Çalan telefonuyla biraz nefeslenmek için durdu Zeyno. Ekrandaki ismi görünce biraz olsun morallendi ve hiç bekletmeden açıp yanıtladı.
-Güzellik, n'abersin ya ?
-İyi diyelim iyi olalım be Belizcim. Bildiğin gibi iş, güç, koşuşturmaca. Sen nasılsın ?
-Ben de aynı ya. Evdeyim ve patlamak üzereyim. Bu doğum yaklaştıkça çok geriliyorum. Annemler de ayrıca canımdan bezdiriyor...
-Kıyamam sana ya. Ama az kaldı canım. Biraz daha dişini sıkman gerekiyor.
-Sıka sıka diş kalmadı ama ne yapalım, katlanıyoruz işte.
Onun o bezgin sesine elinden olmadan tebessüm etti. Arkadaşının isyanları bazen çok tatlı olabiliyordu. Hamile olduğu için böyle olduğunu da biliyordu. Yoksa Beliz bu hayatta görüp görebileceği en uyumlu kızdı. Böyle kaprisli ya da nazlı biri asla değildi. Üstelik çok da çalışkan ve de akıllı bir kızdı. Zaten onu bunaltan şey de iş hayatına mecburi bir ara vermiş oluşuydu. O biraz psikolojisini sarsmıştı. Şimdi aynı şeyle gerçi kendi de uğraşıyordu. Huysuz ev sahibi sebebiyle hem evsiz hem de dükkânsız kalmıştı. Günlerdir de emlakçılar aracılığıyla bir yerlere bakınıyordu ama şu ana kadar içine sinen bir yer olmamıştı. Çünkü ev ve işi birbirine zıt, ayrı mevkilerde oluyordu genelde. O da ekonomik olarak çok işine gelmiyordu. Zaten son dönemde de işleri kesattı. O sebeple bir yerde olması tercihiydi.
-Sen ne yaptın evle dükkan işini ?
-Hiç sorma ya. Yine olmadı. Biri taa dağ tepe yerde, diğeri merkezde.
-Hadi ya. Off. Benim de canım sıkıldı bak şimdi. Ne yapsak acaba...Aklımda hiç öyle bir yerde yok ama ben bir Berkan'a sorayım ister misin ? Onun çevresi geniştir yani. Bir gözü kulağı olsun onun da.
-Zahmet olmasın Beliz. Sizin de kendi telaşınız var sonuçta.
-Aa, duymamış olayım. Neyin zahmeti Allah aşkına ? Alt tarafı sorup soruşturacak. Sen ailedensin hem. Sana yardım etmeyip kime edeceğiz...Zaten bize gelip kalmadın diye hâlâ bozuğum. Bırak da bunu yapalım bari.
Zeyno arkadaşının tatlı sitemine gülüp yardım teklifini kabul etti. Zaten başka şansı da yok gibiydi. Sokak sokak arayıp bulacak hali de yoktu ve zamanı da çok kısıtlıydı. 15 gün içinde ikisini de boşaltmak durumundaydı. Bu görüşme biraz olsun içine su serpti ve dolmuşa binerek evinin yolunu tuttu. O gün temiz bir uyku çekti. İlk kez çok bir şey düşünmeden başladı güne. Öğleden sonra da emlakçı yolunu tuttu. Yine diğer günler gibi bir sürü sorunla karşılaştı ve bir kez daha anlaşamadan eve dönüp bir şekilde akşamı etti. Dükkanı da açamadığı için ekonomik anlamda zorlanmaya başlamıştı. Hatta boyun büküp ev sahibinden belli miktar karşılığı ek süre bile talep etmişti fakat nemrut adam geri adım atmamıştı. Sıkıntıyla iç çekişi arasında hesap kitap yaparken borçları gözünü korkutmaya başlamıştı. Bir an önce ev ve dükkan işini halledip işleri yoluna koyması gerekiyordu. Yoksa görünen tablo hiç iç açıcı değildi. O gece bir dizi kabuslar görmüştü. İşinin battığını, ev eşyalarına haciz tarafından el konulduğunu, sokakta bir başına kimsesiz kaldığını...O kadar içerlemişti ki bu durumu, içli bir ağlamayla yattığı yerden sıçrayarak uyanmıştı yeni güne. Ve güneş perdelerin bile arkasından sızıp yüzüne vurunca bir kez daha Allah'a yalvarmış, ona teslim etmişti kendini ve ilk kez o gün kendini sıkmayı bırakıp doyasıya ağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın 12 Ay Hali (TAMAMLANDI)
Romance12 ay, 12 ayrı ve birbirinden farklı aşk hikayeleri.