Sultan murad okuduklarıyla neredeyse emin olsa da hala bu işte hümaşah sultan'ın bir parmağı olduğunu düşünüyordu. Şu an hümaşah sultan'ın hainliğini kanıtlayamasa da elbet bir gün kanıtlayacaktı.
Sultan Murad:
- Ağalar derhal at arabasını hazır edin!*********
Eyüp Sultan camii bahçesi:Divan-ı hûmayunun tüm üyeleri buradaydı. Sultan murad bilhassa istemişti tüm üyelerin burada olmasını zira hainlere neticelerini göstermek istemişti.
Kubbe altı veziri ahmet paşa taşa elleri ve kafasıyla birlikte bağlanmıştı. Başında ise iki ağa katlinin emrini bekliyordu. Sultan murad kılıcını çekip ahmet paşa'nın yanına geldi.
Sultan Murad:
- Şimdi hepiniz içten içe neden burada olduğunuzu merak ediyorsunuzdur. Kubbe altı vezirim, bir zamanlar ağabeyim şehzade selim'in lalası olan kasım paşa'nın oğlu, ağabeyimi tahta çıkarmaya uğraşan bir hain olan Ahmet paşanın katlini seyretmeye geldiniz.Herkes kendi arasında şaşkın nidalarla konuşuyordu. Sağ elini kaldırıp herkesin susmasını sağladı. Ahmet paşaya yaklaşmasıyla ahmet paşa debelenmeye başladı.
Ahmet Paşa:
- Hünkarım yemin ederim ki ben hiçbir şey yapmadım! Evlatlarımın üzerine yemin ederim ki benim suçum günahım yok!Sultan Murad:
- Suus! Sabilerin üzerine yemin ediyor bir de! Sen yapmadıysan kim yaptı o vakit?! Delil var onu da mı inkar edeceksin?!Ahmet Paşa:
- Ne delili hünkarım? Vallahi bilmiyorum! Yemin ederim ki-Boynuna vurulan kılıçla kellesi bir yana uçtu. Sultan murad yüzüne sıçrayan kanı ağalardan birinin verdiği mendille silerken ve diğerlerine döndü.
Sultan Murad:
- Kim ki bize hainlik ederse neticesi ahmet paşadan beter olur bilesiniz!Herkes selam durarak bu ikazı onayladı. Sultan murad memnuniyetle sırıtıp başını dikleştirdi. Herkese göz atıp konuşmaya devam etti.
Sultan Murad:
- Âla. Hepinizin dersini aldığını umuyorum zira almayanda varsa memenuniyetle dersini veririm.*********
Taşlık:Valide sultan taşlıkta bir yanında neslihan sultan bir yanında mehtap sultan ve yanındaki torunlarıyla oturuyordu. Cariyeler dört bir yanda dönüyor hizmette kusur etmiyorlardı. Cariyelerde sultanlar gibi aralarında konuşuyorlardı.
Cevher:
- Sizce hangi şehzade tahta çıkacak?Esma:
- Kesin şehzade yakup çıkar buraya da yazıyorum kızlar.Hüma:
- Emin konuşmayın. Bence şehzade mahir çıkacak hem ilk şehzade o neticede.Gül:
- Bencede kesin şehzade yakup çıkar.Onlar aralarında konuşurken Valide sultan kulak misafiri olmuştu.
Valide Dilşah Sultan:
- Hatunlar! Böyle mi terbiye veriyorsun bunlara nigar kalfa?! Size mi kalmış hanedanı âli osmanın geleceği? Şehzade torunlarımı dilinize dolamaya utanmıyor musunuz? Bir daha böyle şeyler konuştuğunuzu işitirsem hepinizin dilini keserim! Duydunuz mu?!Herkes sessizliğe devam etti. Valide sultan devam eden musikin kesilmesini işaret etti tek eliyle.
Valide Dilşah Sultan:
- Kafi sümbül ağa! Zira edepsizliğe de musikiye doyduğumuz kadar doyduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saltanat-ı Murad
Acak"Ben ki sultân-ı âzam, gaziler serdarı, üç kıtanın, yedi iklimin padişahı, 12. Osmanlı padişahı 91. İslam halifesi Sultan Murad Han!"