Yeah, we gon' forever slay

74 13 23
                                    

Jungkook'un bakış açısından

Fabian'ın evinde onun odasında toplanmıştık okul çıkışı. Bizim evi içine alabilecek genişlikteki odasının orta yerindeki puflara çökmüş kahve içiyorduk. Fabian nerden bulduğunu anlamadığım beyaz bir tahtayı çıkarmış ve üzerine bazı kulüp başkanlarının isimlerini yazmıştı

"Biri bana tüm planı detaylı bir şekilde anlatabilir mi acaba?" Jimin kulüp başkanlığı konusuna biraz yabancıydı, ben ve Fabian düzenli olarak her ay toplantıya katılmak zorundaydık ancak o herhangi bir kulübe başkanlık yapmadığı için süreçleri bilmiyordu.

Fabian pufundan kalkmış ve elindeki kırmızı kalem ile en ortada yazılı olan ismimi halka içine almıştı.

"Tabii Jimin bebeğim. İzninle hayatım" bana anlatmak için hevesle baktığında gülmüş ve onu onaylanmıştım.

"Şimdi bildiğin üzere 2 gün sonra kulüp başkanlarının tamamının katıldığı bir toplantı gerçekleşecek. Kulüp bütçeleri, yeni dönemin başlamasıyla bu ay düzenlenecek aktivitelerde tiyatro ve konferans salonunun paylaştırılması gibi konular ele alınacak. Ancak biliyorsunuz ki her yıl gündeme gelen bir konu daha var. " Fabian'ın kalemi bana doğrultmuştu tamamlamamı ister gibi

"Bir öğrencinin iki kulübe başkanlık yapmasının uygun olup olmadığı." söylediğim şeyle parmaklarını şıklatmış ve Jimin'e dönmüştü

"Geçen yıl okulun son sınıf öğrencilerinden Taemin hyung aynı anda hem müzik kulübün hem de tenis kulübünün başkanlığını yapıyordu biliyorsun. Ama bir kişinin iki kulübün de başkanlığını yapmasına karşı olan öğrenciler de vardı. Her ne kadar ufak bir olay çıkmış olsa da Taemin hyung nufüzlü bir öğrenci olduğu için iki kulüpte de başkanlığa devam etmiş ve bu kuralı seçim konseyinden geçirmişti" Kahvesinden bir yudum almıştı Fabian kurduğu uzun cümelelerin ardından.

"Her yıl toplantıların sonunda bir kural oylama bölümü olur. 35 kulüp başkanı da bir oy hakkında sahiptir. Ancak biliyorsunuz ki Taemin hyung mezun oldu ve şu anda seçim konseyinde bir tür güç boşluğu var." Bunu söylemesi ile Fabian'ın suratında şeytani bir gülümseme kendini göstermişti. Karakteri gereği ikna edici ve cüretkar biriydi. Konserdeki insanların çoğu ile arasının iyi olduğunu biliyordum.

"Kulüp başkan konseyinin bundan hoşlanmamasının sebebi ise herkesin tek oy hakkı varken bir öğrenciye iki oy hakkı düşmesi. Bunun haksızlık olduğunu düşünen çok kulüp başkanı var.  Ayrıca Kim Taehyung'un futbol kulübü kaptanlığına talip olduğunu da herkes biliyor. Yani seçilmesi halinde bu demek olur ki- " kalemi mikrofon gibi yeniden bana uzattığında gülmüş ve yerimden kalkmıştım.

"Yeniden bir öğrenciye iki oy hakkı düşmüş olur. Hem sinema kulübü hem de futbol kulübü. Ayrıca sinema kulübünde Taehyung'un başkan olmasından hoşlanmayan, çekemeyen insanlar var"  Jimin bu dediğim üzerine gülmüştü

"Haa biz şu an Taehyung zaten bir kulübe başkan olduğu için kaptan olmasını imkansız hale getiren bir yasa mı çıkarmaya çalışıyoruz."  Fabian kırmızı bir kalem ile Kim Taehyung yazısının üzerine bir çarpı atmıştı ve başını iki yana sağlamıştı onaylamaz bir şekilde.

"Eğer bir öğrenci aynı anda iki kulübün başkanı olamaz kuralını konseyden geçirirsek Taehyung'un sinema kulübündeki pozisyonu da tehlikeye girer. Çünkü şu an kaptan olacağı kesin değil, koç henüz seçimi yapmadı amma ve lakin aday olduğunu herkes biliyor. Yani seçilme ihtimali yüzünden otomatik olarak sinema kulübündeki başkanlığı askıya alınır."

"Yani Taehyung'u ikisi arasında seçim yapmaya zorlayacaksınız?" Jimin düşünceli bir şekilde mırıldanmıştı. Biz bir kez daha başımı iki yana salladığımızda "Oğlum derdiniz ne o zaman?!" diye isyan etmişti. Bu ikimizi de güldürdü. Söze ben devam ettim.

"Evet seçim yapmaya zorlayacağız ama gurur meselesi haline getirdiğinden geri adım atmayacak. Ve kaptanlığı bana kaybetse bile, sinema kulübündeki diğer insanlar Tae'nin başkanlığa dönmesini muhtemelen zorlaştıracaklardır. Bir kez indiği bir tahta geri çıkamasın diye ellerinden geleni yapacaklardır çünkü Taehyung'u çekemiyorlar. " iki beden de bana imalı gözlerle baktığında kızardığımı hissetmiştim.

"Ne var be. Taehyung'un asıl tutkusu sinema ve bunda çok iyi. Siz hiç geçen bahar kısa film şenliklerini izlediniz mi, harika işler çıkarmıştı. Futbolu sinema için bıraktı Taehyung . Şu an sadece gururundan geri adım atamıyor."

"Ve sen de bunu elinden alıyorsun. Vay be Jungkook. Hiçbir zaman, ne yaparsa yapsın Taehyung'a kıyamayacağını düşünürdüm." Jimin de sonunda olduğu yerden kalkarak yanımıza gelmişti ve sonunda anlamış gibi mırıldanmıştı.

"Yani Taehyung ikisini birden kovaladığı için ikisini de kaybedebilir. Bir taşla yüz kuş."

Fabian haklıydı bu kadar ileri gidebileceğimi ben de düşünmemiştim. Söz konusu Taehyung olduğunda çok büyük zaaflarım vardı benim. Taehyung zaafların en büyüğüydü. Eğer en başta bana gelse ve bunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu söylese biliyordum ki kaptanlığı öylece bırakırdım. O kadar aptaldım. Ancak işleri hiç olmadık bir yere sürmüştü. Beni delirtmiş ve ileri girmişti. Sonunda pişman olacak olsam bile burdan dönmeyi düşünmüyordum. Onun üzüntüsü benim üzüntümdü ama eğer Kim Taehyung yanmak istiyorsa büyük bir memnuniyetle ikimizi de ateşe verirdim. Omuzlarımı silktim.

"Kendisi istedi. Ben ellerimi kirletmek bile istememiştim." Jimin omzumu sıkmıştı bunun üzerine. İçten içe üzüntümü hissetmiş gibiydi

"Sen nasıl istersen Kookie. Sadece üzülmeni istemiyorum." onun içini rahatlamak için gülümsedim.

"Sorun olmayacak. Ee peki ne durumdayız?" bu sorum direkt Fabian'aydı. Kulüp başkanları ile bugün görüşmeye başlamıştı.

"Bizim gibi düşünen zaten birçok kişi var. Kazanmak için kararsızlara oynamamız gerektiğini düşünüyorum. Tiyatro kulübün başkanı Kim Seok Jin'i bizim lehimizine oy vermek için ikna edeceğim. Biliyorsun onların kostümlerini biz hallediyoruz. Benimle arayı iyi tutmak isteyecektir. Çekimserlerden diğerleri müzik, dans ve voleybol kulübü başkanları. "bunun üzerine Jimin de atılmıştı.

"Müzik ve dans kulübünü ben hallederim. Woosung hyung da Hoseok hyung da beni sever. Pek umurlarında olmaz zaten böyle kaoslar. Hallederim ben merak etmeyin." Kim Woosung müzik kulübünün başkanı olan bir son sınıf öğrencisiydi. Aynı zamanda The Rose grubunun da solisti ve lideriydi. Jung Hoseok ise dans kulübünün başkanıydı. Jimin hep kendi gibi sıcak ve yetenekli insanlarla arkadaş olmayı sevdiğinden onlarla olan yakınlığı şaşırtıcı değildi. Başımı sallayarak onu onayladım.

"Tamam ben de voleybol takımının kaptanı ile görüşürüm, Daichi kafa çocuktur." Fabian bir kolunu benim boynuma diğerini de Jimin'in boynuna sarmış ve bizi kendine çekmişti.

"Hadi bakayım göreyim sizi, ne demiş atalarımız you know that we never play, yeah, we gon’ forever slay."

"Nerenin ataları bunlar kpop'ın mı?" Jimin alayla sormuştu. Gülmeden edemedim.

"Öyle de denebilir."

Bir sonraki öğrenci konseyi çok çekişmeli geçecekti.

━━━━━━━※━━━━※━━━━※━━━━━━━

Yazar Notu

Selamlar. Arkadaşlar ben kısa ve öz yazmayı seven biriyim

Yani düz yazı bölümleri genelde 800-1500 arası oluyor. Bu durumdan memnun musunuz?

Yani kısa mı geliyor daha uzun bölümler mi istersiniz yoksa böyle iyi mi? Ya da sizi baydığı zamanlar oluyor mu?

Yanıtlarsanız sevirinim

Öpüldünüz 🩵💙🩷

Good Team? Goddamn! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin