Yüksek müzik sesi mekanda hızlanırken,birbirine tokuşturulan üç alchol bardağından taşan sıvı masayı ıslatıyordu.
Yıllar sonra bir araya gelen arkadaş grubu Hoseok'un babasından devraldığı mekanda eskilerden konuşuyordu.
Farklıydı.
Yılların onlara kattığı olgunluk onlarlaydı.
Taehyung derin sesi ile çayır keyif hali ile bir şeyler anlatıyor Hoseok onu onaylıyordu.Jimin ise onlardan bağımsızca azar azar yudumladığı içeceğini küçük çenesini kasarak yutuyordu.
Enerjileri düşmüş gibiydi.Saat gecenin ikisiydi ve kanlarına karışan alchol zihinlerini buğuluyordu.
"Heyy hey millet ortamı renklendirin.Hastaların içinde ruhunuz hastalanmış.Eylenin ve rahatlayın millet !"
Hoseok Jimin ve Taehyung'a itafen konuştuğunda kalp cerrahı sırıttı.
"On sekiz saatlik mesaiden çıkıp bu gürültülü yere gelsen de senin de beynin bloke olurdu hyung."
Taehyung hızla Jimin'i onayladı ve küçük bedenin karşısına geldi.
"Onca saat mesaiden çıkıp buraya öylece durmaya gelmedik değil mi? İnci oğlan."
Jimin yıllardır duymadığı hitap şeklini duyunca bal gözleri parıldadı.Taehyung ince bileği çekiştirip dans pistine çekiştirdi.Hoseok da hızla peşlerinden gidince müzik değişmişti.
Geldiğinden beri tüm gözlerin üstünde olduğunu bile bile dans pistinde slow başlayan müziğin akışında muazzam vücutunu hareket ettirmeye başladı.
Dört düğmesi açık olan saten siyah gömleği beyaz teni ile yiyişiyordu.Bacaklarını ve yuvarlak çıkık kalçasını sarmalayan deri pantolonu ise ona ait bir detaydı.
Gözlerinde hiçbir duygu yoktu.Bedenini usulca sallayarak tepede ki disco topunun ışıkları altında öylece dans ediyordu.
Beyaz tenine değen renkli ışıklar pürüzsüz teni kendi rengine boyuyordu.Üstünde ki hayranlık dolu bakışları hissederken dönüp bakmıyordu bile.
Kıvrımlı vücut hatları dansı ile daha da belirginleşiyor sneakerslarının açık bağcıkları hareketlerini kısıtlamıyordu.
Her şey bir anda gelişti sonra ise.Yüzlerce kişinin arasında onun gözlerine yenildi tekrardan.Tıpkı birbirine ait gibi görünen gözleri yüzlerce kişinin arasında kesişmişti.
Büyük olanın iri gözlerinden pişmanlık akıyordu.Işıldayan gözlerine tepkisiz kaldı küçük olan.
Özgür bıraktı bedenini.Tüm kısıtlamalardan ve bakışlardan soyutladı zihnini.Kaybolmuş gibi hissediyordu.
O dans etti dakikalarca.
Adam izledi dakikalarca.
Kanatları kopartılmış bir melekti o.
Omzunda ki derin yaralar ona aitti,oysa ki.
Yanında ki Yoongi ve Namjoon"u dinliyormuş gibi yapıyor tüm odağını sahnede ki meleğe yoğunlaştırıyordu.
Tüm bedeni tükenmişlik ile titrerken onun görüntüsü herşeyi dindiriyordu.O adi bir adamdı kendince.Biliyordu çünkü.
Evlendiği kişi ablası olmasaydı Jimin ikinci kişi olmaya razı kalacak kadar seviyordu Jeon'u.
Böyle bir aşka unutulamaz bir darbe vurup tuzla buz etmişti Jungkook.Adi şerefsizin tekiydi o.
Neler olmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İT WAS ALWAYS YOU |Jikook|
FanfictionJimin işaret parmağını Jungkook'un kalbine bastırarak konuştu; "Sen sadece benim ablamın kocasısın."