Yüzleşme

916 50 15
                                    

"Kadınlar bazen sevdiği "kal" desin diye giderler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kadınlar bazen sevdiği "kal" desin diye giderler. Ya da işler böyle giderse gidebileceğinin sinyalini vermek isterler. Bazen tükendim demektir gitmek. Kalıcı olarak gitmek istemiyorum, lütfen beni ikna et, demektir.."

O gün hayatımın en zor sabahını yaşıyordum. En zor merdiven tırmanışımdı belki de. En zor kapı açışımdı. Nasıl zor olmasın ki? O kapıyı açar açmaz bedenimi saran kokuyu duymak bana yaşadığım acının bin mislini yaşatıyordu. Hesaplaşmak istediğim kişi içerde ama hesaplaşmak için bile yüreğim çok yorgundu. Daha kaç kere güvendiğim yerden vurulacaktım? Daha kaç kere ölmeden ölecektim? Daha kaç kere birini bu denli sevdim diye cezalandırılacaktım?

Hayır! Bu kadarı fazlaydı. Ne sevgi umrumda artık, ne de söyleyeceği sözler. Benim de değerlerim, bir gururum var. Ben de bir insanım. Bir kadınım. Bir anneyim. Her şeyi öylece yutup hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edemem. Aşamam ben bunları. Kabul edemem. Yeter! Gerçekten yeter. Leman'ı gizledi, affettim. Hastalığı gizledi, affettim. Ama bu, bunu nasıl affedebilirim? Ben Metehan olayında ilk ona söylemedim diye bana neler yaşattı ya?

Sürekli yalanlar ve gizli kapaklı şeyler arasında sıkışıp kalıyorum. Niye adam gibi gelip anlatmıyor hiçbir şeyi? Niye hayatında olan biten ne varsa karısı olan insandan saklamayı seçiyor? Korumak için mi? Korumak bu mu? Sahip çıkmak bu mu? Söz verdi ya. Şeffaf olacağına dair söz verdi. Bir saatten sonra bunlar artık tercih meselesidir. Kimse kusura bakmasın, benim tek bir hatam bile yok. Oturup da beni geri döndürmesini dinleyemem! Geçti o günler. Anlatması gereken zamanda anlatsaydı ben yargılamazdım. Bizim ayrı olduğumuz zamanlarda kimin ne halt yediği umrumda olmaz. (sen öyle san) Bir de utanmadan "yeniden tanışma" ayarlamıştı bize. Şaka gibi! Yeniden tanıştık da noldu? O yine aynı şekilde davranmaya devem etti. Yalan söylemeye..

Cemal mi? Hah.. güldürmeyin beni. Yaptım ya da yapmadım. Artık O'nun ya da sizin hesap sorma gibi bir hakkınız olabilir mi? Cemal'i merak edeceğinize, nasıl hissettiğimi düşündünüz mü? Bir kadın olarak içimde oluşan kırgınlığı düşündünüz mü? Yattığı kadın, yeğeninin karısı. Yattığı kadın, kızımın eski eşinin şimdiki eşi. Yattığı kadın, küçük kızımı kandıran şerefsizin kardeşi. Yattığı kadın öylesine bir kadın değil! Ve O.. hepsine sustu. Hepsine! O yüzden sakın Cemal diye tutturmayın!

Kopan fırtınadan sonra koridorun sonundaki odaya girişimle tüm anılar yüzüme tokat gibi çarpmaya başladı. Yetmiyordu. Çektiğim acılar yetmiyordu. Kıyafetleri dolaptan alırken bile O'nun kokusu yayılıyordu etrafa. "Yeter artık! Çık kalbimden!" diye haykırmak geliyordu içimden. Söküp atamıyordum da. Nasıl atayım? O'nu ordan nasıl çıkarayım? Ben O'nu sevmemeyi kendime nasıl yedireyim? Yaksam şu evi, anılarla beraber acılarım da gider mi? Duvara doğru dalmış bakarken, aklımdan geçen düşüncelerdi bunlar. Girmek kolaydı da, çıkışı nasıl olacaktı? Hadi ben burdan gittim, burası benden gidebilecek miydi?

KıvMer'i Tamamlamak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin