Eve geldim, içeri girer girmez çantayı kapının yanına fırlattım ve yemeğe geçtim. "Sen sormadan söylüyorum ilk okul günüm güzel geçti." Annesi Doruk'a şaşkın bir süre baktıktan sonra "Ne okulu ne ilk günü. Okullar ne zaman açıldı ?"
"Anne dalga mı geçiyorsun sen bu aralar fazla şaka yapıyorsun beni korkutma lütfen." Annesi düşündü düşündü ama okulların açıldığını hala hatırlayamadı. Annesine 8 ay önce hastalığı sebebiyle omurilik nakli yapılmıştı. Bazı insankarda iyileşmeye sebep oluyordu ama annesinde bir değişiklik yoktu. "Okulların açıldığını bana söykesrydin bilrbilirdim şimdi söylüyorsunuz neyse Arzu hocana selam söyle o kadını çok seviyorum". Arzu hoca mı ? "Arzu hoca eski lisedeki geometri hocamdı anne. Ben artık yeni bir liseye başladım hatta nakil kağıdımı sen vermiştin."
-"O okuldan ayrıldın mı Doruk ? İyi ki ayrılmışsın oğlum Arzu hocan dışında hepsi çatlaktı, hiç birini sevmiyordum." Doruk masadan hızla kalktı ve odasına geçerken kapının açıldığını duydu kapıya doğru döndü ve babasının geldiğini farketti ve kaşının tekini kaldırarak "Arkadaşların nerde ? Demek bir ailen olduğunu hatırladın baba gerçekten üstün başar-"
-"Levent hadi ne kadar daha bekleyeceğiz burda bir ceket alacaksın çıkacaksın bunda bu kadar bekleyecek ne var" Doruk sinirlendi ama gülümsedi "Ah ne aptalım bir oğkun ve karın olduğunu hatırladığını sanmıştım."
-"Oğlum lütfen böyle konuşma biraz arkadaşlarımla takılıyorum o kadar." (Biraz mı ?) Doruk gerçekten çok sinirliydi babasınun ayakkabısını çıkartmata üşendiğini ve halıya basmadan askılığa uzandığını farketti. Askılıktan ceketi aldı ve babasının suratına fırlattı babası Doruk'a üzgün bir şekilde bir süre baktı. Doruk babasını kibarca iterek dışarı çıkarttı ve kapıyı çarptı. Bu gün olanlar yüzünden çıldırmamak için kendini zor tutuyordu. Odasına çıktı biraz derin nefes aldı ve yatağına uzandı.***
Doruk yatağa yatalı 2 saat olmasına rağmen hala deli dana gibi dönüp duruyordu. Bi türlü uyuyamamıştı ve hiç uykusu yoktu. Kafasını yastığın altına soktu, yastığı yüzüne bastırdı, kafasını yatağa gömdü hatta bir ara kendini boğmaya bile çalıştı. En sonunda kalkıp telefonunu aldı. Boydan, açık renkli tahtadan olan penceresinin perdesini açtı ve biraz dışarıyı izledi. "Bir kuş bile uçmuyor bu nasıl bi.. bir.. ne kuş mu ? Geceleri zaten kuş olmaz. Ben ne saçmalıyorum aah tamam." Telefonun ekranını açtı Aras'ın numarasını çevirdi. "Alo, Doruk" doruk açmayacağını düşündüğü için telefonu hoparlöre alıp pencerenin yanındaki krem rengindeki yuvarlak masaya koymuş, koltuğa oturmuş ve ayaklarını sandalyeye yzatmıştu. Aras'ın sesini duyunca irkildi. "Alo Aras uykun var mı benim yık ve sıkıntıdan öleceğim lanet olsun uyuyamıyorum." Aras'ın gülme sesleri geldi. "Benimde yok sen ama arayana kadar sıkılmıyordum çünkü telefondan oyun oynuyordum. Heeey, hatta laptopunu aç online oyun oynayalım. Seni online barbie giydirmece diye bir oyun olsa bile yenerim haha" Doruk da gülmüştü. "Lütfen yaşının gereği gibi davran 17 yaşındasın 7 değil. Dışarı çıkmaktan bahsediyorum." Aras telefonu kulağından çekti saate baktı "saatin farkında olmalısın diye umuyorum Doruk Bey ?" Doruk Aras'ın saate bakacağını anlayıp Aras ile aynı anda saate bakmıştı, Aras soru sorduğu gibi cevabını vermek için. "2'ye 20 var" Aras Doruk'un bu konuda ıstar edeceğini bildiği için hiç güç harcayıp konuşmakta direnmeyip "Tamam peki ya Yalçın ne durumda?" Dedi. "Bilmem yüksek ihtimal hatta %99,9 uyuyordur. Telefonu kapatma konferans yapacağım." Aras konuşma gitmeden direk ekledi "Yalçın'ın dibinde davul çalsan uyanmaz bence boşa yorulma" Doruk alaycı bir tavırla güldü "Görürsün".
"Alo Doruk, psikopat mısın olum gecenin bir saati ne arıyorsun uykumdan böldün beni. Kız arkadaşlarımdan biri sandım bizimkiler açar, kızlarda saçma salak konuşurlar diye telefona koştum sen çıktın. Ne oldu deprem mi var, İsyan mı çıktı, biri mi öldü ? Ne var bu saatte ?" Doruk ve Aras kahkaha atıyorlardı. Yalçın uykulu bir halde bastırarak ve hızlı hızlı konuşmuştu. "Vay be sen bizim Yalçın'a bak bravo Yalçın uyanmazsın sanmıştım beni yanılttın. Bravo, bravo!" Gülerek konuştuğu içib dalga geçtiği her halinden belliydi". Doruk telefonu masanın üzerine bıraktı ve uzuun bir kahkaha attı. "Sen bizi güldürdün Allah'ta seni güldürsün Yalçın. Neyse arama sebebimize dönelim. Biz dışarı çıkacağız Aras'la sende gel. Eğer gelmezsen ölürsün bunu bil." Yalçın ofladı, ofladı ve "Lanet olsun. Nerde kaçta ?" Dedi.
"2.10 geçe sahilde. Erken gelebilirsiniz amma ve lakin geç geleni buz gibi denizde boğarım!"***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunu kaybettim (Dram)
Roman d'amourDoruk neyle uğraşacak ? Peki nasıl uğraşacak, nasıl babasını cezalandıracak ?