Bölüm 10

41 14 58
                                    

Günümüz

Neredeyse bir ay oldu ve hala Ateşten bir haber yok. Bu o kadar canımı sıkıyor ki kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğundan bir kaç günlüğüne yazlığa kaçtım. Hala yaz tatili olduğu için şanslıydım.

Balkonda oturmuş tek başıma kafamı dinlerken telefon çaldı. Nehir arıyor. Nasıl da unutmuşum, Nehir de aynı bölgede bir otelde kalıyordu şu sıralar.

"Alo nehir?"

"Arkadaşım napıyorsun?"

"Bil bakalım neredeyim ben?"

"Neredesin kız?"

"Senin otelin yakınlarındayım. Yazlığa kaçtım kanka. Kafam çok bozuk biliyorsun. Ateş hala aramadı beni. öyle kafa dağıtmaya geldim."

"O zaman hiç itiraz kabul etmem yarın sabah benim otele geliyorsun. Birlikte kafa dağıtıyoruz."

"Tabiki gelirim canım. Gelmez miyim hiç. Bana o kadar iyi gelecek ki seninle vakit geçirmek. İyi ki varsın."

"Canımsın. Sen de iyi ki varsın canım benim. Hadi yarın görüşürüz."

"Sabah sekizde sendeyim, görüşürüz."

***

Dün akşam öylece baktım gökyüzüne. Sanki gökten bir iyilik meleği inecekmiş de alıp götürecekmiş gibi tüm derdimi. Ama nafile ne bir melek yardım eli uzattı bana, ne de içimdekileri söküp atabildim. Onca düşünce geçti ki zihnimden, öylece otururken neredeyse sabah olacakmış farketmeden. Saat beş sularında yattım gece. O kadar heyecanlıydım ki dostumla tatil yapacağım için zaten doğru dürüst uyuyamadım. Ama yine de modumdayım bu saba herşeye herkese rağmen.

Nehir'in oteli ailemin yazlığına çok yakındı. Evden çıktıktan sonra beş dakika ya geçti ya geçmedi otele vardım. Nehir beni lobide karşıladı.

"Canım arkadaşım hoşgeldin."

"Hoşbuldum canım."

Kahvaltı salonuna geçtik. O kadar acıktım ki bütün büfeyi yiyebilirim. Yemeklerimizi aldıktan sonra masamıza oturduk.

"Anlatın bakalım Esra hanım ne var ne yok?"

"Beni boşver kızım. Bildiğin gibiyim işte. Sürekli ateşi düşünüyorum, depresyonlardayım, yani bende aynı tas aynı hamam tatlım."

"Hala aramadı mı Ateş?"

"Yok aramadı. Dedim ya boşver beni sende ne var ne yok?"

Çapkınca gülümsedi Nehir. Bu demek oluyordu ki biri vardı hayatında.

"Belli belli sende birileri var. Dökülün bakalım nehir hanım kim bu şanslı bey?"

"Şef bey olur kendileri."

Şen bir kahkaha attı Nehir. Zaten her zaman öyle pozitif bir enerjisi vardı ki tüm dertlerimi unutuyordum yanında.

"Şef bey mi? Aşçı mı yani çocuk?"

"Yok ya ne aşçısı? Can kurtaran şefi."

"Çok havalı kızım. Bırak benim acınası aşk hayatımı. Sen anlat bana şu çocuğu."

"Anlatacak bir şey yok ki. Otelde gördüm çocuğu çok beğendim. Tanışmadım bile."

"İnanmıyorum sana Nehir. Nasıl tanışmadın kızım. Yapsaydın bir hamle."

"Boşver ya. Ne hamle yapacam, hiç uğraşamam bu saatten sonra. Sütten ağzımız yanmış bizim yoğurdu üfleyerek yeriz artık."

Nehir'in de aşk hayatı benimki gibi pek yolunda gitmiyor uzun bir zamandır. Onun da kalbini çok kırdılar. Sonunda erkeklerden nefret eder hale geldi. Ah şu erkekler! Neden hepiniz böylesiniz!

Kahvaltıdan sonra havuz başında keyif yaptık arkadaşımla. Buz gibi biramızla keyfimize diyecek yoktu doğrusu. Kısa bir süreliğine de olsa aklımdan çıkmıştı Ateş. Canım dostum Nehir o şen neşesiyle güldürüyordu bizi.

Nehir'in beğendiği çocuk da havuz başındaydı. Nehir komik bir ses tonuyla çocuğa seslenip duruyordu.

"Şef bey"

"Nehir yapmasana, şimdi duyacak çocuk."

Yine o şen kahkahalarından birini attı Nehir.

"Boşversene, kendimce eğleniyorum şurada."

İçki yüzme derken bayağı acıkmıştık. Öğle yemeği için yine büfeye geçtik. Açık büfeden yemeklerimizi almış ve oturmuştuk ki birdenbire içimde bir sıkıntı hissettim. Sebepsiz yere içime oturan kötü bir ruh haliydi bu sıkıntı. Genelde kendimi yalnız hissettiğimde gelirdi bu his. Oysa şuanda en yakın arkadaşımın yanındayım. Güzel vakit geçiriyoruz. Neden böyle hissettiğimi hiç biliyorum ve anlayamıyorum.

"Yine içime sıkıntı girdi. Kendimi kötü hissettim."

"Yine mi? Bir şey mi düşündün acaba? Aklına Ateş mi geldi yoksa?"

"Hayır Ateş'le ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Daha doğrusu bilmiyorum. Yani yine aynı boşluk hissi oturdu içime. İlk defa yalnız değilken ve bu kadar eğlenirken böyle hissediyorum kendimi. Yani belki de Ateş'le ilgilidir bu his gerçekten bilmiyorum sebebini."

"Üzülme geçecek hepsi. Bak ben yanındayım. Her zaman da yanında olacağım."

Canım arkadaşım! Beni teselli etmeye çalışıyordu.

"Beni böyle hissetmekten çok, şuanda neden böyle hissettiğimi bilmemek yoruyor."

Gözyaşlarına boğulmamak için kendimi çok zor tutuyorum. Oysa neden ağlamak istediğimi bile bilmiyorum.

"Üzülme, bak psikoloğa tekrar başladın. Neden böyle hissettiğini bulacaksın elbet."

"Neyse boşver benim hislerimi. Hadi yemeğimizi yiyelim ikimiz de çok acıktık."

Yemeğimizi yedikten sonra kahvelerimizi içmek için deniz kenarına geçtik. Manzara o kadar güzeldi ki bir anlığına da olsa içimdeki duygusal boşluğu unutmuştum.

Sipariş almak için garson kız yanımıza geldi.

"İki tane sade kahve istiyoruz. Biri mehmet efendi olsun. Diğeri de con lütfen."

"Nehir, nasıl içtiğimi biliyorsun."

"Tabi ki biliyorum. Ne sandın!"

Az sonra kahvelerimiz geldi.

"Con kahve kimindi acaba?"

Nehir'le ikimiz de aynı anda "Benim" dediğimizde birbirimize baktık.

"Esra sen mehmet efendi içmiyor musun? Ben con kahveyi kendime söyledim."

"Yok ben con içiyorum. Ben de sen mehmet efendi içiyorsun sanıyordum."

Halimiz fıkra gibiydi. İkimizde diğerinin nasıl içtiğini bildiğimizi sanıyorduk. Ama ben Nehir mehmet efendi içiyor sanıyormuşum, o da ben içiyorum sanıyor.

"Nehir sen iç öyleyse conu ben, Başka kahve söylerim."

"Yok olmaz öyle, diğer kahve çöpe gitmesin yazık. Ben içerim mehmet efendiyi."

Nehir mehmet efendiyi içiyordu içmesine ama görüyordum beğenmemişti. Acıydı çünkü mehmet efendi kahve, bilirdim, ben de içemiyordum. Nehir'in con içememesi bana kendimi kötü hissettirmişti. Öyle ki neredeyse nehir con içemedi diye hüngür hüngür ağlayacaktım. Çok saçma biliyorum. Ama şuan da sırf bu sebeple ağlamak istiyorum. İşte yine geldi o duygusal boşluk oturdu içime.

Yine de günümüz çok güzel geçti. Deli gibi içtik. Cin, Tekila, bira hepsini karıştırdık. Ben antidepresan da kullandığım için iyice bulut oldum tabi. Ama yine de o kadar eğlendik ki bu değdi doğrusu. Zaten içki içtiğim için arabayı burada bırakıp taksiyle eve döneceğim.

Bu bölüm biraz neşeli bir bölüm olsun istedim:)

Bu bölümde Esra ve Nehir'in dostluğunu gördük

Ayrıca bu bölümde Nehir'i daha yakından tanıdık. Nehir'in aşk hayatını da gördük.

Lütfen yıldıza basmayı unutmayalım:)) Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi de yazarsanız sevinirim.

Beni Sever Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin