Yujin geldiği eve yaklaşık on dakikadır bakıyordu. Yanlış eve geldiğini düşünüyordu. Emin olmak için Woonhak'ı aramıştı."Hyung, ben yanlış eve geldim galiba."
"Neresi yanlış Yujin! Evin özelliklerini falan söyle."
"Ne bileyim beyaz tonlarında üç katlı bir ev. Ya burası ev değil bildiğin Japonya kraliyet ailesinin sarayı." Woonhak kahkaha atmaya başlamıştı.
"Evet biraz büyük ama olsun. Sen gel içeri hadi." Yujin telefonu kapatıp evin bahçesine girdi. Zile bastığında bir kamera çıkmıştı.
"Tanrım mucize uğur böceği Adrian'ın evi burası."
"Kimsiniz?" Yujin yutkundu.
"Uhm, Woonhak'ın sınıf arkadaşıyım. Birlikte ödev yapacaktık-"
"Bay Jeon tanımadığımız kişileri almamamızı söyledi."
"Ama-" kapı açılmıştı. Yujin içinden dualar ediyordu. Woonhak birden önünde belirmişti.
"Merhaba Yujin!!! Nasılsın?"
"Hyung, SEN ZENGİN MİSİN OHA AMA?!" Demişti.
"Hey bağırma, ayrıca evet zenginim, çünki Akademide okuyorum!" Dedi gülerek.
"Neyse, ödevi sonra yaparız hadi odama geçelim sana evi gezdireceğim."
Yujini kolundan tutup üçüncü kata doğru götürdü. Yerde tahta yerine mermer vardı. Yujin evin mali değerini hesaplıyordu."Bak burası benim odam." Yujin odayı görünce ağzı açık kalmıştı. Burası kendi evlerinden bile daha büyüktü.
"Oha neden şaşırdın?"
"Ya, benim ev eski Sovyet binaları gibi."
"Hee, nasıl birşey olduğunu bilmiyorum ama kesin iyi birşeydir. Bekle, seni kardeşlerim ile tanistirmalıyım!" Yujin evde bir yerden bir yere koşturmaktan başı dönmüştü.
Woonhak hızlı hızlı koştuğu için birisine çarpmıştı.
"Abi önüne baksana çocuk yere düştü."
Yujin kafasını kaldırıp önündeki bedenin sahibine baktı.
"Gyuvin hyung?!''
"Aa Yujin nasılsın?" Yujin karşısında aşık olduğu adamı görünce şok olmuştu.
"Abi çocuğun kafası mermere çarptı galiba. Sen üniversitede değil miydin niye geldin?!" Woonhak kızarak söylenmeye başladı.
"Babam özlemiş beni, bu yüzden çağırdı."
"Hee, neyse Yujin sen abimi tanıyorsun heralde. Geriye dört kardeşim kaldı."
"Woonhak senin kaç kardeşin var?!"
Woonhak parmakları ile saymaya başladı.
"Uhm, altı kardeş." Yujin bayılmamak için kendini zor tutuyordu, kendi babası birine bile dayanamamıştı, Woonhak'ın annesi nasıl dayanmıştır diye düşündü?
"Gel ben seni odama götüreyim, abi sende telefondan başını kaldırıp önüne bak." Woonhak sinirle dedi.
Yujin ile odaya geçtiklerinde Woonhak onunla sohbet etmeye başlamıştı, Yujin ders için geldiğini unutacaktı.
"He şimdi, biz neden altı kardeşiz biliyor musun?"
"Bilmiyorum ve ilgilenmek te istemiyorum."
"Hayır istiyosun!" Yujin Woonhak'ın baş belası olduğunu anlayınca anlatmasına izin vermek zorunda kaldı.
"Bak şimdi biz altı kardeşiz ama,"
"Ama?" Woonhak gülmeden anlatmak için derin bir nefes aldı.
"Kanka şimdi benim babamın çok hızlı bir hayatı olduğu için ilk üç kardeşim, yani Taerae, Chaehyun, Dayeon, bunların anneleri farklı." Yujin'in ağzı açık kalmıştı.
"NE?!" Woonhak kıkırdadı.
"Evet öyle, sonra Gyuvin abimin de babası farklı. He bir de benim iki babam var."
"Yok, o sorun değil de, nasıl ya?" Yujin bilmiyormuş gibi davrandı. Gyuvin hakkında herşeyi biliyordu. Adresi dışında.
Woonhak herşeyi anlatırken Yujin sabırla dinliyordu.
"Gyuvin abimin üniversitesi tatil vermiş galiba genelde kendi evinde olur."
"Evet biliyorum." Woonhak gülüp geçecekken birden durdu.
"Bir dakika, abimin üniversitesini nasıl tanıyorsun? Biz dışında kimse bilmez."
"Çünki ondan hoşlandığım için olabilir mi-" Yujin dediği şeyi anlayınca yutkundu.
"Lan nasıl?! Daha yeni tanıştınız!"
"Hayır abini 3 yıldır tanıyorum."
Woonhak'ın gözleri patlamıştı. Çöpçatanlık yapacağı birisini bulmuştu.
"Oha ciddili seviyorsun yani?" Yujin başını salladı.
"YENI SHIPIM!!!!"
"YA SUS!"
_
yujin boynu bukuk kaldi
bu bolum arkadasimi zerose yapmama gelsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
navillera | babygiantz/jeebiz !!
FanfictionJeong Saebi ve mükemmel hayatı (Azıcık bile olsa zb1 ve riize içerir)