13 Bölüm

182 5 0
                                    

Arabada ilerlerken, şehir yavaş yavaş arkamızda kalıyordu. Ares, gözlerini yoldan ayırmadan sürmeye devam ediyordu ama ben onun zihinlerinin derinliklerinde neler döndüğünü merak ediyordum. Konuştuğumuz her kelime, attığımız her adım bizi daha da tehlikeli bir sona yaklaştırıyordu. Murat'ın söyledikleri, Hasan'ın takip edildiği şüphesini güçlendirmişti. Ama bu takipçi kimdi? Ve daha önemlisi, neden Hasan'ın peşindeydi?

Ares, birden direksiyonu sağa kırdı ve aracı sessiz bir sokağa çekti. Motoru durdurduktan sonra bana döndü, yüzündeki ifade ciddi ve kararlıydı.

"Buradan sonra dikkatli olmalıyız," dedi, sesi alçak ama kararlıydı. "Gözlerimizi dört açmalıyız."

Ben de başımı salladım. Ares'in bu kararlılığı beni rahatlatıyordu ama aynı zamanda içimdeki endişeleri de artırıyordu. Eğer gerçekten tehlikede isek, bir adım yanlış atarsak her şeyin sonu olabilirdi.

"Ares, bu işin sonu nereye varacak bilmiyorum," dedim, gözlerimi ona dikerek. "Ama bir an önce bu karanlık bulmacanın parçalarını bir araya getirmeliyiz."

Ares, gözlerimin içine baktı ve başını hafifçe eğdi. "Bu işin sonuna kadar gideceğiz," dedi. "Ne olursa olsun, bu düğümü çözeceğiz."

O an, ona güvenmekten başka çarem olmadığını hissettim. Belki de içimdeki bu huzursuzluk, gerçeğin peşinde koşmanın bir yan etkisiydi. Ama ne olursa olsun, artık geri adım atamazdık.

Gözlerimiz hâlâ bir birine tutunmuşken,Ares yavaşça bir eliyle yanağımı avuçladığında gözbebeklerimin titrediğini hissettim.

Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Ares'in dudakları, benimkileri yavaşça, yakaladı. Bu öpücük, önce bir yumuşaklıkla başladı, ama ardından yoğun bir tutku ve kararlılıkla derinleşti. Sanki dünyadaki her şeyin tamamen sustuğu, sadece ikimizin var olduğu anı paylaşmak istiyorduk. Yüzündeki sıcaklık ve neşe, içimdeki endişeyi biraz olsun hafifletti.

O an, Ares'in parmakları yanağımı nazikçe okşarken, kalbim hızla çırpınıyordu. Bu yakınlık, bizi bu karmaşık ve tehlikeli durumdan geçirecek olan bağımızın ne kadar güçlü olduğunu hatırlatıyordu. Öpüşmenin sıcaklığı, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir teselli sağlıyordu.

Bu öpücüğün ardından, Ares'in gözleri gözlerimin içine derinlemesine bakarak, "Her şey yoluna girecek." dedi, sesinde güven verici bir ton vardı.

Birkaç saniye gözlerinin içine baktıktan sonra alnını alnıma yasladı.

"Biraz böyle duralım..lütfen." sesinde çaresizlik vardı.

Onu kıramadım.

Küçük bir an için bile olsa, çevremizdeki tehlikeleri unuttuk. O an, sadece Ares ve ben vardık. Birlikte paylaştığımız bu an, belki de en karanlık zamanlarda bile ışığın bulunabileceğini gösteriyordu.

Bir süre sessiz kaldık, sadece birbirimizin varlığıyla yetindik. Ares'in kollarındaki sıcaklık, bana güvende olduğum hissini verdi ama aynı zamanda her an tetikte olmam gerektiğini de hatırlattı.

Sıcak nefesi tenimiokşayarak, "Bu durumun üstesinden geleceğiz," dedi. "Ama önce yapmamız gereken bazı şeyler var. Hasan'ın peşindeki kişinin kim olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Belki de bu, bize ne yapmamız gerektiğini gösterebilir."

Saçlarıma bir öpücük kondurdu ve kokumu usulca içine çekti. "İlk adım olarak, Hasan'ın etrafında kimlerin dolaştığını anlamak için daha fazla bilgi edinmeliyiz. Belki Murat'ın söyledikleri bize bir ipucu verebilir."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Obsession | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin