Fabian Jungkook'un anlattıklarını duyduğunda içtiği meyve suyunu püskütmüş ve oksürük krizine girmişti. Soğuk meyve suyunun bir kısmı Jimin'in ensesine gelince yerinde sıçradı."Ya oğlum hayvan mısın düzgün içsene amk."
Fabian ise çoktan ellerini Jungkook'un yanaklarına koymuş ve başını sağa sola eğerek sağlıklı mı diye kontrol etmeye başlamıştı.
"Ya neler dediğini duymuyor musun Jimin. Kurabiyem iyi misin bak doğruyu söyle. Beyin sarsıntısı falan geçiriyor olmayasın." Jungkook zorlukla onun ellerinden kurtulmuş ve bir tekme atmıştı geriye çekilsin diye.
"Sen demedin mi karşısında ezik gibi durma diye amk"
"Dedim demesine de bu kadarını beklemiyordum. Benim için ayaklarına kapanmasan yeterdi, çok bir beklentim yoktu açıkçası." Jungkook gözlerini devirmiş ve kendi bardağına uzanmıştı.
"Sağol ya." Jungkook'un evine geldiklerinden beri Taehyung ile olanları konuşuyorlardı. Onun odasındaki halıya çöküp durum kritiği yapmaya karar vermişlerdi ama durumun kritikliğini henüz hazmedemedikleri için yerde tepinmekle meşguldüler. Özellike de Fabian.
"Jungkook bebeğim iyi demişsin, hoş demişsin, aslansın, kaplansın da, Taehyung'u çok kışkırtmamışsındır umarım." turuncu saçlı çocuk arkadaşına dönüp mırıldandığında, diğerinin bardağına dalıp giden gözleri ile karşılaşmıştı. Geldiklerinden beri heyecan patlamaları yaşadığı kadar dalıp gidiyordu da aynı zamanda.
"Umrumda değil açıkçası ne yapacağı. " sonunda konuşmuştu. "Ayrıca." Jimin'e doğru döndüğünde gözlerinden daha önce arkadaşının hiç görmediği bir bakış geçmişti. Her an kırılmak üzere gibi görünmesine rağmen derin bir kararlılıkla sarmalanmış yıldızlı bakışlarla karşılaşmıştı orada. "bunun nereye gideceğini merak ediyorum." demişti. "İyi ya da kötü, tüm zamanlar boyunca bir şekilde onunla paylaştığım tek anlar bunlardı. Belki de böyle olması gerekiyordu. Biz evrenin müthiş bir zerafetle ve tatlı oyunlarla bir araya getirdiği iki insan değiliz. Belki hiç olmayacaktık. Belki de kaos bizim doğamızda vardır."
Fabian ve Jimin birkaç saniye onun söylediği derin cümleler yüzünden sessizlik içinde kalakalmıştı. Sonrasınra hiç düşünmeden ona doğru atıldılar
"Boşver hayatım benim. Zerafet dediğin şey sıkıcı bir teranedir. Kaos da hayır vardır, dinamizm vardır, eğlence vardır. Farkımız tarzımız diyoruz ve ucuz romantik filmlere siktiri çekiyoruz. Siz de düşen kitapları toplamak yerine kemiklerinizi kırıverin ne olacak." Fabian'ın sözleri ufak bir kahkaha kaçmıştı Jimin'in dudaklarından.
"Var mı daha böyle atasözü, özlü söz falan. " turuncu saçlarının hafifçe çekilmesi ile inlemişti. Jungkook nefessiz kaldığından şikayet edip iki çocuğu üzerinden itmeye çalışırken daha da sıkılaştırmışlardı kollarını.
"Oğlum Taehyung dan önce siz gömeceksiniz beni lan." sonunda onu saldıklarında artık o da gülüyordu. Ortamdaki gerilim sonunda dağılmıştı. Bu sefer de Jimin yüzünü avuçları arasına aldı. Fabian'dan kurtulduğunu sanan Kook diğerine avlanmıştı.
"Bilmeni isterim ki." yumuş yumuş yanaklarını sıktı. "Seni yerim." Gerçekten ciddi bir şey söyleyeceğini sanıp onu pür dikkat dinleyen Jungkook dediklerini duymasıyla gülüp ellerini itmişti.
"Siktir git ya."
...........................................................
foreverain
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good Team? Goddamn!
FanficOkulun en alakasız gruplarının yolu bir gün kesişir Yoonmin Taekook Namjin Text ve düz yazı karışık* Highschool au* Slow burn *