"Bunları girişin solundaki masaya götür oğlum."
Himari ablanın elime tutuşturduğu oval tepsiyi aldım. Bugün taşıdığım ellinci tepsi falandı herhâlde.
Karanlık ve geniş salondan gelen yüksek sesli, aynı zamanda da hareketli şarkıdan dolayı bir barı anımsatıyordu ev. Tonlarca insan gruplara ayrılmış, birbiriyle sohbet ediyordu.
"Ne demişti Himari abla... Girişin sağında mıydı?" Diye mırıldandım kendi kendime. Daha sonra birisi beni omzumdan çekiştirdi.
"Hayır, aptal. Ben bu taraftayım."
Şarkı ne kadar yüksek sesli olursa olsun Sanzu'nun alaycı sesini duymamak imkansızdı.
"Ben de diyorum kim böyle garip bir içecek istemiş." Gerçekten ilk gördüğümde şaşırmıştım. Karpuzlu, üzümlü ve... Sütlü??
"Zehirlenip geberesim var." Diyerek elimdeki tepsiden bardağı aldı.
"Balık ile yoğurt ye o zaman."
"Sağol ya, çok düşüncelisin." Dudağını büzerek göz devirdi. Daha sonra ise bakışları etrafı taradı.
"Koko nerede ya?"
"Odasında hazırlanıyor olmalı."
Evet, bugün herkes onun için toplanmıştı.
"Doğum günü çocuğu diye iyice şımardı ha, eşek gibi bekliyoruz yarım saattir."
Sinirlenmiş gibi olan tavrıyla içeceğinden bir yudum aldı Sanzu.
Sabahtan beri bir ya da iki kez gördüm sadece onu, genellikle hep odasındaydı. Etrafa bir bakınca insan bu kadar arkadaşa sahip olmak iyi bir şey mi diye sorguluyor. Tamam, benim de bir arkadaş grubum var ama biz 7-8 kişi belki varız belki yokuz.
"İçeri geldiği anda kızlar başına üşüşmese iyi. Amına koyayım o ibne yüzünden benim nasibim kapanıyor."
Sanzu'nun sözlerine ufak bir kahkaha attım.
"Niye gülüyorsun lan, kızların onun peşinde dolaşması senin için iyi bir şey mi?"
Sorduğu sorudan nasıl bir anlam çıkarmam gerektiğini bilmiyorum ama... Sanırım evet?
"Neden benim için kötü olsun ki? Ona değer veren insanları görmek beni mutlu eder."
Verdiğim cevaptan tatmin olmamış gibi yüzüme baktı bir süre. O an aklından bir şeylerin geçtiğine emindim.
"Sadece yakışıklı ve parası var diye peşinde olduklarını sen de biliyorsun." Derin bir nefes verdi.
Diyecek sözüm yoktu, haklıydı. Haklıydı ama ben tam tersine inanmak istiyorum. İnsanların onu gerçekten önemsediğine ve her koşulda onu destekleyeceklerine inanmak istiyorum.
"Peki ya sen?" Diyerek tekrardan bana soru yöneltti.
"Ben?"
"Sen neden onun bu kadar peşindesin? Değilim falan deme anca kendini kandırırsın. Yıllardır bu eve girip çıkıyorum ve sen çalışmaya başladıktan sonra ilk kez birisinin onunla yakından ilgilendiğini fark ettim."
Köşeye kıstırılmış gibi olan ifademi saklamaya çalışarak arkamı döndüm. Bu soruyu ben bile kendime sormadım hiçbir zaman amına koyayım.
"İllaki bir sebebi mi olmalı?"
"Sebepsiz yere niye bu kadar çabalarsın ki bir başkası için, iyilik meleği misin sen?"
"Evet, öyleyim."
Bir tek kanatlarım eksik hatta. Dürüst olmak gerekirse gerçekten bir sebebi yok. Ona yaptığım iyiliklerin karşılığında hiçbir şey beklemiyorum, sadece... İçimden yapmak geliyor ve yapıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undesirable Love |Kokonui
Fanfiction"Herkes zıt olan şeylerin ne kadar uyumsuz olduğunu söyler lakin hiç kimse birbirlerini tamamladıklarından söz etmez."