Açelyadan Devam
Aniden odamın kapısı açıldığında gözlerim korkuyla kapıyı buldu, babam bitkin bir şekilde odama göz gezdirdiğinde bakışlarım tam karşımda odama bakan savaşı buldu, ne olur ne olmaz düşüncesiyle hızla kalkıp perdeyi çektim. Aramızda ki o kadar mesafeye rağmen sanki gözlerimin içine bakıyordu.. Gözlerinde ki ifadeyi okuyabiliyordum.
"İlaçlar nerede oluyor biliyor musun diye soracaktım. Annen yukarıda, arkadaşına çıktı. "
Babamın sesi çatallı çıkıyordu, hızla yanına yaklaştım.
"Ne oldu, hasta mısın?"
"Hava değişimi. "
Babamı çok uzun zaman sonra hasta görmenin şaşkınlığı ve telaşı sarmıştı bünyemi. Hızla odamdan çıkıp mutfağa indim, ona ilaçlarını verip iyi geleceğini düşündüğüm bir bitki çayı hazırladım. Odasına çıkardığımda gözleri şaşkınlıkla elimde ki çayı ve beni buldu.
"Bu iyi gelir baba. "
Bitki çayını yanında ki komidine bırakıp gitmek için hareketlendiğimde bileğimi tutarak buna engel oldu. Adımlarım durduğunda bana acı dolu bir ifade ile bakmaya başladı.
"Bana böyle yakın davranıyorsun diye seni seveceğimi sanma. Senden her zaman nefret edeceğim."
Gözyaşlarım hiç beklemediğim bir hızda akmaya başladığında gözlerinde ki acı öfkeye dönüştü.
"Evet, nefret ediyorum senden. Saçlarının kızıl olmasından, çillerinden, ona benzemenden..."
Son söylediği ile sözünü aniden yarı da kestiğinde anlamayarak kaşlarımı çattım.
"Kime benziyorum ben"
Babam benden tarafa bakmazken üzerine doğru yürümeye başladım. Bir şey söylediyse devamını getirmeliydi.
"Sana sordum baba! Kime benzediğim için nefret ediyorsun benden, ben kimin günahını çekiyorum!"
"BANA İHANET EDEN KADINA BENZİYORSUN. SENİ DOĞURDUKTAN SONRA TERK EDEN KADINA BENZİYORSUN. ANNENE BENZİYORSUN!"
Duymayı bir noktadan sonra bırakmıştım. Ne demişti, ne anlatıyordu, yine canımı yakmak için yapıyordu, söyledikleri doğru olamazdı, imkansızdı..
Bedenim felç olmuş gibi kaldı. Adım atamıyor, nefes alamıyor, tek bir kelime bile söyleyemiyordum. Gözlerimde ki yaşlar bile donmuştu, akmıyordu. Ben.. Benim anne dediğim kadın annem değil miydi?
"Çık git şimdi seni gözüm görmesin!"
Babam yaka paça beni odasından dışarı attığında bile adım atamadan donmuş kalmıştım. Hayal görüyor olabilir miydim? Hala savaşın yanındaydım ve bir rüya görüyordum belki de. Koluma sert bir çimdik attım, ama acıyı hissetmiyordum. Rüyadayım ve kendimi uyandırmam gerekiyordu. Bedenimi tepkiye geçirebilirsem bu saçma kabustan kurtarabilirdim. Ne yaptığımı düşünmeden adımlarımı aşağıya yönelttim, mutfağa girip ocağı açtım ve elimi yanmaktan olan ateşe tutmaya başladım.
Canım hala yanmıyordu.
Hala kabusun içine sıkışıp kalmıştım ve çıkamıyordum.
Ne kadar uzun süre öyle durduğumu bilmiyordum bile, zaman kavramını yitirmiş elimin acısını bile hissetmemiştim.
Ta ki kolumdan tutulup geriye çekilene kadar. Gözlerim ancak o zaman ciddi derece yanmış olan elimi buldu, ardından annemi.
"Ne yapıyorsun sen! Aklını mı kaçırdın! Elini yakmak da ne demek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM+18
RomanceNefesi dudaklarımı yalayıp geçiyorken heyecanla aldığım nefesi tuttum. Eli eteğimin altından iç çamaşırımı bulduğunda parmakları ıslaklığımla buluştu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve daha fazla ıslanmamı sağlayacak şekilde fısıldadı. "Benim için...