5-

28 13 33
                                    

Ficimi beğenmediyseniz eğer eleştiri yapabilirsiniz bu her okurun hakkı fakat eleştirme seviyesini aşmayacak şekilde. Eğer fice nefret dolu yorumlar yazacaksanız şimdiden okumamanızı öneriyorum.

Eleştirmek ve nefret yorumu yapmak çok farklıdır.

Bu bölüm rahatsız edici öğeler içermektedir.
Uyarıyı da yaptığımıza göre bölüme geçebiliriz ☁

_

Hyunjin odaya girmiş ve uyuduğunu sandığı Felixin yanına oturmuştu. Felix kıpırdanınca uyumadığını anlamıştı.

"Kalk hadi işlerim var."

Felix masum bakışlarla ona bakmış, oturur hale gelmişti. Hyunjin derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalışmıştı. Elini Felixin çenesine koyup kafasını kaldırmasını sağlamıştı. Boynundaki kızarıklığı görünce bakışları yumuşamıştı.

"Sana karşı sakin ve anlayışlı davranmaya çalışıyorum. Sen ise benim tersime gidiyorsun bebeğim."

Felix kafasını eğmişti dolu gözlerle.

"Özür dilerim."

"Benimle yaşayacağını kabullen artık."

Felix kafasını sallamıştı. Hyunjin ona yüzünü yaklaştırıp dudağına kenarını öpmüştü. Sonra dudağını emip geri çekilmişti.

"Iı.. şey ben acıktım."

"Hm bende acıktım."

"Yemek yiyebilir miyim?"

Hyunjin aklına gelen şeyle sırıtmıştı. 'Seni yemeyi çok isterdim' demek isterdi fakat susmayı seçti.

"Benim işim var sen in aşağıya ye yemeğini."

"Bir de şey.. "

"Söyle hm."

"Telefonumu versen arkadaşlarımı arayıp konuşsam birazcık?"

"Tamam ama sadece 1 saatliğine."

"Yaşasın!"

Adamlarından birisine çalışma odasındaki telefonu getirmesini emretmişti. Felix telefonunu görünce gözleri parlamıştı. İlk önce Minhoya yazıp gülerek konuşmaya başlamıştı onunla. Hyunjin kaşlarını çatıp ona bakmıştı. Neye gülüyordu bu kadar?!

Telefonu Felixin elinden alıp mesajları okumak adına ayağa kalkmıştı. Felix telefonunu almak için on uzanmıştı fakat Hyunjin vermeyip mesajlara girmişti. Minhonun 'bebeğim'li konuşmaları hoşuna gitmemişti.

"Ne zamandan beri seninle bu şekilde konuşuyor bu şerefsiz?"

"Ya. Minho hyungum şerefsiz değil bir kere."

"Hyungummuş hah."

"Ya versene telefonumu sikim."

Hyunjin bir eliyle telefonu tutarken diğer elini Felixin çenesine koyup sıkmıştı.

"Küfür etmemen konusunda anlaşmıştık oğlanım."

Çenesini bıraktığında "Git yemeğini ye sonra gelip kucağımda konuşursun kimle istiyorsan." Felix birşey demeden banyoya gitmişti. Hyunjin odasına gidip bilgisayarın başına kurulmuş, gözlüğünü takmıştı.

Dosyalarla meşgulken elinde kutuyla içeriye Felix girmişti. Yine kapıyı çalmadan hem de.

Hyunjin kafasını kaldırıp ona bakmıştı.

"Hyunjin bu kutu ne?"

"Nerden buldun sen onu?"

"E- şey ben odandan... "

"Sana demedim mi odama girme diye?"

Hyunjin ayağa kalkıp ona doğru ilerlemişti.

"Bu kaçıncı defa oluyor, ceza istiyorsun sanırım?"

Felix olduğu yerde küçülmüştü. Hyunjin onu kolundan tutup yatağa fırlatınca Felix öylece bekliyordu.

"Bu kutudaki bütün oyuncakları üzerinde deneyeceğim zamanı sabırsızlıkla bekliyorum."

Kutunun kapağını açıp içinden vibratör çıkartınca Felix bunun ne olduğunu anlamadan Hyunjin onun dudağına yapışmıştı. Felix onu itmeye çalıştıkça Hyunjin ellerini başının üstünde tek eliyle sabitlemişti. Diğer eliyle Felixin gömleğinin boğaz kısmını aşağıya çekerek boynunu ısırıp emmeye başlamıştı.

Felixten inlemeler çıktıkça Hyunjin daha fazla ısırıyordu. Üstündeki pantolonu çıkartıp kenara fırlatmıştı. İç çamaşırı ve tişörtüyle kalan Felix Hyunjine karşı çıkamıyordu. Tek parmağını Felixe uzatıp emmesini söylemişti. Felix iğrenerekte olsa emmişti parmağını. Hyunjin onun yüzüne eğilip dudaklarını, yanaklarını, kulağını öperken tek parmağını içine göndermişti.

Acı daha da arttıkça Felixin gözü dolmuştu. Hyunjinin omzunu sıkıyor, çıkartmasını söylüyordu.

"H-hyunjin! Çıkart ş-şunu acıyor!"

"Şşh tamam biraz daha bekle bebeğim."

Dediği anda parmağını çekip vibratörü içine göndermişti. Tek parmaktan daha fazla acıtıyordu. Hyunjine vurmaya başlamıştı ama işe yaramıyordu. Hyunjin geri çekilip manzarasına bakmıştı. Felix alışmaya başlayınca bu sefer hoşuna gidiyordu. İlk defa tadıyordu bu hissi ama utanıyordu.

Vibratörün kumandasını eline alıp seviyesini arttırmıştı. Felixin iç çamaşırını ve eşofmanını giydirip geri çekilmişti.

"Nasıl? Beğendin mi cezayı?"

"Senden nefret ediyorum Hwang Hyunjin!"

Kumandadan elini çekmeden seviyeyi en üste getirmişti. Felix inlerken onu orada bırakıp duş almaya gitmişti.

Aradan yirmi dakika geçmişti. Hyunjin belinde havluyla odaya girip vibratörün titreşim seviyesini azaltmış, tam kapatmamıştı. O sırada kapı çalmıştı.

"Taehyun kim gelmiş?"

"Kapıda 3 kişi var efendim. İçeri almadık fakat küçük beyi tanıdıklarını söyledi."

Hyunjin Felixe dönüp bakmıştı. Felix ellerini önünde birleştirip başını eğmişti. Dudaklarını yavaşça oynatarak "Minho hyung ve arkadaşlarım." demişti. Hyunjin elinin tekini alnına vurmuş ve sinirlenmemek adına yukarı bakmıştı.

"Tamam salonda ağırlayalım misafirlerimizi."

Taehyun kafa sallayarak odadan çıkmıştı.

"Ne ara konum yolladın o am bitine."

"Ya! Özledim napayım."

"Sadece okul arkadaşların onlar. Nelerini özledin anlamadım."

Felix omuz silkip odadan çıktı. Aşağıda oturan Seungmini, Chanı, Minhoyu görünce koşarak hepsine tek tek sarılmıştı.

"Bebeğim sen nerdesin kaç gündür okula geri döneceğim demiştin?"

"Bazı şeyler oldu hyung sonra anlatırım. Bu gün bolca eğlenelim!"

Hyunjin odasında telefona bakarken aşağıdan gelen gülüşme ve bağırışma sesleri sinirlerini bozmuştu. Çocuklarla uğraşıyordu.

Changbini'i arayıp biraz onunla konuşmuştu. Gözlüğünü kenara bırakıp ayağa kalkmıştı. Aynadan kendini kontrol edip aşağıya inmişti. Hepsi ayağa kalkıp selam verirken Hyunjin isimlerini sormuştu biliyor olsa da.

"Felix sizden hiç bahsetmedi, kimsiniz?"

__

Bu arada o oyuncak mı ne onunla ilgili pek de bir şeyler bilmiyorum biraz acemice olabilir pek takılmayın ^^

Yorum ve oy istiyorum♡ Okuduğunuz için teşekkürler ballar.

My Little Boy •Hyunlix°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin