GİRİŞ

1.6K 73 7
                                    

Merhabalar hepinize.

Çok heyecanlı ve meraklıyım doğrusu. Bu benim ilk kurgum ve yapabilir miyim diye çok düşündüm. Sonunda da bir karar kılıp yaz gitsin dedim ve kitabı giriş bölümüyle yazıp yayınlıyorum.

Bu süreçte umarım desteğinizi benden esirgemezsiniz.

Çok çok keyifli okumalar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Öptüm sizi.🌹





🍂




KÖRDÜĞÜM

GİRİŞ


Harman konağı bugün de her zamanki gibi şen şakrak günlerinden birini yaşıyordu çünkü ailenin en küçük yavrusu sonunda yuvasına temelli dönüş yapmıştı.

Yıllardır şehir dışında okuyan ama değerlerine bağlı kalan biriydi Helin Harman. Ailenin göz bebeği, ablasının bir tanesi, babasının en küçük yavrusu; Harman ailesinin asi ama bir o kadar gurur veren kızıydı.

Merdivenlerden inerken bir yandan ablasıyla, diğer yandan da çok sevdiği annesiyle uğraşıyordu.

"Ne kadar özledim sizi bir bilseniz," diye hayıflandı iç çekerek. "Anamı ayrı ablamı ayrı özledim. Hele konağı ve babamı..." Gözlerini kapattı hâlâ hasret çekermiş gibi. "Sanki bir yanım hep buradaydı, vallahi de burnumda tüttünüz her gün."

"Oy kurban olurum sana ben." Yavrusunun boynuna bastırdı dudaklarını, Möhteber hanım. "Kokun cennetten çıkma sanki. Biz seni özlemekten deli olduk, sen de biraz hasretimizi çek. Olsun o kadar gül yüzlüm benim."

"Aman ana şunu yine şımartmaya kalkıyorsun," diyerek burnunu havaya dikti Asiye. "Bak nasıl da yüzü ışıldıyor. Şehir dışında kendine çok iyi bakmış, bir de bize bak."

"Kıskanma beni," diyerek kahkaha attı Helin. Şen sesi konağa nasıl da yakışıyordu öyle. "Sana benimle gel beraber okuyalım dedim, yok dedin. Gel beraber aynı şehirde yaşayalım biraz dedim, ona da yok dedin. Şimdi burun kıvırıp durma bana Asiye hanım."

Helin'in o dik, vakur burnunu parmaklarının arasına kıstırdı ablası.

"Ablana ihtiyacı vardı bu konağın, nereye gelecektim küçük hanım?"

"Valla hiç de ihtiyaç yok sana bence. Bütün işi neticede yine anamla Hüma abla yapıyor zaten." Ablasının eline vurdu. "Bırak burnumu kocaman ettin çeke çeke."

İkisi birbiriyle atışırken Möhteber hanım da gülümseyerek onları izliyordu. Kapıda duran evin beyi, Ahmet Ağa da bir o kadar mutlu bir gülümsemeyle iki küçük yavrusunu izliyordu. Ne de güzel bir ailesi vardı, her bir yanı huzurdu bu ev!

"Yine neyi paylaşamıyorsunuz siz?"

Ahmet Ağa'nın sesiyle ikisi de birbirinden koparak babalarının yanına koştu.

"Ablam yine çekemiyor beni baba," dedi Helin, Asiye'nin kötü bakışları altında. "Dünden beri anamla hasret gideriyorum diye kin tutmuş bana."

"Yalan söyleme kız, o dilini koparacağım artık ha!"

Helin'e atılan Asiye'yi Ahmet Ağa'nın sesi durdurdu.

"Benim yanımda kız kardeşinle öyle konuşma kızım. Hele dilini hiç koparma, yazıktır."

KÖRDÜĞÜM (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin