☆
Funda.
Yanımda uyuyan bedene göz gezdirip çadırın fermuarını açtım.
Hava aydınlanmış, ateşimiz sönmüştü.
Sağımızda kalan ağacın, Arda'nın nasıl yaptığını anlamadığım çeşmenin, yanına gidip elimi yüzümü yıkamıştım.
Arabanın içinden çantamı çıkardım ve ağzıma naneli sakızımı attım. Ağzımdaki kutup havasıyla birlikte derin bir nefes aldım ve kapıyı kapatıp sandalyelerden birine geçtim.
Biraz sonra çadırlardan hışırtı geldiğinde kulaklığımı çıkarıp masanın üzerine koydum. Fermuarı açan Arda ile göz göze geldiğimizde bana kocaman gülümsedi ve fermuarı geri kapattı.
Birazdan çıkıp geldiğinde büyük yemek sepetinin yanına oturdu ve içini karıştırmaya başladı.
"Günaydın Funda."
"Sana da günaydın."
Arda iki tane kupa ve kahve çıkarttığında yaptıklarını izledim. Dün geceden sönen ateşe biraz odun ekledi ve çakmağını çakıp küçük bir dal parçasına değdirdi.
Ateş yavaş yavaş yanarken telefonu çalmıştı. Gülümseyerek konuşmalarını dinliyordum.
Dinlediğimi görünce bana dil çıkarıp kendi çadırına geçmişti.
...
Arda kahvelerimizi yapıp bana uzattığında teşekkür ettim ve dilimi yakan tat ile suratımı astım.
Dilim çok yanmıştı. Ayrıca naneli sakızdan sonra kahve içmek, bok yemekle aynı kefedeydi şu an gözümde. Ağzımın tadı bozulmuştu.
"Bu Kenan evde de mi böyle?"
Anlamayarak kaşlarımı çattım.
"Evde de böyle uykucu mu?"
Gülümsedim.
"Çok.. Fazlasıyla uykucu."
Kafa salladı ve konuşmaya başladı. Hoşuma gidecek şeyler anlatacağını anlayıp sevinçle yerimde kıpırdandım.
"U19'dayız. Bir gün Serdar abi delirmiş, herkese bağırıyor. Bende Çağlar abinin yanına gittim dedim abi noluyor neden sinirli, bana dedi ki Kenan uyuyakalmış ona delirdi. Sonra telaşla Kenan'ın odasına gittim işte. Kapıyı açtım bu avel şortunu giyiniyordu kapıyı da açınca başkası sanıp kendini yatağa attı. Dedim kalk seni gebertecekler. Neyse bağladı şortunu koşa koşa idman yerine gittik. Serdar abi aldı karşısına bunu. Dedi oğlum nerdesin sen beni krize mi sokmak istiyorsun. Ve Kenan'ın yanında sadece benle İsmail abi vardı. İsmail abi ortaya atladı, dedi ki Serdar abi Kenan duşta düştü. Bizim gözler açıldı Kenan'la. Serdar abinin suratı bir anda değişti elini Kenan'ın sırtına falan koydu oğlum iyi misin falan dedi."
Gülmemi durdurup nefeslendim.
"O da başladı yalanlara. Dedi abi çok fena düştüm bacağım ağrıyor falan. Sonra Serdar abi bugün dinlen sen dedi. Bu sefer vicdan yaptı yalan söylediği için. Yok abi bir şey olmaz dedi antrenmana girdi sonra.
O zamandan sonra huyu değişti mi acaba dedim ama sanırım değişmemiş."
"Üstüne bile koydu. Sabahları antrenmana on dakika geç başlıyormuş. Hocası yanımda söylemişti."
Arda güldüğünde çadıra baktım ama hala hareketlilik yoktu.
"Ben gidip bir bakayım."
Biten kahvemi masaya koyup çadıra doğru ilerledim.