştı. Oğlanın önüne geçerken, "Duydun, bitti. Eve gideceğiz, anlaşma falan yok." dedi.

"Buna sen karar veremezsin?"

Kaşlarını kaldırdı, Yeonjun kollarını göğsünde birleştirip hala uyuyan arkadaşına göz ucuyla baktı. "Ne yapayım? Oturup o iğrenç insanların arkadaşıma dokunmasını mı izleyeyim? O kadın yüzünden Beomgyu'nun başına bir şey gelebilir, sorumluluk alacak mısın Kang Taehyun?"

Omzuna hafifçe vurduğunda Taehyun kafasını iki yana salladı. "Beomgyu'ya bir şey olmayacak, bunu sana en başından beri söylüyorum. Anlaşma ancak Beomgyu isterse biter, senin sözlerinin bir önemi yok."

"Öyle mi?"

Taehyun kafasını aşağı yukarı sallayınca Yeonjun yataktaki bedene yönelip kucağına aldı, siyah saçlının gözleri kocaman oldu.

"Ne sikim yapıyorsun şuan?"

Kucağındaki bedenle kapıya doğru giden oğlanın önüne geçti ve Beomgyu'yu kendine almak için tuttu, "Bırak." dedi Yeonjun.

"Saçmalıyorsun Yeonjun."

Beomgyu'yu kendine almak için tutunca Yeonjun onun bacağına vurdu, çok hafif değildi ama çok ağır da değildi. Ortalama bir vuruştu. Taehyun kaşlarını daha fazla çatıp oğlanı çekti. "Uyanınca konuşacağız dedim, bırak uyanacak şimdi."

"Gideceğiz, asıl sen bırak yoksa çok fena olacak."

Yeonjun Beomgyu'yu iyice sarmalamaya çalışınca Taehyun engel olup tekrar kendine doğru çekti, ikisi aralarında dalaşarak oğlanı çekiştirmeye devam ederken odanın kapısı açıldı.

"Çocuklar konuşmamız ger..."

Gördüğü görüntü yüzünden sözleri yarım kalınca önce ikiliye, ardından ortalarında iki büklüm kalmış Beomgyu'ya baktı. Derin bir nefesle ikisinin yanına gidip Taehyun'ı itmiş, oğlanı kolayca kucağına almıştı.

"İyice salaklaştınız, içeri defolun geliyorum ben de."

Yonjun ve Taehyun birbirine sinirli bakışlar atarak salona geçmiş, Soobin de hasta oğlanı yeniden yerine yatırıp üstünü örtmüştü. O kadar kıpırtıya nasıl uyanmadığını anlamasa bile kurcalamayıp odadan çıktı.

"Aptal mısınız? Amacınız ne sizin?"

Taehyun konuşan arkadaşını umursamayıp oturmaya devam ettiğinde Yeonjun ayaklandı. "Beomgyu uyandığında gideceğiz, ben göz göre göre arkadaşımı tehlikeye atamam."

thursday's child has far to go, taegyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin