6

530 45 54
                                    

Sabah Barış'ın kapımı hayvan gibi çalmasıyla uyandım, esneyerek kalktım ve kapıyı açtım. "Günaydın İnci'm."

"Şafak operasyonuna gideceğiz sanırım?" Tekrar yatağa dönmek istediğimde kolumdan tuttu "Gel kahvaltı hazırladım, seni uyandırmasam soğurdu. Elini yüzünü yıka çabuk."

Kahvaltı?

Hazırlamak?

Barış?

Kahvaltı?

Masanın üzerinde duran benim yaptığım meyvesuyu ve tosta baktım, kokusu güzel geliyor şimdi yalan yok.
sofraya oturduğumda sohbet ederek kahvaltımızı yaptık. Baya güzel yapmıştı.

"Puan durumu nasıl peki?"

"Klasik, Fenerle puanlar yakın ama yine biz şampiyonuz. Tabi, hafta sonu olacak maçta en az 1 tane gol atmamız gerek."

"İnşallah, kutlamalar baya güzel oluyor. Saçlarımı kırmızıya mı boyatsam, sen sarı bende kırmızı olurum."

Güldü "Kutlamalara katılmadan hemen önce sprey boyayla boyayalım bak güzel fikir." Gözlerimi büyüttüm, hiç kutlamalara gitmemiştim. "Bende mi geleceğim?!"

Elimi havaya kaldırıp parmağımda ki yüzüğü işaret etti. "Parmağında bu var, tabi ki katılacaksın." Kalbimde bir şeyler dönüyordu yine ah kalbim ah. Onu yanağından öpmek için uzanmışken geri çekildim. Ulan İnci!

"Noldu?"

"Hiç."

Barış çıktıktan sonra bende evi toparlayıp hazırlandım, röportaj yapılacaktı benimle işte Barış'la ilişkimiz, kendi kariyerim hakkında falan olacakmış. Saat 12 gibi yapılacağı için Barış ikinci arabasını bana bırakmıştı. Benim araba hâlâ kasko bir şeyinden dolayı bekliyordu. Bir evrakda sıkıntı olduğu için yeni araç temin işi biraz sıkıntıya girmişti onu bekliyorduk.

Barış'ın forma numarası olan formamı giydim, altıma da siyah bir kot giydim. Fön taraklı makine ile saçlarımı dalgalandarıp makyaj yaptım. Şimdi, çantam burada, telefon, gözlük, cüzdan aldım. Takılarımı taktım, çıkarken de beyaz sporlarımı giyecektim.

Tamamız değil mi?

Barış'ın arabasını ilk kez sürecektim bir de otomotik araç olduğu için tırsmıyor değildim. Benim arabam otomotik değil bu yüzden otomotik araçlara birazcık Fransız kalıyordum.

Vites kolu nerde amk?

"Barış, ya ben bunu nasıl kullancam? Vitesi yok?"

"*gülme sesi* bak anahtarı taktın mı?"

"Evet."

"O zaman şimdi orada kapaklı olan bir şey var, kapağını açıp düğmeye bas ki araç başlasın... tamam, şimdi vites haznesinin olduğu ama kolun olmadığı şeyi gördün mü? Orada ki küçük parça vites işte. Tutulabilir merak etme. Debriyaj yok, sadece fren ve gaz."

Skerim şimdi otomotik arabasını da şeyini de ha! Vitessiz araba mı olur ulan? Debriyajsız araba mı olur hatta. Tch tch tch. Eski köye yeni adet ahahahha.

Sahil kenarında ki bir kafe de çekim yapılacaktı, oraya vardığımda kapıda bir çalışan beni karşıladı. "Direkt başlayacağız, bir ihtiyacınız veya özel bir isteğiniz var mı?"

"Sadece su alabilir miyim röportaj boyunca?" Kadın gülümseyerek başını salladı. Terasa geçtik, ben oturduğumda kamera, mikrofon ayarlamaları yapıldı ve yüzüme pudra geçtiler. Masaya su da koydukların da hazırdık.

Lovesong || Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin