Tek bir sorum var bu diziye.
SEN DAHA ÖNCE NERELERDEYDİN???
Arkadaşlar her zaman derim, beni tanıyanlar bilir.
Ben nefretten doğan aşk'a aşığım. Ben birbirlerine rakip olmalarını, birbirleriyle uğraşmalarını seviyorum. Ben birbiriyle dalga geçemeyen ciddi ilişki insanı değilim.
Ve sonunda, yıllar sonra yeniden (The Untamed'den beri cidden ilk kez) aradığım kanı buldum. Uzun bir süre editleriyle kafayı yiyeceğim, Youtube'da romantik müzikler eşliğinde videolarını izleyeceğim o dizi bu arkadaşlar.
A shoulder to cry on.
Ağlayacak bir omuz.
Konusu; fazlasıyla ciddi bir ok atıcısı olan liseli Da-Yeol'un (pencereye yaslanan) yolu, ufak bir skandal sebebiyle sınıf başkanı ve popüler Tae-Hyun'la(masadaki) birleşir ancak bu birleşme hiç de arkadaşça başlamaz ve arkadaşça da bitmez...
NIHAHAHAHA
En sevdiğim dizi tarzı bu işte abi.
Böyle var ya... Bu diziyi izlerken delirdim. İlk 4 bölüm benim, Roma İmparatorluğum.
(Artık ingilizce yazmamaya çalışıyorum ama nasıl becereceğim??? Neyse... biraz da very mindful very demure olmak lazım.)
Neyse...
Dizimiz çok fazla K-drama izleyenlerin ve hiç izlememiş olanların hoşuna gidebilecek tarzda ilerliyor. Hiç yormuyor, düşündürmüyor. Karakterlerin birbirleriyle kedi köpek gibi dalaşmalarını yine de birbirlerine yapışmalarını, arkadaş olduktan sonra bile kavga edip barışmalarını izliyoruz.
Bir tane, flörtöz minnoş mu minnoş bir oğlanımız var ve bir tane de ciddiyetten gülmeyi unutmuş bir çocuğumuz. İkisi de kendince haklı! İkisini de dinliyoruz!!!
Hayır, ciddiyim. Bölümler boyunca onların küçük sırdaşları oluyoruz ve iç dünyalarında neler döndüğünü, neyi neden yaptıklarını daha iyi anlıyoruz. Bu sayede hiçbir karaktere ciddi ciddi kızamıyoruz.
Ve ben buna bayıldım!
Normalde sürekli konuşulmasından inanılmaz rahatsız olurum, bana neyi hissetmem gerektiğini gösterir gibi bir anda monolog başlatılması hoşuma gitmez ama bu dizide her şey ayarındaydı.
Öyle en ufak yakınlaşmada hemen iç dünyasından bize yanaşıp durmuyor kimse yani.
Öte yandan, konular çok güzel ve doğru işlenmişti. Yani karakterlerin gerçekten bir karakterleri vardı ve kimse kendinden beklenenin dışında veya üstünde davranmadı. Çok gerçekçiydi ve aynı zamanda da eğlenceli bir gerçekdışılığı da vardı.
Benim favori karakterim... Her zamanki gibi en yaralı ve en palyaço olan o karakter.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzmanından bl önerileri
Non-Fictionmerhaba ben winnie, bl bölümünde yüksek lisans öğrencisiyim. uzun zamandır bu sektörün içerisinde olan bir insan olarak, sizlerle engin bilgilerimi paylaşmak istiyorum. umarım, işinize yarar😊 (şaka)