"Yıllar sonra ilk defa benimle hastane kontrolüne gelmen gözlerimi yaşartıyor kocacığım."
Kadın oturduğu makyaj masasında inci küpelerini takarken arkasında ki eşine hitaben konuşmuştu.Aynada kesişen buzdan bakışları ikisinin arasında ki duyguları ele veriyordu.
Jungkook yarım ağız olacak şekilde güldü Chan hae'ye karşı.Neden gittiği bariz di onca işin arasında.Jimin'i görmek istiyordu.Her şeyin yıkılıp enkazın toz bulutlarının dağıldığını bilse de gözlerine bakmak istiyordu Jungkook.
Kar tanesi kadar hafif sesini duymak istiyordu.
Kalçasını yasladığı dolaba daha çok yaslandı ve dalga geçen bir ses tonu ile konuştu.
"Kocan.Hani şu zorla koynuna girdiğin.Hastalığını kullanarak aylarca onun için babana yalvardığın kocan."
"Değil mi ? Jeon Chan hae ?"
Kadının koyu kahve renkleri tekrardan yaşlar ile dolarken aynada ki eşine bakan gözlerini kaçırıp arka arkaya kırpmıştı.
Oysa ki o böyle olacağını bilse böylesine ısrar etmezdi babasına.Jungkook'u ilk gördüğü andan beri aklından atamamıştı onu.Onunla evlenmenin hem kendisine hemde şirketlerine iyi geleceğini sandığı için babasına anlatmıştı ve bu bay Park'ın işine gelmişti.
Evlenmeleri yalnızca şirket için iyi olmuştu.
Genç kadın her gün her saat bu adamın nefret kokan gözlerinde dağılıyordu.Onu sevdiği için bırakamıyordu sadece.Sevgisi bağımlılık haline gelmişti.Her haftanın olmazsa olmazı olan kavgalar.Her gece çift kişilik yatağının içinde soğuktan üşüyen beden ve herkesin bildiğini sandığı mükemmel giden evlilikleri.
Jungkook için suçlu kadındı.
Sahi onu böylesine sevmek suçmuydu ?
Kimin umrunda ki ? Chan hae her sabah bir kere de olsa onun yüzünü görmek umudu ile tüm bunları çekiyordu işte.
Jungkook çok konuşmazdı.Hastalığını tetiklemek istemezdi.
Jungkook biraz daha baktıktan sonra yaslandığı dolaptan ayrılıp gözlerini kadından çekerek odadan çıktı ve geride paramparça kadını bırakarak arabasına ilerledi.
-
Jimin sürdüğü klasik kırmızı arabasını hastanenin otoparkına park edip.Hastanenin ana kapısından içeriye girmişti.
Bal renginde ki parlak gözlerinden güneş gözlüğünü çıkarak hastanenin içinde gözlerini gezdirdi.Sonra ana resepsiyona ilerleyip kolunu masaya yasladı.
Ona hayranlıkla bakan asistana hitaben konuştu.
"Ben hastanenin yeni kalp cerrahı Park Jimin.Beni hastanenin sahibinin odasına yönlendirebilir misiniz?"
Yeni atandığı her yerinden belli olan genç kız hızla başını salladı.Karşısında ki afetin cazibesi onu etkilemişti.Üstünde ki salaş siyah gömleği.Krem renginde ki bol krem rengi pantolonu.İnce belini sarmalayan gümüş Chanel kemer ve beyaz tenini daha da iştah açıcı gösteren gümüş takıları ile tam bir şaheserdi.
Kadın önde Jimin tam arkasında yürürken hastanenin sahibinin odasının kapısına geldiklerinde kız saygı ile eğilip gitmişti.
Jimin bir elini pantolonunun cebine sokup saatli eli ile kapıyı çalmıştı.Hemen sonra kapının ardından duyduğu "gir" sesi ile kapıyı açınca masasında oturan orta yaşlarda ki adamın masasının önüne ilerledi ve önde ki koltuğa rahatça oturdu.
"Ben hastanenin yeni kalp cerrahı Park Jimin.İzniniz ile belgeleri imzalayıp görevime başlamak istiyorum efendim."
Duyduğu isim ile heycanlanan adam güldü.Jimin'in yazdığı makaleleri okur okumaz genç adamdan etkilenmiş ve onu hastaneye büyük bir yatırım olarak görüp hemen işini onaylamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İT WAS ALWAYS YOU |Jikook|
FanfictionJimin işaret parmağını Jungkook'un kalbine bastırarak konuştu; "Sen sadece benim ablamın kocasısın."