Karaktere Özel Bölüm

19 2 0
                                    

Hava Lordu Sina

Tepki: Seninle zoraki bir evliliğe sürükleniyordu.

Aldatmak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aldatmak. Aslında size şah damarınızdan daha yakındır. Ölümden, ve buna benzer bir çok şeyden. En çok güvendiğiniz kişiden gelir. Ve asla iyileşmeyecek bir yaradır. Her zaman bir yerlerde izi olacak bir yaradır. İnsanın kalbinin, kendisine saldırmasıyla oluşan bir pişmanlıktır.

Böyle bir ikilemdeydin, Hava İshasının oğlu, Hava Krallığının gelecek Lordu ve Hava Krallığı Alfinlerinin bakmaya doyamadıkları prensleri. Sana her zaman şah damarından daha yakındı. Her zaman ölümden daha hızlı geleceğini düşünürdün. En çok güvendiğin, kalbini parmaklarının arasına alıp, uzattığın tek kişiydi. Her zaman sende bir iz bırakabilecek birisiydi.

Nazik dili, tatlı gülüşü, naif bakışları... Her görenin içini eritecek şeylerdi.

Ona en çok bağlandığın günlerden birisinde, Hava İshası seni yanına çağırmıştı. Sen buna oldukça şaşırmıştın. Ailen sen doğduğunda seni terk edip Hava sarayına bırakmıştı, ve o günden beri kraliyet ailesinin güvencesi altındaydın. Ama çoğu zaman onlardan uzak bir yerlerde olurdun. Aile portrelerinde yerin olmazdı, ve her zaman o resimlerin bir köşesinde gülümsediğini hayal ederdin. Ve her zaman kendini Sina'nın yanında düşünürdün.

Hava İshası seni yanına çağırdığında, sana dediği tek şey 'Ailemiz için bir şey yapmanı istiyoruz, ve bunu ancak sen yapabilirsin güzel kızım.'  Bu cümle olmuştu. O anda ne demek istediğini anlamamış olsan da hevesle gülümseyip dediklerini onaylamıştın.

Ve şimdi, şuanda, sarayın ana giriş salonunda, sesini yükselterek alfinlere, cinlere, Halulara bağırıyordun. Tek bir amacın vardı, düğün salonunuzun güzel gözükmesi. Sana ve kocana layık.

"Hey hey hey, o süslemeler giriş kapısı için... " süslemeleri, kapıya değil, sarayın kolonlarına asmaya çalışan alfine fazla kaba olmamak suretiyle bağırıp, onu olması gereken yere, yani saray kapısına yönelttin. Ve tam o anda kapının ağır bir rüzgar itimiyle, sertçe açılmasına şahit oldun. Ardından gözlerin ona takıldı, Sina'ya. Ve ilk kez gözlerine bu kadar çok batıyordu. Üstündeki şık beyaz takım yüzünden değil, yüzünde ilk kez tanık olduğun öfke yüzünden.

Fakat bu heyecanlanmana engel olmamıştı, üstündeki yerleri süpüren kabarık mı kabarık gelinliği avuçlarınla kaldırıp, koşar ayak onun yanına gittin. Sina her zaman bir tık gözlerinde yaşamıştı. Ona olan aşkın gözlerinde yanıp sönüyordu. Fakat bunu çocukluğunda hiç kaldırabilen birisi değildin. Ona aşık olduğunu çok geç kabullenebilmiştin.

Ve sonrasında ona olan sevgin seni bile şaşırtmıştı, bazen onu farklı kadınlarla görsen bile, ona toz konduramıyordun.

HGOİ TEPKİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin