Bölüm şarkısı: whoami - skauss
Üstü körüklü fayton Chalsey Konutu'nun kısa araba yolunda duracağı noktaya sallanarak giderken ve bir uşak onu karşılamak için aceleyle ön kapıyı açarken Taehyung yanında oturan genç adamın elini tuttu. "Beni eve bıraktığın için teşekkür ederim Hoseok. Annem Bayan Wrangley'in elbise dükkanına adımını bir attı mı sadece İncil'deki gibi bir sel onu dışarı çıkarmaya ikna edebilir."
Saçmalama dedi Lord Hoseok Stanley, turuncu bukleleri ve gök mavisi gözleriyle birlikte tipik gülümsemesi görünümüne mutlak bir meleksilik katıyordu. "Sen geçen hafta beni şu korkunç pis kokulu Lord Arnton'la dans etmekten kurtardın. Yan yana gelmemiz bile bir felaket."
Taehyung kıkırdadı. "Koyun kokuyor değil mi?"
"Çok pis olanlarından." Kalktı, uşağın eldivenli elini kabul ederek arabadan indi. "Ve burada olduğuma göre senin şu yeni atını görmek isterim."
Lanet. Hoseok kısrağı görmek istedi ama öğleden sonra için sözleştikleri saate göre bu büyük olasılıkla Jungkook'u da göreceği anlamına geliyordu ve bir sırrın en iyi tarafı onu paylaşmamaktı. Ayrıca bu sırrın en iyi tarafı şu yeşil gözleri sadece kendisine bakar halde tutmaktı.
Üstelik belki Hoseok yeni takıntısı hakkında ona bir şeyler söyleyebilirdi. Ailesine akıllıca yönelttiği tüm sorulara karşılık ona daha çok Bay Jungkook'un atlarla ilgili zekası anlatılmıştı ve bazı kafa sallamalarla yetinilmişti. Herkes bazı şeyler biliyormuş gibiydi ama kimse bunun ne olabileceğini ona söylemeye niyetli değildi.
Evden geçerek ahır avlusuna doğru yürürlerken Hoseok ellerini Taehyung'un koluna doladı. "Kardeşin de buralarda olur mu?"
Taehyung iç çekişini zapt etti. Yoongi'nin bir damat seçip evlenince şimdi sahip olduğu erkek arkadaşların sayısında ne kadar azalma olacağını Taehyung merak ediyordu. Mevcut erkeklerin en azından bir çeyreği tamamen Kont Chalsey'e ulaşmanın bir yolu olarak onunla tanışmış görünüyordu ve arkadaşlığını kazananlar ona aşık görünüyordu. "Bugün bazı arkadaşlarıyla dışarı çıktı." dedi, "tabi eğer Jeongin'i kastetmiyorsan. Jeongin'in buralarda bir yerlerde olduğundan eminim."
Hoseok kahkaha attı yani görünüşe bakılırsa cevap apaçıktı. Evet, Yoongi'nin bir hayranı daha vardı. Taehyung ona fethettiği kalpleri anlatmayı bırakmıştı çünkü bu onu yalnızca burnu havalı yapıyordu. Zaten burnu yeterince havalarda...
Ahır avlusuna ulaştıklarında yavaşladı. Phipps dişlerinin arasına bir parça saman çöpü sıkıştırmış halde eleştirel bir ifadeyle izlerken bir seyis yamağı büyük kestane rengi bir beygiri avlu civarında yürüttü. Baş seyis onu görünce doğruldu ve saman çöpünü tükürdü. Lordum dedi perçemini iterek. "Bay Jungkook henüz gelmedi. Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?"
Muhtemelen Phipps'i gün içinde geçen iki yıl boyunca olduğundan daha fazla görmüştü. Onun için ne yapacağını bilmemesine şaşmamalıydı. "Lord Hoseok yeni kısrağımı görmek istiyor." dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBADO
FanficBir hırsızın çaldığı ateşli öpücük ile neler değişebilirdi ki... Jungkook George bu hayattan sadece iki şey istiyordur: Annesinin mirası ve intikam. Bunun için gündüzleri İngiltere'nin en çok tanınan at yetiştiricisiyken, geceleri en varlıklı ailele...