Gözlerimi araladığımda hava kararmaya başlamıştı, yatakta gerinerek esnedim, ve hızla banyoya girdim. Yüzümü iyice yıkayıp uykudan tamamen arındıktan sonra gözlerim yine aynaya kaydı. Üzerimde ki geceliğe baktığımda kaşlarım çatılmıştı, bunu savaş bana verdiğinde kendi kıyafetim sanmıştım yorgunlukla ama değildi. Hızlı adımlarla mutfağa indiğimde savaş yemek yapıyordu.
"Savaş, bu üzerimde ki kıyafet kimin?"
Savaş bana dönmeden cevap verdi.
"Senin güzelim."
Sinirle savaşın karşısına geçtim.
"Savaş, bu benim değil. Ben kendi geceliklerimi tanımıyor muyum!"
Yemekte olan bakışlarını bana çevirdi ve baştan aşağı süzdü gözleriyle.
"Kimindi acaba?"
Düşünür gibi duruyorken sinirle koluna vurdum ama gram etkilenmemişti.
"Sen kiminse onu bul git ona yemek hazırla. "
Arkamı dönmüş giderken belimden tutan elleriyle kolları arasına aldı beni.
"Şşh, bir sakin ol küçüğüm. Nereye bu kıyafetle."
"Cehennemin dibine, bırak beni!"
Kolları arasından kurtulmaya çalışıyorken beni kucağına alması ve kurtulmama izin vermeden yukarıya çıkarması bir oldu. Kollarından kurtulmaya çalıştıkça daha sıkı tutuyordu.
Odasının yanında ki odaya girdiğimiz de beni bıraktı ve ayaklarımın yere değmesini sağladı, merakla odayı incelemeye başladım. Kendi odasında ki mobilyaların beyaz renkleri vardı odada, dolabı açtı ve konuşmaya başladı.
"Bu odada ihtiyacın olabileceğini düşündüğüm her şey var, eksikleri beraber hallederiz. Gecelikler, pantolonlar, elbiseler, yani bir dolapta olması gereken en temel şeyler var. Buna iç çamaşırları ve çoraplar da dahil, vee."
Bir yandan dolabın kapaklarını açıyor bir yandan konuşmaya devam ediyordu. Dolabı bırakıp dolabın çaprazında yatağın karşısında bulunan aynalı beyaz şifonyerin yanına gitti ve çekmecelerini açarak konuşmaya başladı.
"Biraz araştırma yaptım, en beğenilen markaların bakım kremleri, makyaj malzemeleri, parfümleri, aksesuarları hepsini beğeneceklerinden seçmeye çalışarak aldım. Bu oda senin güzelim, odada boş çok şey var hepsini kendi başıma doldurmak istemedim senin seçimlerin olsun istedim. Şimdilik bunlarla idare et bakalım. "
Şaşkınlıkla kapakları sonuna kadar açık olan dolaba bakmaya başladım, bunlarla idare et dediği bir dünya vardı.. Victoria secret gecelik takımları, iç çamaşır takımları, Gucci marka çantalar, Zara'dan alınmış deri kıyafetler ve çeşitli markaların çeşitli ürünleri daha... Etek, elbise, spor takımı, jean, ayakkabılar, çantalar... Odada göz gezdirmeye devam ettim, şifonyerde de çeşitli markaların bakım kremleri, tüm makyaj malzemeleri ve birçok şey daha vardı. Doğduğumdan bu yana bu kadar eşyamın olduğunu zannetmiyordum bile..
Gözlerimin dolmasını engelleyemedim, gözyaşlarımı içimde tutamadım, aniden ağlamaya başladığımda savaş yanı başımda belirdi.
"Güzelim, neden ağlıyorsun? Ne oldu? Beğenmedin mi? Yanlış bir şey mi yaptım ben?"
Savaş merakla bana bakarken öyle çok ağlıyordum ki hiçbir şey söyleyememiş, cevap verememiştim. Sevilmek böyle bir şeymiş meğer.. Yıllardır mahrum kaldığım bu duygu öyle güzelmiş ki... Birinin seni düşünmesi insanı öyle özel hissettiriyormuş ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM+18
RomantikNefesi dudaklarımı yalayıp geçiyorken heyecanla aldığım nefesi tuttum. Eli eteğimin altından iç çamaşırımı bulduğunda parmakları ıslaklığımla buluştu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve daha fazla ıslanmamı sağlayacak şekilde fısıldadı. "Benim için...