Bölüm şarkısı: danielle ponder - roll the credits
Taehyung sabah saat ondan epey önce uyandı. Akşamdan kalma haldeydi. Kahvaltı için aşağı inmeden önce hizmetçisinin yardımıyla bir yürüyüş elbisesi giyme işini halletti. Üç fincan sıcak, demli çaydan sonra gözleri birkaç saniyede ağırlıktan kurtulup nihayet açık kaldılar.
Ortalıkta kimseler yoktu. Edlington'dan eve döndüklerinde saatin üçü geçiyor olduğunu düşünerek birkaç saat için kimseyi görmeyi de beklemiyordu. Ailesi, Jungkook George sabah dersi için gelene ve tekrar gidene kadar uyusa hoş olurdu ama şansının olacağından kuşkuluydu.
Muhtemelen Lord Minster'da hala uykudaydı ama göndermeye söz verdiği notu kaçırma riskini göze alamazdı. Babası onu görürse neler olduğu hakkında hiçbir fikri olmayacaktı ve sonra iki hırsızlıkta bazı ortak noktalar aradığını ona açıklamak zorunda kalacaktı sonra belaya bulaşmasını önlemek için onu muhtemelen Burling'teki eve gönderirdi. Babasının hiç bilmediği şey bunun için çok geç olduğuydu.
İkinci dilimi yemeye yeni başlamış olmasına rağmen dördüncü kızarmış ekmek dilimine tereyağı sürerken ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Eğer büyüyen bilmeceyi çözmek istiyorsa yaklaşması gereken kişi Jungkook George'du. Taehyung iç çekti. Yapbozları severdi ama bu Jungkook işinin ve onu çevreleyen soruların genelde uğraştıklarından çok daha büyük çıkarları vardı ve benzer nedenlerden dolayı Taehyung'da Jungkook'u ilgilendiriyordu.
Ön kapının tokmağı hafifçe açıldı ve kahya kahvaltı odasından ayrıldı. Bir süre sonra bir kez daha odanın girişindeki yerini alarak tekrar göründü.
"Kim bizi bu kadar erken saatte arıyor?" diye sordu en iyi masum merak numarasını yaparak.
"Lord Minster, Lord Darshear için bir mektup gönderdi Lordum." Alders cevapladı.
"Ah bunu bekliyordu." Neredeyse tabağını üzerine kapaklayarak ayağa kalktı. "Onu yukarı götüreceğim."
"Oda hizmetçisi hala yatakta olduğunu söylüyor lordum."
"O zaman onu uyandırma sorumluluğunu alacağım," Kahya hala kıpırdamayınca bir kaşını kaldırdı. "Lütfen benim için gidip mektubu al, Alders."
Kahyanın sıska yanağında bir kas seğirdi ve başıyla onayladı. Tekrar kahvaltı odasından ayrıldı. Birkaç dakika sonra elinde gümüş tepsiyle ve parlak yüzeyin üzerinde tek bir mektupla geri döndü.
"Teşekkür ederim." dedi Taehyung tekdüze bir sesle ve katlanmış kağıdı katlayıp cebine koydu. Çünkü aksi takdirde balmumu mührü söküp açma ve hemen okuma isteğine kapılacaktı. "Ve kahvaltımı kaldırabilirsin. Yatak odamda olacağım yani bunu babama teslim ettikten sonra."
Alders başıyla onayladı. "Pekala lordum."
Taehyung elini kürklü cebinin üzerinde tutarak yukarı çıktı. Alt katta ayak seslerini dinleyen biri olması ihtimaline karşı ebeveynlerinin bitişik yatak odalarının önünde biraz durdu. Yirmiye kadar saydıktan sonra kendi odasına doğru devam etti ve kapıyı arkasından sessizce kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBADO
FanficBir hırsızın çaldığı ateşli öpücük ile neler değişebilirdi ki... Jungkook George bu hayattan sadece iki şey istiyordur: Annesinin mirası ve intikam. Bunun için gündüzleri İngiltere'nin en çok tanınan at yetiştiricisiyken, geceleri en varlıklı ailele...