Ne garip değil mi bütün dertlerin aynı anda ortaya çıkması. Ne olurdu sanki bir arada çıkmasalar ortaya. İnsan bazen öyle bir daralıyor ki dayanamayacak gibi geliyor bütün dertler.Peki ben ne yapacağım bundan sonrası benim için ne olacak. Ne yapacağım. Hakketmediğim bunca sıkıntıları nasıl atlatacağım? En önemlisi nasıl unutacağım?
Yavaş adımlarla yürümeye devam ettim. Bahçenin kapısından çıktığımda karşımda bekleyen taksiye baktım boş gözlerle. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Parayı nasıl ödeyeceğim diye geçirdim içimden. Mecbur binecektim taksiye.
Taksiye geri bindim. Adama başka adres verdim. Adam beni duyunca biran afalladı ama hemen toparlanıp taksiyi çalıştırdı. Ne kadar acınacak haldeydim acaba . Koskoca adam bile beni görünce yüzünün şekli değişti.
Acaba birgün gerçekten içten gülebilecek miyim diye geçirdim içimden. Gerçekten herşey tamamen yoluna girecek miydi? Son bir haftadır yaşadıklarım gözlerimin önünden geçti . Kendimi tutamadım yine . Başladım ağlamaya. Yaşlar durmak bilmiyordu bir türlü . Amca önden mendil paketi uzattı bana acıyarak. Ah gerçekten acınacak haldeydim.
Burnumu çekerek uzandım elindeki mendile. İçinden iki mendili üst üste koyarak burnumu sildim. Yeni bir kendi daha alıp göz yaşlarımı sildim yanağımdan. Taksi tanıdık evin önünde durunca dışarı çıkıp camdan amcaya;
-" Amca beş dakika bekler misin?"
-" Tabi kızım bekliyorum burada"
Bu kez hızlı adımlarla evin kapısına ulaştım. Hemen kapının ziline bastım. Aynı zamanda kapıya elimle vurmaya da başladım. Berkay kapıyı açıp karşımda belirince içimde tarifsiz bir mutluluk oluştu. Hemen boynuna atıldım.
-"Derin neredesin kaç gündür öldüm meraktan. Bu halin ne senin ne oldu?"
Ağlamaklı sesimle cevap verdim.
-" Berkay kapıda taksi bekliyor parasını öder misin?"
-" Sen geç içeri otur beni bekle" dedi beni içeri geçirerek.
Ardımdan o da içeri girip masanın üzerindeki cüzdanını alıp dışarı çıktı. Çantamı yere bırakıp koltuğa yerleştim. Çok bekletmemişti beni. Hemen gelip yanıma oturdu. Konuşmamı bekledi. Bense konuşmak yerine onun dışında her yere bakıyordum. Ellerini ıslak saçlarına daldırıp önüne gelen telleri arkaya itti.
Yeni duş almıştı. Üzerinde v yaka lacivert bir tişört gri şort vardı. Havalar hala sıcaktı. Gerçi sıcak olmasa da Berkay mutlaka böyle giyinirdi. Ben susmaya devam edince
-" Derin" dedi endişeli bir sesle.
Başımı önüme eğdim. Gözlerimden tekrar yaşlar akmaya başladı bir bir. Ufak bir hıçkırık çıktı ağzımdan. Berkay sesi duymuş olacak ki bana yaklaştı ve kollarını bana doladı.
Beni çok iyi tanıyordu o. Biliyordu başımı kaldırmaya çalışırsa çok utanacağımı.
Sarılmasına hemen karşılık verdim. Ellerimi boynuna doladım. Bu kez daha da çok ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım daha seslice sık olmaya başladı. Ama bu kez üzüntünün yanında kurtulmanın , huzurun etkisi ile de ağladığımı biliyordum. Ağlayışım iç çekmelere dönüşünce Berkay beni kendinden ayırmak istedi. İzin vermedim.
-" İyiki varsın Berkay " diyerek kollarımı daha sıkı sardım boynuna. Göğsüne başımı rahat olabileceğim bir şekilde yerleştirdim. İçime huzur veren naneli kokusu ile uykuya teslim olmamak için zor tutuyordum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ
Teen FictionUyumsuz filmi ile hiçbir alakası yoktur. ***** Hayat hiç bu kadar acımasız olmamıştı...... DERİN.... Yaşadıklarını adı gibi derinliklere saklamaya çalışan yaralı bir kız....yeterince berbat olan hayatını yoluna sokmak için yeni bir adım atmak zo...