26.BÖLÜM

1.6K 54 17
                                    


Yatakta başımı savaşın göğsüne yaslamış uzanıyorken huzuru tüm iliklerime kadar hissediyordum. 

Savaşın konuşmaya başlamasıyla sessizliğimiz sona erdi.

"Sigarayı ilk içtiğimde 6 yaşındaydım.. "

Merak dolu gözlerle savaşa bakarken bakışlarını uzaklara dikerek anlatmaya devam etti. 

"Annem çok sıkı içerdi, öyle ki günde 2 paket bitirirdi. Bir gün yine o sigara içerken çocuk aklı işte, annemi sürekli sigara içerken gördüğüm için merak etmiştim, ona bakarak paketinden bir dal sigara çektim, ve yaktım. Tabii uyuşturucudan oluşan bir dal olduğunu bilmiyordum. Birkaç nefes çektikten sonra bayılmışım zaten. Annem beni fark ettiğinde..."

Zorlukla yutkunduğunda dolan gözlerimden birkaç damla yaş firar etti, anlatmaya devam edebilmesi için görmeden sildim akan yaşlarımı, ses çıkarmadan dinlemeye devam ettim. 

"Annem beni fark ettiğinde evden gitmiş, babam gelip beni yerde görünce hastahaneye götürdü. Miğdemi falan yıkadılar, çok hatırlamıyorum, tek hatırladığım annemi sorduğum ve onu beklediğimdi..  Ama o gelmedi.. Bir daha da görmedim onu. Bir çoçukla ilgilenemeyeceğine karar vermiş. Öldüm mü diye merak bile etmeden gitmiş işte.. Yani öyle sigarayla barışık biri değilimdir, çok nadir içerim. İçtiğimdeyse tek bir dal içerim, o dal bitene kadar annemi gördüğüm son anı düşünürüm. Çoçukken çok kızmıştım kendime, merak etmeseydim, içmeseydim, zehirlenmeseydim annem gitmezdi diye ama ne zamanı geri alabiliriz ne de olanı değiştirebiliriz. Tüm bunları yapabiliyor olsak bile evlat sevgisi olmayan bir kalbe o sevgiyi işleyemeyiz."

Gözlerimden yaşlar akarken hızla kollarımı savaşın boynuna doladım. Tüm gücümle sıkıca sarıldım ona, annesiz kalmış yaralı çoçuk halini sarmalamak istedim, kollarını birleştirip sıkıca sarıldı bana. 

"Ben seni asla bırakmayacağım, seni çok seviyorum savaş.. Seni kimsenin sevemeyeceği kadar çok seviyorum. "

Derin bir nefes aldı. 

"Bende seni çok seviyorum, açelya."

Kollarımı sıkıca ona sarmaladığımda hem küçücük yaşta annesiz kalışına hem de kendi ailemden göremediğim sevgiye ağlıyordum. Ama kural buydu, yaralı çocuklar birbirini daima sarmalarlar...

Geriye çekildiğimde savaşın yüzünün her noktasına öpücük kondurdum. 

"Beni kışkırtma kızıl, yarın okul var."

Savaş uyarır tonda konuşurken kıkırayarak geriye çekildim. 

"Hep bu odada kalsak, hiç dışarı çıkmasak, böyle sonsuza kadar birbirimizin kolları arasında kalsak keşke."

Ama mutlu olduğumuz her an gibi zaman hızla akıp gitmişti ve akşam olmuştu. Ne kadar erken gelmiş olursam olayım doyamamıştım savaşa.. Ama artık gitmem gerekiyordu.

"Ben artık gideyim."

"Bir şeyler yiyelim, öyle git istersen."

Başımı iki yana sallayarak reddettim, daha geç kalırsam annemler beni mahvederdi.

"Evde yerim artık, geç oldu. "

Kesin yememe engel olacak bir şey olurdu gerçi.

"Tamam, ben de çıkacağım, birkaç işim var, anahtar yanında değil mi?"

Gülümseyerek başımı salladım, savaşta evden çıktığında önden ben çıktım binadan ve savaş arabasına bindiğinde bende evden içeri girmiştim. 

ÖĞRETMENİM+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin