Babam piknikten sonra iş yerinden izin alıp amcamlar ile birlikte Almanya'ya gitti. Birkaç gün ortalıkta olmayınca gerçek huzuru hissediyor insan.
"Dik oturun lütfen genç efendi, bu gidişle sırtınız ağrımaya başlayacak."
Himari abla oturduğum masaya elindeki tabakları dizerken ben de dediğini yaptım. Nazik bir şekilde söylediği sözü duymamazlıktan gelemezdim ama asıl sorun dik oturduğumda sırtımın ağrımasıydı.
"Yoshima abla bugün evde yok sanırım?"
"Kızına zaman ayırmak istiyormuş, biliyorsunuz sizinle yaşıt kızı var."
Kızını, yani Hanae'yi biliyorum. Bir kez gelmişti buraya annesiyle.
Ben önümdeki zeytini çatala batırmakta inat ederken Himari abla ise tereddütlü şekilde başımda dikiliyordu.
"Bir sorun mu var?"
"Hayır hayır... Aslında benim de küçük oğlumu kontrole götürmem gerek ama Yoshima da evde olmadığından size hizmet edecek benden başka kimse yok."
"Hm, İnui nerede ki?"
Çok zor bir durumda kalmadığı sürece izin almazdı o.
"Dün geceden beri biraz hasta, odasında yatıyor şu an."
İki yağmur çiseledi diye hemen hasta olmuş.
"Anladım... Siz gidin o zaman."
"Emin misiniz? İnui gerçekten iş yapabilecek durumda değil."
"Onun yapmasına gerek yok zaten ben kendi işimi kendim görürüm. Sizin de bu konuda endişelenmenize gerek yok, çocuğunuzun sağlığı daha önemli."
"Teşekkürler, genç efendi."
ᯓᡣ𐭩
"Aynen amına koyayım, kendi işini kendin görürsün."
Sanzu elindeki tabağı fırlatır gibi önüme koyduktan sonra karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Yani şey demek istemiştim... Sanzu'nun evine gidip yemek yiyebilirim."
"Ye de siktir git."
"Her geldiğimde kovuyorsun beni."
Önce göz devirip sonra da deli gibi kendi kendine güldü.
"İki yumurta kırıp yiyemiyorsun bile, bebe seni."
"Yumurtayı ne yapayım ben bu saatte?"
Bizim evin aksine Sanzuların evinde işler farklı. Ben dediği gibi yumurta bile kıramazken Sanzu çok iyi yemekler yapabilir. Babam bu güne kadar yemek yapılırken mutfağa girmeme bile izin vermedi, Sanzu ise çoğu zaman yemek konusunda evdeki çalışanlara yardımcı oluyor. Yani kısacası benim hayatımı kolaylaştırdıklarını sanarlarken sadece kısıtlıyorlar.
"Zıkkım ye. Sizin çalışanlar da aynı günü bulmuş hep."
"Hm, öyle."
"Hadi kadınları anlarım da sarışın güzelin ne işi varmış?"
"Hasta o, evde yatıyor şu an."
Soru sorar gibi, hayır küfreder gibi olan bakışlarını hissedebiliyorum.
"Sabahtan beri hiç gördün mü onu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undesirable Love |Kokonui
Hayran Kurgu"Herkes zıt olan şeylerin ne kadar uyumsuz olduğunu söyler lakin hiç kimse birbirlerini tamamladıklarından söz etmez."