1.0

9 2 14
                                    

Elimdeki boş tenekeyi buruşturup yanımdaki çöp kutusuna attım. Yarım saattir Sanzu ile boş sayılabilecek bir parkta oturuyorduk.

"İşsiz gibi oturacak mıyız daha burada?" Diye sorduğunda bir şey söylemeden önümdeki salıncakta sallanan küçük kızı izlemeye devam ettim.

Kız çocuğu biraz daha sallandıktan sonra inmek için bir hamle yapmıştı ki dengesini sağlayamayıp yere düştü. İçgüdüsel olarak yanına gidip kaldırma ihtiyacı duydum. Avuçlarının içi kızarmıştı yere düştüğü için.

"Acıyor mu?" Olabildiğince nazik konuşmaya çalışmıştım. Bir süre yüzüme baktıktan sonra gülümsemişti. Daha sonraysa başını hayır anlamında sallayıp annesinin olduğu yere doğru koştu.

Benim de yanımda olan bir annem olsaydı belki yaşadığım şeyler acı vermezdi.

Uzatılan elin sahibine baktığımda gülümsedim.

"Kalk lan hadi."

Elini tutup hızlıca ayağa kalktıktan sonra Sanzu'ya sarılma ihtiyacı hissettim.

"Noluyor lan?!" Diye verdiği tepkiye ufak bir kahkaha attım.

"İyi ki varsın."

Sanzu başta afallasa da daha sonra ellerini sırtıma koyup patpatlamıştı.

"Sanki yarın ölecekmiş gibi konuşma benimle, belanı sikerim."

"Yok be."

Birbirimizden ayrıldıktan sonra aynı yerimize geri döndük.

"Eee, ne söylemek için çağırdın beni?" Diye sorduğunda yutkundum.

Buraya gelirken ona söylemek konusunda emindim fakat şu an biraz tereddüt ediyordum, yalan yok.

Ben otururken o ise karşımda dikeliyordu. Böyle olunca daha çok stres olmuştum.

"Söyleyeceğim ya, bi' dur."

"E hadi amına koyayım, akşam oldu."

Kaçışı yoktu artık. Söylemezsem beni asla rahat bırakmazdı. Bir şeyler uydursam da yalan söylediğimi anlardı.

"Ben birisinden hoşlanıyorum."

"Ay yoksa benden mi?" Diye güldüğünde kaşlarımı çattım.

"He ananı sikeyim, senden. Hatta seni de buraya açılmak için çağırdım." Sabır ister gibi nefes alıp verdiğimde Sanzu alaycı tavırlarına devam ediyordu.

"Çıkma teklifiniz reddedildi."

"Ya biraz ciddi ol!"

Sesimizi biraz yükselttiğim için öncekine göre daha ciddiydi ama yine de gülmemeye çalışıyordu.

"Tamam söyle o zaman kim olduğunu."

"Şey..." Elimi enseme attım gergin bir tavırla. Onun anlayışla karşılayacağına inanmak istiyordum sadece.

Tek kaşını kaldırıp meraklı ifadesiyle bana baktığında söyleyiverdim.

"İnui'den."

Biraz bile değişmemiş düz ifadesiyle yanıma gelip oturdu. Ellerini başının arkasına koyup geriye yaslandı.

"Bir şey söyle Sanzu." Dedim zar zor. Sessizliği ilk kez beni rahatsız etmişti.

"Biliyordum." Dediğinde ağzım açık bakakaldım ona.

"Nasıl?!"

Oflayarak yüzünü bana çevirdi.

"Sen bak bakalım benim gözlerime, bir şey kaçar mı onlardan. Hoşlanmıyorsun ayrıca, deli gibi aşıksın."

Undesirable Love |KokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin