Giriş

42 6 7
                                    

Ben seni, beni sev diye sevmedim...

~~~

"Adaletin belirli bir ilke olmadığını, insanların bunu sağlamaktan aciz varlıklar olduklarını babam bana öğretti. Bir insanın iyi veya kötü olduğu alnında yazmadığı için ahlaklı mı yoksa ahlaksız mı olduğunu bilmeden onun koyduğu kurallarla yaşamımızı devam ettirmemeliymişiz.

Ayrıca babam seven adamı çölde diken yiyen deveye benzetir. Sonunu öngördüğü halde sevmesi, ağzını kanatan dikenin tadından zevk alır gibi yüreğini kanatan kadının varlığından hoşnut olmasıyla birebirmiş. 'Ondan kurtulmanın bir yolu yok mu?' diye sorduğumda, 'Yalnızca aptal insanlar kaderi değiştirmeye çalışır' derdi. Sonra sohbetimiz devam etmezdi zira babam geçmişi konuşmaktan nefret ettiği için konuyu kapatırdı. Ben de çocukken babamın gençliğini her merak ettiğimde günlüğünü okumaya çalışırdım. Anne ve babamın yatağının altında çoğu erimiş mumun ışığında okumaya çalıştığım defteri ayağım yatağın dışına çıktığı için babamın beni fark edip elimden almasıyla, sonra annemin de babama o defteri kaldırmasını ve okuyup kendini üzmemesini söylemesiyle biterdi. O defteri hiçbir vakit tamamlayamadım.

Babamın yazdığı kitaplardan gençliğinde derin bir aşk yaşadığına eminim. O derinliğin içinde acı, mutluluk, gözyaşı (hem sevinç hem üzüntü anlamında çünkü babam çok duygulu bir adamdır) çaba ve daha nice duygu karmaşası olduğu kesin. o kitapların normal bir hissiyatta yazılmadığına kalıbımı basabilirim. Annem sırf bu yüzden bile gördüğüm en şanslı kadın.

Babam hakkında söyleyebileceğim en önemli özelliği tam bir devlet adamı olmasıdır. Eğer az önce yazar olduğunu belirtmeseydim muhtemelen aklınızda siyasetçi olarak canlanacaktı. Ama öyle taraklarda bezi yoktur. Tam bir adalet adamı. Vatanın bütünlüğünü öyle güzel savunur ki yayımlanmış herhangi bir yazısını okuyup da göğsünüzün gururla kabarmaması işten bile değil. Vicdanlı olmak ve aptallık etmek arasında ince bir çizgi olduğunu söyler. 'Eğer çizgi aşılırsa, bugün bize iyi görünenler yarın ezeli düşmanımız olur da, biz bunu sırtımızdan yediğimiz bıçağın sıcaklığı ruhumuzu esir alıp oluk oluk kanımızı akıttığı an fark ederiz. Ama dizimizi dövecek takatimiz olmaz.'

Bu kadar babamı övmek yeter çünkü kendisini güç bela ikna ettiğim söyleşi için böylesi bir anlatımla başladığımı görürse bu muhtemelen son sohbetimiz olur. Evet. Övülmekten de nefret eder.

Ömrü, subay olan dedemin katı kuralları arasında, kabul etmediği ideolojiye karşı dik bir duruş sergilemekle geçti. Hapisle gazete arasında mekik dokur, davası için yapılan hiçbir protestoyu kaçırmazdı. Özellikle gitmediği bir tane olmuş, 20 Kasım. O günü büyüdüğü gün olarak anlatır. Olgunlaştığı, defalarca kez girdiği hapiste almadığı kadar hayat dersi aldığı gün olarak. Annem o gün geldiğinde babamı görmek istemez. Kızgın olur. İkisinin o gün yaşadığı olay kardeşlerimle aramızda hep merak konusu oldu. Tahmin ettiğiniz gibi. Onu da öğrenemedik. Talihliysek bu söyleşide anlatır, değilsek bize verdikleriyle yetineceğiz.

Buraya kadar başınızı şişirdiğim için affınıza sığınıyorum. Bundan sonra sözü babama devrediyorum. Yerlerinize yerleşin, gazetelerinizi sıkı tutun. Yüksek müsaadenizle Satuk Erkuran, bir müddet evlerinize konuk olmak üzere huzurlarınıza geliyor."

~~~

Derledim toparladım, giriş bölümüyle karşınızdayım. Bu yolculukta bana eşlik etmek isterseniz kapımız herkese açık, memnuniyet duyarım. Allah utandırmasın.

Kitap hakkındaki paylaşım yapmak isterseniz beni çok mutlu edersiniz. Twitter'da #istanbulanılarısaklar veya #ias etiketlerini kullanabilirsiniz.

~~~

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~

Uyarı

Hikayeyi eleştirirken hakaret ve aşağılayıcı üsluba kesinlikle karşıyım.

Hikaye içinde başka hikayelerden bahsetmek hem okurlara hem de yazara ayıptır. Lütfen dikkat edelim.

Ben tarih kitabı yazmıyorum. Dönem kurgusu yazıyorum. Yani kitapta geçen tüm olaylar gerçekten yaşanmış değil. Bazıları da dönemin şartları dolayısıyla üstü kapatılmış şeyler olabilir. Bunu da unutmayalım lütfen.

~~~

Bir aksilik çıkmazsa 5 Ekim Cumartesi günü birinci bölümle kitappad'de buluşalım. Eğer Wattpad açılmış olursa hem buradan hem de oradan yayımlarım. Ancak açılmamış olursa yalnızca kitappad'den devam ederiz.

İnstagram/Twitter;belguzar_luna


Kitappad; belguzar_luna

İstanbul Anıları Saklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin