teenage dirtbag • satosugu

Sürpriz Olmayan Sürprize Ne Denir?

Satoru her yaz ailesiyle tatile çıkıyor. Geri döndüğünde ekstra iki valiz dolusu hediye getiriyor. Magnetler, klişe kartpostallar, yerde bulduğu birkaç taş; " Suguru bak, penise benziyor."

Suguru'nun 5 yıl para biriktirse bile alamayacağı içkiler, aynısını rastgele bir butikten de alabileceğiniz ancak sırf "pahalı, kendini de satsan alamazsın bunu seni fakir piç" markası olduğu için Gojo ailesinin favorisi olan mağazaların kıyafetleri. Ne uzun bir cümle. Ve Suguru'nun aklında tutmaya yeltenmediği daha birçok ıvır zıvır.

Satoru bu yaz Bali'de. Her gün Suguru'ya yediği yemekleri, gittiği özel plajları, otel odasının manzarasını ve içtiği kokteylleri atıyor. Sıcaktan, annesinin saatler süren alışveriş maceralarından ve yan odadaki balayı çiftinin her geçen gün daha da yükselen seslerinden şikayet ediyor. Suguru'ya gelip onu kurtarması için yalvarıyor.

" Uçak biletini de otelini de ben öderim! Nolur gel, Suguru!"

" Senden kurtulabildiğim bu nadir zamanı boşa harcayamam."

" Ne biliyor musun? Siktir git. Evet, sen iğrenç bir insansın ve Tokyo'ya geldiğimde suratımı göremeyeceksi- tamam anne! Kapatıyorum, bu burada bitmedi."

" Yaylan!"

Arkadaşlık güzel bir erdem. Suguru ve Satoru'nun arkadaşlığı da bunun en güzel örneği. Suguru her ne kadar inkar etmek istese de Satoru'yu azıcık, minicik, çok azıcık özlüyor. Ne yani, ona sülük gibi yapışan Satoru. Varlığına fazla alıştırdı. Belki de biraz gereğinden fazla. Ne olursa olsun, Satoru artık bir alışkanlık. Sigara gibi. En azından para vermiyor.

Satoru burada olsaydı Okinawa'ya tatile gidebilirlerdi. Shoko ve Utahime geçen hafta sonunu orada geçirdiler. Belki onların yaptıkları aktiviteleri yapmazlardı ama hey, tatil! Kızlar geri döndüğünde burunlarının üstü ve omuzları güneş yanıklarıyla, suratları ise " hey, bunu size asla söylemeyeceğiz ama bildiğinizden emin olacağız." ifadesiyle kaplıydı. Shoko'nun aseksüel olmaması yüz yılın en büyük ikinci şoku. Birincisi, Suguru'nun Satoru'dan hoşlanması.

•

Suguru, geri dönüp bakınca bunun çok da bir sürpriz olmadığını biliyor. Shoko ve Utahime'ye göre bu gökyüzünün mavi, denizin tuzlu olması kadar nesnel. Arkadaşlarının, kendisinden daha çok haberdar olması biraz sinirini bozuyor. Sesini çıkarmıyor, kendini daha da rezil etmek istemiyor.

Bu hoşlantı için ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yok. Satoru gibi hislerini utanmadan söyleyebilseydi her şey daha kolay olurdu. Satoru ondan o şekilde hoşlanıyor mu? Shoko ve Utahime'ye göre: " Evet Suguru, tanrım, bu kadar aptal olamazsın.". Suguru yine de emin değil ve klişe bir romantik komedinin ana kahramanlarının birbirlerine olan aşklarını haykırdıkları bir sahneyi Satoru'yla canlandırmaya çalışırken Satoru'nun " Hey, üzgünüm. Beni yanlış anlamış olmalısın. Hatta bak, tanıştırayım, kız arkadaşım!" deme ihtimali onu geceleri tavana bakarak uyanık tutmak için yeterli bir sebep.

Belki de hiç riske girmeyip bunu mezara kadar saklamalı. Şimdiye kadar Satoru'dan hoşlandığını bilmeden normal bir yaşam sürdürdü, neden bir değişiklik olsun ki? Ayrıca ya Satoru'yla çıkmaya başlarsa ve birden bire her şey bok yoluna giderse ve acıklı bir ayrılık yaşarlarsa ve bir daha Satoru'yu asla göremezse? Evet, sessiz kalmak en iyisi. Hatta kendini Satoru'dan hoşlanmadığına inandırmak daha da iyi. Olana kadar olmuş gibi davranmak. Güvenli, risksiz. Tam da Suguru'nun istediği.

•

Bu fikri Shoko ve Utahime'ye sunmaya karar veriyor. Serin bir yaz akşamı ve Utahime'nin pembe odasındalar. Suguru, ucuz şarap ve Shoko'yla kendisine yetecek kadar sigara getirmekten sorumlu. Utahime içmeyeceğini, şarap sevmediğini ve meyve suyuyla takılacağını iddia ediyor. Üçü de bunun çok uzun sürmeyeceğini biliyor ama kimse sesini çıkarmıyor.