Dokuzuncu bölüm

40 32 0
                                    

Diyebilirim ki, sonuç olarak, yazın yerini çabucak bir başka yaz alıverdi. İlk sıcaklarla birlikte benim için yeni bir şeyler olacaktı, biliyordum. Benim dava ağır ceza mahkemesinin son dönemine kaydedilmişti. Bu dönem haziranla birlikte bitecekti. Duruşmalar başladığı zaman dışarıda güneş ortalığı kavuruyordu. Avukatım, duruşmaların iki üç günden fazla sürmeyeceğini bana kesin olarak söylemiş ve "Zaten mahkeme nasıl olsa acele edecek, çünkü, sizin dava dönemin en önemlisi değil. Sizinkinin hemen ardından, babasını öldüren birini yargılayacaklar," diye eklemişti.

Sabahın yedi buçuğunda gelip beni aldılar; cezaevinin arabasıyla Adliye Sarayına götürdüler, iki jandarma beni loş kokulu bir odaya soktu. Bir kapının yanına oturup bekledik. Kapının ardından sesler, çağrışmalar, sandalye takırtıları işitiliyordu. Bütün bunlar bana, mahalle eğlencelerini anımsattı: orada da, konserden sonra, dans etmek için salon böyle gürültüyle boşaltılırdı. Jandarmalar, "Mahkeme kurulunu bekleyeceğiz," dediler. Biri bana sigara sundu, ama almadım. Az sonra, "Heyecanlı mısın?" diye sordu. "Hayır," diye karşılık verdim. "Bir bakıma bir dava seyretmek ilgimi bile çekiyor. Şimdiye kadar dava dinlemek fırsatı düşmemişti hiç," diye ekledim. İkinci jandarma, "Evet, ama insan sonunda usanç getirir," dedi.

Az sonra, odanın içinde küçük bir zil sesi çınladı. O zaman kelepçelerimi çıkardılar, kapıyı açtılar ve beni sanıklara ayrılmış bölmeye soktular. Salon hınca hınç doluydu. Perdelere karşın güneş yer yer içeriye sızıyordu, havaysa daha şimdiden boğucu bir hal almıştı. Pencereler kapalıydı. Oturdum, jandarmalar iki yanıma geçtiler. O zaman karşımda bir dizi insan yüzü gördüm. Hepsi gözlerini bana dikmişti: bunların jüri kurulu olduğunu anladım. Ama birbirlerinden ayrı tarafları neydi, pek söyleyemeyeceğim. Bana, sanki bir tramvay banketi önündeydim de bütün bu adsız yolcular, yeni gelenin gülünç taraflarını bulmaya çalışıyorlardı gibi geldi. Bunun budalaca bir şey olduğunu çok iyi biliyordum. Çünkü onların burada aradıkları gülünç bir şey değil, suçtu. Bununla birlikte, aradaki fark öyle büyük de değildi. Her ne hal ise, o an kafamdan geçen buydu.

Aynı zamanda, bu kapalı salondaki bütün bu kalabalık karşısında biraz şaşkına dönmüştüm. Mahkeme salonuna bir kere daha baktım, ama hiçbir çehreyi ayırdedemedim. Önce bütün bu kalabalığın beni görmek için böylesine acele ettiğini sanırım pek fark edememiştim. Bugüne kadar kimse, benimle pek öyle ilgilenmiş değildi. Bütün bu telaşa benim neden olduğumu anlamak için kendimi zorlamam gerekti. Jandarmaya, "Amma da kalabalık ha!" dedim. "Gazeteler yüzünden," dedi ve bana jüri üyelerinin oturdukları yerin alt kısmındaki masanın yanı başında duran bir sürü insanı göstererek: "İşte onlar!" diye ekledi. "Kimler?" diye sordum. "Gazeteciler," diye karşılık verdi. Gazetecilerden birini tanıyormuş. O anda, gazeteci onu gördü ve bize doğru geldi. Yaşlıca, sevimli bir adamdı. Yüzünü hafif ekşitiyordu. Jandarmanın elini canla başla sıktı. O ara, dört bir yana göz gezdirdim: herkes sanki aynı sosyeteden adamların buluştukları bir kulüpteymiş gibi, durumdan hoşnut, görüşüp konuşuyordu. Aynı zamanda kendimi niçin burada fazla, sanki bir sığıntı gibi hissettiğimi anladım. Bununla birlikte, gazeteci, gülümseyerek bana döndü, "Umarım her şey yolunda gidecek," dedi. Teşekkür ettim. O da, "Biliyorsunuz, sizin davayı biraz da biz hazırladık. Bilirsiniz, yaz mevsimi gazeteler için ölü mevsimidir. İşe yarar türden bir sizin olayınız vardı, bir de baba katilininki," diye ekledi. Sonra, az önce ayrıldığı topluluğun içinde, semiz bir gelinciği andıran bir adamcağızı gösterdi. Kara çerçeveli koca gözlükleri vardı. Paris gazetelerinden birinin özel muhabiriymiş: "Ama sizin için gelmiş değil. Ödevi baba katilinin duruşmasını izleyip bildirmek. Bu ara, sizin davayı da telleyecekmiş. Öyle istemişler," dedi. Az kalsın buna da teşekkür edecektim. Ama bunun gülünç olacağını düşündüm. Eliyle bana şöyle yürekten bir işaret yaptı, sonra yanımızdan ayrıldı. Birkaç dakika daha bekledik.

YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin