Kumsal abisini birlikte gitmeye bir türlü ikna edemeyince aklına -kendince harika - bir fikir gelmişti. Gizlice onun arabasında, arka koltuğunda yolculuk yapacaktı. Tabi bu biraz zor olacaktı ama Serhat için değerdi.
Bu onun için göze aldığı ilk tehlike değildi. Bunun gibi onlarca şey yapmıştı. Serhat bunu fark etmese de vazgeçmemişti hiç. Serhat abisinin en yakın arkadaşıydı ve Kumsal ona küçüklüğünden beri tutkundu. Ona bir bakıp gülse, iki göz kırpsa, bazen çocuk yerine koyup saçını tepeden okşasa bile ona yetiyordu. Her biri bir umuttu Kumsal'a. Zaten platonik aşkın da olayı buydu. Ama artık bu böyle olsun istemiyordu. Bu kez olacak yarışın ona fırsat olacağını düşünüyordu. Çift olarak gireceklerdi motor yarışına ve Kumsal onun partneri olmak istiyordu. Tabi çok sevgili abisi buna mani olmuştu ama pes etmeyecekti işte. Ne yapıp edip onunla beraber o piste çıkıp yarışacaktı. Ona sarılan o kız kendisi olacaktı. Belki o sevincin heyecanıyla onu öperdi bile.
Hayali bile böyle güldürmeye yetiyordu, gerçeğinin üzerinde bırakacağı etkiyi düşünemiyordu bile. Hele Serhat, şaşkınlıktan dilini yutardı muhtemelen. Abisi de onu bir güzel dövebilirdi gerçi. Normalde kaba şiddeti olan bir canlı türü değildi ama söz konusu kendisi olunca en muhafazakar kişi olabilirdi. Öyle bir fanus içine alıyordu. Söz konusu, onun değimiyle serseri arkadaşları olunca bu huyu ayyuka çıkıyordu. Küçükken de böyleydi, şu anda da. Buna biraz deli olsa da ses edemiyordu pek fazla. Zaten onun tek ilgi alanı Serhat idi. Geri kalan arkadaşları umurunda değildi. Onun ilgisi yeterdi. Abisi bu uğurda tek engel gibi görünse de Kumsal aşabileceğini düşünüyordu. Yeter ki bu aşkı düşündüğü gibi karşılıklı olsundu. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı. Tıpkı şu an olduğu gibi...
Abisi aile bireyleriyle vedalaşırken o eziş büzüş bir şekilde arka koltuğun tabanında uzanıyordu. Birkaç saat buna dayanmak zorundaydı. Çok zordu ama imkansız değildi. Gözlerini yumdu ve Serhat için demeye devam etti. O yarışlara ne olursa olsun onunla çift olarak katılacaktı.
O sırada arabanın kapısı açılıp kapandı ve hareket etti. Nefesini bile tutmuştu Kumsal ki abisi hissetmesin diye. Tabi bu sırada kulakları telefon görüşmelerine de şahit olmuştu. En kötüsü de kız arkadaşıyla olan muhabbetleriydi. Çoğunu bilmese de olurdu. Çoğu yerde kulaklarını kapamıştı. Yılış yılış yapışık, devamlı muck muck olan ilişkilerden çok haz etmiyordu. Her şey bu değildi sonuçta. Evet, bunlar da önemliydi ama kalbe dokunabilmek tene dokunmaktan daha cazip geliyordu gözüne. Belki de kedi gibi erişemediği ciğer olduğu için böyle düşünüyordu. Burun kıvırdı. Yolculuğun bir kısmında da uyudu. Bir ara gözünü açtığında havanın karardığını fark etti ve araba seyir halinde değildi. Her yeri tutulsa da geldiklerini düşünüp doğruldu. Etrafa bakındı ilk olarak ve benzin istasyonu olunca bir nefeslendi. Elini göğsünden çekip biraz daha doğruldu. Çok sıkışmıştı esasen. Zaten uyumasının bir sebebi de buydu ama yine de geçmemişti işte.
-Başka yapacak bir şey yok Kumsal. Mecbur gidip ihtiyacını göreceksin. Acele et.
Kendini gazlamasının ardından yavaşça kapıyı açtı ve kendini belli etmeden, eğilerek arabadan indi. Abisi telefonla konuşuyordu hâlâ. Arkası dönük olduğu için ucuz yırtmıştı ve hemen tuvalet kısmına koşturmuştu. Oyalanmadan işini görüp ellerini yıkadıktan sonra etrafa bakınmıştı. Abisini göremeyince korksa da arabaları yerinde duruyordu. Ondan hiç düşünmeden aynı şekilde koşup o gelmeden yerini almıştı. Çok değil bir dakika sonra da o gelip arabaya binmiş ve yeniden harekete geçmişti. Kumsal yattığı yerde arka cebinden çıkardığı çikolatalı gofreti afiyetle yerken birden neye uğradığını şaşırmıştı. Çünkü duyduğu ses yabancı birine aitti. Telefonla konuşan o adam abisi değildi. Karşıdaki adamın hitap ettiği kişi kesinlikle abisinin adı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın 12 Ay Hali (TAMAMLANDI)
Romansa12 ay, 12 ayrı ve birbirinden farklı aşk hikayeleri.