Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar.
🍂
KÖRDÜĞÜM
4. BÖLÜM
Günler günleri kovalıyor, saatler birbirinin peşinden ayrılmıyordu. Eylül'ün ortalarına doğru ilerlemiştik. Evde kocaman bir sessizlik ve heyecan hakim olsa da ben kendim için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Keza ablam için de.
İkimiz de mutsuzduk. Yüzümüzden düşen bin parça iken dün akşam gelen telefon yüzünden daha da stresli bir hale girmiştik. Ablam günlerdir odasından çıkmıyordu, ben ise çaresizce bu dört duvar arasında ne yapacağımızı düşünüp durmuştum.
Babamla konuşmayı denemiştik ablamla. Daha doğrusu ben denemiştim ama ablam buna hep mani olmuş, babamın vereceği her kararda ona saygı duyacağını söylemişti. Babam da bu evliliğe onay veriyordu. Komik kısım da buydu işte. Ablamın isteksizliğini bilmeden bize uyar demişti.
Annemsiz hiçbir kararı bağlamazdı babam. Çarşı mevzusunu da babama anlatmıştı ve biz bir güzel azar işitmiştik babamdan. Hem ablama hem bana ayrı ayrı kızıp azarlamıştı bizi.
Annem defalarca kez odama gelip ablamı ikna etmemi, bu evliliğe olumlu yanıt vermesini istemişti benden. Aynı şekilde ablam da yanıma gelip annemi bu fikirden vazgeçirmem için yalvarıp durmuştu.
Öyle bir çıkmaza girmiştik ki çıkarabilene aşk olsundu.
Sabah kahvaltısından sonra yine odalarımıza çekilmiştik. Annem aşağıda Hüma ablayla hazırlık yaparken ben burada bekliyordum. Ablamın ne yaptığından da haberim yoktu açıkçası. Kapısını üzerine kilitlemişti. Yanına gitmeye karar vermiştim. Odamdan çıkar çıkmaz onun kapısında durdum ve iki defa tıklattım kapıyı.
"Abla, müsait misin?" diye sordum iç çekerek.
"Gel, müsaitim."
"Kapı kilitli değil mi?" diye sorup kolunu indirince açıldı. Gülümsemeye zorladım kendimi, içeriye adım atarken. "Kilitli sanmıştım..."
Ablamın gözleri kıpkırmızı olmuştu. Yatağın üzerinde bağdaş kurmuş, bir yandan telefonuna bakarken diğer yandan da hüzünlü gözlerini bana dikmişti. İçim acımıştı bu haline.
"İyi misin sen?" diye sordum hızlı adımlarla yanına ulaşırken. Elimin tersini alnına yasladım, ateşini kontrol etmek için. "Yüzün solgun duruyor."
"Ömrüm soluyor, ondandır belki." Gülüşündeki acı çeken duygu kalbimi ağrıtmıştı. "Yavaş yavaş öleceğim sanırım."
"Deme öyle," dedim hemen. Saçlarını okşayarak yanına oturdum. "Daha göreceğimiz günler var, yaşayacağımız anlar var. Böyle karalara bağlama lütfen. Beni üzüyorsun."
"Üzgünüm Helin, gerçekler bunlar." Başını önüne eğdi. "Annem resmen gelip zorla da olsa bu evliliğe evet diyeceğimi söylediğinden beri ne yaşadığımı bilmiyorum. Kalbimde öyle bir yangın var ki..."
İçim burkuldu. "Keşke elimden bir şey gelse abla. Keşke seni bu cehennem yerinden alabileceğim bir çarem olsa."
"Kaçmaktan başka çarem yok," dediğinde hıçkırarak ağlamaya başladı. "Bana yardım etmelisin Helin. Bu işten ancak böyle sıyırabilirim."
"Bizi öldürürler abla, ne diyorsun sen?"
"Mecburum. Başkasıyla evlenemem. Ne olursun yardım et bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (Töre)
Teen Fiction"İlk görüşte aşka inanmazdım; ta ki seni görene kadar." Kader, gayrete aşıktır. Ablasının mutluluğu için her şeyi göze almış biriydi o; ama kendi mutluluğu için hiçbir zaman başarılı olamayandı. Hayatında ilk defa kendisi için de bir şeyler yapmak i...