Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐰𝐞 𝐰𝐞𝐫𝐞 𝐭𝐨𝐨 𝐜𝐥𝐨𝐬𝐞 𝐭𝐨 𝐭𝐡𝐞 𝐬𝐭𝐚𝐫𝐬
𝐢 𝐧𝐞𝐯𝐞𝐫 𝐤𝐧𝐞𝐰 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐛𝐨𝐝𝐲 𝐥𝐢𝐤𝐞 𝐲𝐨𝐮, 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐛𝐨𝐝𝐲
— theneighbourhood ਏਓ
Yağmurun hızlanmasıyla, adımlarımı hızlı tutup kafeye doğru yürümeye başladım. Sukuna'nın mesaj olarak attığı kafenin önüne geldiğimde, hemen içeri girdim. Üstümde bol bir sweatshirt, altımda kısa bir etek vardı. Yağmurun yağacağını bilmediğimden, her yerim sırılsıklam olmuştu.
Gözlerim etrafta Sukuna'yı aradığında, onun elini çenesine yaslamış bir şekilde camdan dışarıyı izlediğini gördüm. Bu aralar çok dalgın olduğunu fark etmemek mümkün değildi. Öyle ki başında dikildiğimde, beni fark etmemişti bile. Bir süre bekledikten sonra sessizliği bozdum.
"Sukuna?"
Düşüncelerinden ayrılmasını sağladığımda, bakışları bana döndü. Beni baştan aşağı süzüp, tekrardan gözlerime baktı.
"Akemi, merhaba. Otursana." Gözleriyle işaret ettiği yere oturup, bakışlarımı ona diktim.
"Merhaba. Dalgın gözüküyordun."
"Evet, bu aralar biraz öyleyim. Birisi kafamı çok karıştırıyor." Son cümleyi söylerken gözlerime bakmıştı.
"Anladım..." Aslında hiç anlamamıştım. Umarım kafasında neler döndüğünü bugün öğrenebilirdim.
"Ne içersin? Üşümüşsündür, sıcak çikolata alayım mı sana?"
"Olur." Sıcak çikolataya bayılıyordum.
Siparişi verdikten sonra onun konuşmasını beklemeye başladım. Bakışlarını hiç bana değdirmiyordu. Bana göre uzun sayılabilecek bir süre sonra dayanamayıp, konuşmaya başladım.
"Konuşacak mısın?" Gözleri gözlerimi bulduğunda, kararsız olduğunu gördüm.
"O kadar çok şey var ki... Nereden başlayacağımı bilmiyorum."
"Tamam o zaman. Soru cevap şeklinde gidelim. Ne dersin?" Bu daha mantıklıydı. Ona sormak istediklerimi soracaktım.
"Tamam. Sor." Hemen kabul edeceğini düşünmediğimden, afallamıştım.
"Başlıyorum. O kız kimdi?" O kız ve onunla ilgili kafamda bir sürü senaryo kurmuştum. Aralarında bir şey olmalıydı.
"Haa... Sen Mika'yı diyorsun. Kendisi kuzenim olur. Neden sordun?"
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Aklıma ister istemez Toji gelmişti. Kuzeni olmayan bir kızı kuzenim diye tanıtmıştı. Aptal bende bir travma yaratmıştı!
"Ne konuşuyordunuz?" Sorusunu umursamayıp, başka bir soru sordum.
"Ailesiyle buraya taşınmaya karar vermiş. Bende yardımcı oluyordum."
"Itadori'den neden yardım istememiş?" Neden bu kadar kurcalıyorsun Akemi!
"Ben ve kıskançlık? Alakası yok. Saçmalama istersen." Hızlı hızlı verdiğim cevapları yüzündeki sıcak gülümsemeyle izliyordu.
"Her neyse. Sıradaki soruma geçiyorum. Toji'nin beni aldattığını nereden öğrendin?" Toji'nin adını söylememle, yüzündeki gülümseme yavaşça kayboldu. Bana durmadan bunun imasını yapıyordu. O yüzden merakla dudaklarından çıkacak sözleri beklemeye başladım.
"Çok uzun bir hikaye. Bu yüzden en baştan anlatmaya başlıyorum. Büyük ihtimalle anlatacaklarıma inanmayacaksın ama neyse."
"Toji'yle eskiden çok yakın arkadaştık. O zamanlar benim hoşlandığım bir kız vardı," Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Sukuna'nın birisinden hoşlanmış olduğunu duymak hem beni şaşırtmış hem de kötü hissetmeme sebep olmuştu.
"O kıza olan ilgimi Toji biliyordu. Bir gün onun ve o kızın öpüştüğünü gördüm," Gözlerinden bile yaşadığı hayal kırıklığı okunuyordu.
"Büyük bir kavga ettik o olaydan sonra. Ben onun o kızla mutlu olmasını istemediğimden aralarını bozmak için her şeyi yaptım. Başaramadım çünkü çoktan kızı kendisine sırılsıklam aşık etmişti."
"O kız kim?" İkisinin büyük bir kavga etmesine sebep olan o kızı merak etmiştim.
Gözleriyle bir süre yüzümü inceledikten sonra gözlerime baktı.
"O kız sendin Akemi." Ne? Sukuna eskiden benden mi hoşlanıyordu? Bunu fark edemediğim için kendime lanetler yağdırdım. Sanırım Toji bu yüzden her Sukuna konusu açıldığında sinirleniyordu. Ama her gün başka bir kızla takılan birisi nasıl birisinden hoşlanırdı ki? Sukuna boğazını temizlediğinde, bakışlarımı ona çevirdim.
"Seni unutmak için her şeyi denedim Akemi. Ama bir andan da senden nefret ediyordum. Toji'nin sana aşık olduğunu sanıyordun. Sana arkadaşım diye tanıttığı kızlarla seni aldattığını göremiyordun. Buna daha fazla dayanamadım ve son hamlemi yaptım," Bu anda duraksadı ve gözlerime kaçamak bakışlar attı.
"Seni tehdit ettim. The rs ifşa hesabının kurucusu benim." Daha ne kadar şaşırabileceğimi bilmiyordum. Beni tehdit edip Toji'den ayrılmama neden olmuştu. Bir andan da iyiki yapmış diyordum. Yoksa Toji'nin gerçek yüzünü hiçbir zaman göremeyecektim.
"Bana o kadar sert davranmanın sebebi sadece Toji miydi?"
"Bilmiyorum... Dediğim gibi hiçbir şeyden haberin yoktu. Toji'nin seni kullanmasına izin verdiğin içindir belki de tüm bu sinirim. Senin dikkatini çekebilmek için her şeyi yaptım ama sen Toji'nin yalan sözlerine inandın. Sen bana kördün Akemi. Toji senin gözünü boyamıştı."
Gözlerimi kaçırmıştım, bir nevi haklıydı. "Ne diyeceğimi bilemiyorum Sukuna." Bir süre sonra cevap gelmeyince tekrar konuştum. "Her neyse... diyeceklerin bu kadarsa ben gidiyorum." Ayağa kalktığım sırada bileğimi saran eller ile duraksadım ve Sukuna'ya doğru baktım. Yüzünü başka bir tarafa çevirmişti fakat gözlerinin yaşardığını görebiliyordum, karşımdaki kişi Sukuna mıydı gerçekten? Ben kafamdaki düşüncelerle çelişirken konuştu.
"Akemi, lütfen bize bir şans ver."
Kusura bakmayın bölüm bir süre gelemedi, malum okul da başladığı için ne ben ne de arkadaşım müsait olabildik. 😔
