Bu zamana kadar hep acı çekmiştim, acıyı biliyordum, acıyı bilmek değil acının ta kendisi olmuştum. Hiç sevilmemiş, hiç önemsenmemiştim, benim saçlarımı tarayan olmamıştı hiç, düştüğümde kaldıran, hastalandığımda çorba yapan olmamıştı. Acıya, önemsenmemeye alışmıştım ama farklı bir sınavın beni beklediğini bilmiyordum o zamanlar...
Kendi evimde kendi kuzenimin bana asılacağını bilmiyordum, anneme söylediğimde tokat yiyeceğimi bilmiyordum, bana inanmayacaklarını bilmiyordum, beni rahatsız ettiğini söylememe rağmen benim yaşadığım eve rahatça girip çıkacağını bilmiyordum.. 16 yaşından beri kurtulmaya çalıştığım ama kurtulamadığım bu belanın en mutlu olduğum günün sonrasında kendini yine belli edeceğini bilmiyordum.
"Güzelim, iyi misin? Bir sorun mu var?"
Savaş arabasını sokağın girişinde durdurmuş bana ilgi ve merakla bakıyordu, derin bir nefes aldım. Ondan saklamam gerekenler her geçen gün artıyordu.
"Sorun yok, ayrılıyoruz ya, o yüzden."
"Yarın buluşacağız, dersi asmak yok, cumartesi ders yapacaktık değil mi?"
Başımı salladım onaylarcasına.
"Buluşacağız yakışıklım."
Gülümseyerek dudağına çok yakın bir noktaya hızlı bir öpücük kondurdum ve arabadan indim, kapıyı çaldığımda karşıma çıkan yüz yüzümde ki gülümsemeyi sildi.
"Hoşgeldin güzelim, çok beklettin beni."
"Beklemeseydin."
Baranı itip kapıdan geçtiğim sıra da kapıyı sertçe kapattı. Kolumdan tutmasıyla sinirle kolumu kendime çekmeye çalıştım.
"Bıraksana kolumu ya!"
"Kim bıraktı seni? O araba kimin?"
Bağırmama karşı fısıldadıkları ile içimi büyük bir korku kapladı, bağırışım nedeniyle annemle babam yanımıza geldiğinde baran ikinci kimliğine hızlı bir giriş yaptı.
"Canım kuzenim benim, niye öyle çarpıyorsun kapıyı, bak teyzem bir şey oldu sandı."
Annemle babam bize bakarken hiçbir şey söylemeden odama çıktım ve ardımdan kapıyı sertçe kapattım, birkaç dakika içinde kapı tekrar açıldı.
"Çüş, hayvan! Niye çalmadan giriyorsun, belki üstümü değiştiriyorum."
"Hoşuma giderdi."
Sapık bir gülüşle bana bakıp yaklaşmaya başladığında geriye doğru adımladım.
"Baran, odamdan çık! Hemen! "
Korkuyla geriye giderken sırtım dolabımla buluştu, adımlarını tam dibimde durdurduğunda ondan uzaklaşmaya çalıştım ama kollarımı tutan eller buna engel oldu.
"Sen önce o arabanın hesabını ver, neden uzun bir süre durdu, içinde kim vardı?"
"Öğretmenim vardı, tamam mı? Kurs uzayınca benim de evim uzak olduğu için bırakmak istedi. Şimdi hemen çık odamdan!"
Çıkmak yerine bana daha fazla yaklaşıp kendi vücudunu hissetmemi sağladığında çığlık atmak için açtım ağzımı ama ağzıma kapanan el buna engel oldu, tüm gücümle onu itmeye çalışsam da bir milim bile kıpırdamıyordu.
"Şşhh, ben seni bu kadar özlemişken sen beni böyle mi karşılıyorsun güzelim, görmeyeli daha da güzelleşmişsin."
Burnunu saçlarıma götürüp derin bir nefes aldığında tiksiniyordum, gözyaşlarım akmaya başlamıştı ve onu tüm gücümle kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, en sonunda başararak ittim, ve açılan küçük boşluk ile odanın en uzak köşesine geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM+18
Roman d'amourNefesi dudaklarımı yalayıp geçiyorken heyecanla aldığım nefesi tuttum. Eli eteğimin altından iç çamaşırımı bulduğunda parmakları ıslaklığımla buluştu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve daha fazla ıslanmamı sağlayacak şekilde fısıldadı. "Benim için...