4 - GEÇMİŞİN İZİ.

437 44 673
                                    

SELAM SELAMM 4. BÖLÜMM💪🤍 Güzel ilhamlar toplamak için ister istemez biraz zaman geçiyor, uzun yazarak beklentileri karşılamayı seviyorum. Kurgu da ki bütün karakterleri tanıtıma ekleyerek düzelttim artık tamamen içime sindi unuttukça bakabilirsinizz. Fazla uzatmayayım, iyi okumalarr.☆

-

Beni yavaş yavaş içine çekmiş olan
uykumun kollarındayken gözlerim kapalı halde önce ilerleyen arabanın durduğunu, ardından çok geçmeden kapımın açıldığını hissetmiştim.

Uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordum, duyduğum tanıdık seslerin konuşmaları da çok net değildi. Tek bildiğim aşırı uykum olduğuydu..

"Anahtarları Nando'ya verdim, siz içeriye geçin. Kerem'i alıp geliyorum."

Sarışının dediklerini onaylayan bedenlerin ardından saniyeler sonra yavaşca ve özenle kucaklandığımı hissettim. Mauro bedenimi nazikçe kucaklayıp kapıyı kapatmıştı.

Uykudan sıyrılıp gözlerimi açmak istesem uyanabilecektim lâkin hâlâ yarı uyku halinde olduğumdan başım kucağında olduğum bedenin omzuna doğru yaslanmıştı kendiliğinden.

Oluşan yakınlıktan dolayı hissettiğim erkeksi sert koku anında ciğerlerime dolarken kollarının arasında olduğum beden de beni iyice sarmalayarak dikkatlice ilerlemeye başlamıştı.

Akşamları esen her zaman ki soğuk ve sert rüzgârı tenimde hissettiğimde güneşin çoktan battığını anlayarak ürpermiş ve refleksle sıcak bedene doğru hafifçe sokulmuştum.

Buna karşılık olarak gülercesine kısık bir nefes sesi duymuştum Mauro'dan. Kucağında olduğum sarışın bedenimi öyle özenli ve istekli tutuyordu ki adeta kırılmasından korktuğu bir eşyaymışım gibi hissettiriyordu bana.

Mauro'nun adımları ise henüz evin içine girmeden birden yavaşlamış, ardından durmuştu. Bakışlarını yüzümde hissediyordum.

Yüzlerimizin artmış olan yakınlığını hissederken, uyanmamam için kısık tonda tuttuğunu anladığım mırıltılı sesiyle konuşunca Fransızca bir cümle mırıldanmıştı yüzüme bakarak. Sesi aşırı mayıştırıcı hissettiriyordu.

"Mon fils à la peau de lune, je n'ai jamais cessé de t'attendre."

(Ay tenli oğlanım, kumral güzelim.
Seni beklemekten hiç vazgeçmedim.)

Fransızca aksanı olması gerektiğinden daha iyiydi.. sanırım gerçekten sevdiği bir dildi. Fransız olmamasına rağmen adeta eksiksiz konuşuyordu çünkü.

Dediklerini anlamasam da aksanından dolayı konuştuğu dili anlayabiliyordum.

Bu uykulu halime rağmen o an tebessüm etme hissine karşı kendimi tuttum. Yanaklarıma yer etmeye başlamış sıcaklığın farkındaydım.

Saniyeler sonra yakın yüzlerimizin eşliğinde yumuşak dudakları önce alnımda, ardından naifçe yanağımda hissetmiştim.

Bu hamlesini beklemediğimden küçük bir mırıltı kaçmıştı dudaklarımdan.

Öpücüğü öyle nazikti ki dudakları sadece tenime usulca sürtünüp geçmişti sanki. Hissetmek bile zordu.

Yanaklarıma basan sıcaklığın aksine içimin titrediğini hissettim bu ani temasın verdiği his yüzünden.

Birden bire ona daha fazla sokulma isteğiyle boğuşmaya başlamıştım.

Daha fazla beklemeden direkt evin içine girdiğinde bedenime işleyen soğuk rüzgârdan kurtulmuş ve birden hisettiğim sıcaklıkla rahatlamıştım.

Mon Amour.  -  (bxb.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin