‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽
Biz kardeşleri beklerken bir anda girdiğimiz kapı kapandı. Nami, Usoop, Chopper Luffy ve ben koşarak oraya gittik ve kapıyı açmaya çalıştık.(Kapı dediğim işte hapishane demiri gibi)
U: "NE OLUYOR HEPİMİZ ÖLECEĞİZ AGAGAGAGGAGAGAG"
C: "BEN ÖLMEK İÇİN ÇOK GENCİM AAGGAAGAG"
L: "ÖLMEK İSTEMİYORUM AGAGAGGAAG"
N: "Kimse ölmeyecek aptallar!!"
M: "EVE DÖNMEK İSTİYORUM BEN UHUHUHUHUHUHU"
R: "Sakin olun lütfen bir çıkış planı yapmalıyız" dedi sakince
L-M-U-C: "BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM AMA YAAAAAAAAAAAAAGGGGGG" Hepimiz aynı şeyi söyleyince Nami iç çekti.
N: "SUSUN YAAAA BEN SANKİ ÖLMEK İÇİN ÇOK MERAKLIYIM!!!" Robin dışında hepimiz bağırıyor ve koşturuyorduk...
‽‽‽‽‽(Üçüncü kişi)‽‽‽‽‽
Eymen iç çekti ve kameralardan bize baktı. Ayşe ise arkasında durmuş elindeki haritayı inceliyordu. Bir süre sonra haritayı masaya bırakıp evden çıktı, çıktığı yer gayet güzel manzaralı dağlar ile çevrili içinde yıkık dökük ve sarmaşıklar ile çevrilmiş evlerin bulunduğu bir köydü. Köydeki evlerin arasında ilerlerken gözü hep her evin önünde en az bir tane bulunan mezar taşlarını görüyordu. Biraz daha yürüdükten sonra bir evin önünde durdu. Mezar taşlarına baktı, iki tane taşın üzerinde iki isim yazıyordu. Ayşe önlerinde oturdu ve onlara baktı. Gözlerinin dolduğunu hissedince hemen kalktı ve Eymen'in yanına döndü.
E: "Sence yaptığımız doğru mu iyi insanlara benziyorlardı..." Ayşe iç çekti ve bir sandalye çekip yanına oturdu.
A: "Farkındayım ama....hem sen değil miydin onlara silah tutan ve yalan söyleyen!" Eymen biraz duraksadı ve yüzünü eğdi.
E: "Normal korsanlar sanmıştım ama baksana içlerinden biri o taşları okuyabiliyor bunu kullanabilirsek köydekilerini geri getirebiliriz!!" O konuşmasını bitirdikten sonra Ayşe birkaç düğmeye bastı ve ikisi beraber ekrandan bizimkileri izlemeye koyuldular.
‽‽‽‽‽‽‽(Üçüncü kişi)‽‽‽‽‽‽‽‽‽
Sanji yemeği bitirmiş ve güverteye çıkmıştı, Zoro'yu baktığında antrenmanına devam ediyordu. Sanji Zoro'ya verdiği sözü hatırlayınca daha çok geriliyordu. Ya birileri onları basarsa ne olacaktı. Zoro ile bir gece sarhoşken başladıkları "yatak arkadaşlığı" bir süre sonra "sevgili" olmaya kadar gitmişti. Zoro'nun istekleri bazen onun için bile fazla acı dolu ve ağırdı. Bu tür gecelerde ağzını kapatmak için ayrı bir çaba sarf ediyordu. Zoro bunu bildiğinden onu çok zorlamıyordu. Ama şuan gemide teklerdi, Zoro'nun kendini tutmak isteyeceğini düşünmüyordu. Ya gece değilde şimdi isterse beni diye korkuyordu Sanji. Çünkü böyle olursa daha öncekilerden farklı olacağını ve Zoro'nun nazik davranmayacağını hissediyordu.
Z: "Ne oldu Kıvırcık kaş?" Sanji bir anda Zoro'ya (o bölgesi anlamında) baktığını fark etti ve hemen gözlerini ondan ayırdı ve yüzüne baktı.
S: "Dalmışım" Zoro sırıttı elindeki ağırlığı bıraktıktan sonra yanına geldi.
Z: "Daha yakından bakmak ister miydin?" Sanji yutkundu az sonra içine tepe tepe sokulacak şeyin büyüklüğünü hatırladı.
Zoro Sanji'yi kolundan çekerek odaya götürdü ve yatağa yatırdı, önce Sanji'nin sonra da kendinin kıyafetlerini çıkardı....
‽‽‽‽‽(Robin'den)‽‽‽‽‽
Hepsi bağırırken iç çektim bu gürültüde düzgün düşünmek benim için bile zordu. Kapıya yaklaştım aslında demirler arasında çok boşluk vardı geçebileceğimi düşünüyordum. Elimi demire uzatarak elektirik olup olmadığını kontrol ettim. Güvenliydi elektriksizdi bizi sadece burada tutmak ve biz açlıktan ölüp bedenlerimiz karıncalar ve mikroskobik canlılar tarafından yenilene ya da biri bizim cesetlerimizi almaya gelene kadar bizim içeriden çıkmayacağımızdan emin olmak için yapılmış bir şeydi.
Gücümü kullanarak kapıyı biraz kaldırmayı denedim. İşe yaramadığı için ilk düşündüğüm ama son çareye kalanı denedim. Vücudumu iki demirin arasından biraz sıkışarak da olsa geçirmeyi denediğimde sıkışan göğüslerimin acısını iliklerime kadar hissediyordum. Tam başardım derken vücudumda hissettiğim bir elektirik akımı vardı. Vücudum, özellikle de beynim yüksek voltaja dayanamayıp iflas bayraklarını çekti. Yavaşça gözlerimin kapandığını ve beynimin uyustugunu hissettigimde düşünecek gücüm kalmamıştı.
‽‽‽‽‽(Mizuna'dan)‽‽‽‽‽
Kendi aramızda ağlarken Robin'in çığlığı ile kapının oraya baktık. İki demir arasında duran Robin'i gördüğümüzde hepimiz şok olmuştuk. İlk kendine gelen Luffy olmuştu koşarak Robin'e gittiğimde bende arkasından koşmaya başladım. Robin çoktan bayılmıştı. Onu dikkatlice ama hızlıca oradan çıkarttık. Chopper hemen elinden geldiğince ilk yardıma başladı. Biz ise telaşlı bir şekilde ona bakıyor ve bekliyorduk.
Chopper durumunun iyi olduğundan emin olduğunda onu düz bir taşa yatırdık. Usoop kenarda ağlıyordu. Nami ise Robin'in başında ağlıyordu. Chopper ise....... Neyse Luffy duvarı yumrukluyor ve kendince dışarıya çıkmak için birşeyler deniyordu. Luffy'nin yanına gittim ona Robin'in yapmayı dendiğini düşündüğüm şeyi anlattım.
M: "Şu demirlerin arasından geçebilir miyiz acaba galiba Robin de bunu deniyordu"
L: "MANTIKLI AGAGGAGAGAGAGAG" Koşarak ve bağırarak kapıya gitti vücudu beklemediğim bir şekilde uzadı ellerini bir yere tutturdu vs bir anda bıraktı.
L: "GOMUU GOMUUU NOOOOOO.........ROKEEEEETTTT"
M(Türkçe): "NE OLUYOR AMİNA SEN NASIL BU KADAR UZADİN GERİZEKALI"
U: "Ne?!"
‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽
Bu seferki daha kısaydı günlük kısıtlamalarım var bu yüzden uzun uzun yazamıyorum ve arada boşluklar oluyor umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı düşünürseniz çok severim. Çünkü fikirleirm tükeniyor ve sıkılmaya başlıyorum ayrıca zosan kısmına biraz gitmeyeceğiz haberiniz olsun (smut yazamam) sizce mezarlarda kimin isimleri vardı? Artık yeni temamız her bölüm sornu yeni bölüm hakkında böyle bir soru soracağım nys yine uzattım hadi bb 👁️👄👁️
765 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen Okuyucu
FanficMizuna bir öğrenciydi. En yakın arkadaşı ona sürekli lanetli bir kitaptan bahsediyordu. O kitabın lanetli olmadığını kanıtlamak için kitabı aldı ve okumaya başladı. Yazım tarzımı oluşturmaya çalışıyorum. Lütfen yanlışlara takılmayın.