Poneglif

18 5 77
                                    

‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽

Neyse ne mağaranın ortasına gelmiştik. Yeşil parlak bir taş vardı aşırı büyüktü yani bana göre (150) yaklaşık bir iki metre boyundaydı taştan yapılmış gibi görünüyordu ama mücevher gibi parlıyordu. Etrafa yaydığı yeşil ışık mağaranın tozlu duvarlarını ve uzun süredir güneş ışığı görmediği için mutasyona uğramış garip çiçekler ve sarmaşık dallarını aydınlatıyordu. Üstünde benim bilmediğim dilde yazılan yazılar olduğunu fark ettim.Robin garip taşa yaklaşmış ve inceliyordu.

A: "Bu taşı kabilemiz sır olarak saklar normalde ama siz iyi kişilersiniz"

E: "Babam bu taşı az sayıda korsanın görmeye hakkı olduğunu söylerdi"

A: "Roger ve tayfasından sonra bir ilksiniz"

Robin: "Roger ve tayfası bunları okumuş muydu?" Ayşe sadece kafasını saklamakla yetişmişti. Eymen ise Nami'ye pusulayı anlatıyordu....ya da bilmiyorum Naminin kolunda pusulaya benzer birşey var onunla uğraşıyorlar.

Kalan üçlümüz ise her zamanki şebeklikleri yapıyorlardı. Bu sırada Ayşe ve Eyme'nin beklemediği o soruyu sordum.

M: "Robin, Roger kim?" Kardeşler şaşkın gözlerle bana bakıyorlardı, yanlış birşey mi söylemiştim acaba?

R: "Yirmi yıl önce büyük hazine 'One pieceyi' bulmuş ve Korsanlar kralı olma unvanını almış bir korsandı tüm dünya tarafindan biliniyordu"

M: "Sonra ne oldu?"

N: " Loguetown'da idam edildi"

A: "Roger'i neden bilmiyorsun?"

E: "Yeni doğan bebeklerin bile bildiğinden emindim oysa, kapalı ülkeler bile biliyor"

M: "Sözünüzü bölüyorum ama Robin sen az önce büyük hazine 'One piece' mı demiştin?"

A: "Onu da mı bilmiyorsun???"

E: "Sen hangi adalıydın da bu kadar bilindik şeyleri bilmeden hayatta kaldın ve Grand Line ye kadar geldin?!?" Ellerimi havaya kaldırdım ve kurt sembolü yaptım 🤟🏻🤟🏻🐺 🐺🇹🇷🇹🇷

M: "BEN TURKİYELİYİM NE MUTLU TURKUM DİYENE NE MUTLU OSMANLİ TORUNUYUM DİYENE ALLAH BİZE BİR DAHA İSTİKLAL MARJİ YAZDİRMASİN ALLAH TURKUN YANİNDA OLSUN CEDDİN DEDE NESLİN BABA-" Herkes bana garip garip bakıyordu.....Tabiki Luffy dışında....(Çaktırmayın kelime sayısını arttırmaya çalışıyorum)

M: "Ne var milliyetçi olmak da mı suç"

L: "O NEYDİ SONDAKİ MARJİ BANA DA OGRETİR MİSİN COK İYİYDİ!!"

M: "Öğretirim sen iste yeter ki!" Başımı sallayarak Luffy'e cevap verdim.

A: "Garip biriymişsin" Ona bir side eye attım.

E: "Türkiye diye bir yeri hiç duymamıştım" Ona daha kötü bir side eye attım, sonra buradakilerin bilmediklerini hatırladım...

R: "Mizuna'nın durumu biraz farklı..." Başımı sallayarak onayladım Robin'i. Robin taşı incelemeye devam etti bir süre sonra bize baktı.

N: "Ne yazıyor Robin?" İki kardeş de bu söz üzerine muhabbete yeniden katıldılar.

A: "Okuyabiliyor musun?" Robin başını salladı, taşa baktığımda arapça birşeyler yazdığını gördüm. Neyse ki Türkiye de yaşıyorum bu sayede arapça biliyordum (sağolsun mülteciler, araplar ve imam hatip)

R: "Kısaca özetlemek gerekirse daha önce gelecekten gelmiş insanlar olduğunu ve onlara yardım edebilecek bir yerin olduğunu söylüyor, Mizuna için yararlı olabileceğini düşünüyorum birkaç daha ayrıntı var ama bunu sonra konuşabiliriz diye düşünüyorum, burada önemli olan yer bizi başka bir poneglife yönlendiriyor olması, bu adada bir tane daha varmış galiba."

Kardeşler birbirlerine baktılar. Bende o sırada taşa yaklaşmıştım 'poneglif' denilen şeyi okumaya başladım. Robin ilgilendiğimi görünce yanıma geldi. Nami ise uzaktan bizi izliyordu.

E: "Burada bekleyebilir misiniz bu konuyu babama sormalıyız" Nami kafasını salladı ardından Ayşe ve Eymen koşarak mağaradan çıktılar.

L: "Ne yapacağız şimdi beklemek cooook sıkıcı ve ben beklemek istemiyoruuuuumm" Nami göz devirdi. Usoop Luffy'nin yanına geldi ve omzuna elini koydu, birkaç kez patpatladı.

U; "Luffy............






































Ebe sensin!!" Diyerek kosmaya başladı, Chopper ise kahkaha atarak gülmeye başlamıştı, üçlü beraber oyun oynamaya başlamışlardı.

Robin: "Bu çok eski bir dildir, normalde okumak yasak" Taşı biraz daha inceledim okumayı bitirdikten sonra Robin'e döndüm.

R: "Normalde ışık yaymazlar ama bu diğerlerinden farklı ve alakasıza benziyor" Taşa yeniden bir göz gezdirdim.

M: "گیلِسمْٹیں گیلیں اوکُیُچُ دِیور بُ تممیں بینِم انلاتِمِم اولُءیور، مَیڈم اِسگی بنیج نیریدیں بِلِیور؟"
(Gelecekten gelen okuyucu diyor bu  benim tabirim, madem eski beni nereden biliyor?)

Robin şaşkınlıkla bana bakıyordu muhtemelen okumamı beklemiyordu ama ne yapalim dil okumanın faydaları değil mi (yoo aslında ceviriden yazdım arapcam düşük benim sadece ismimi söyleyebiliyorum)

R: "Okuyabiliyor musun?" Başımı salladım bunlar neydi ben okulda bu dersin yazılısını olup dinleme sınavına giriyorum(o bana giriyor)

M: "Hee okulda öğrenmiştik biliyoruz işte birşeyler"

‽‽‽(Geminin içi)‽‽‽(Üçüncü şahıs)‽‽‽

Zoro antrenmanını sonunda bitirmişti, mutfağa günlük içkisini almaya gittiğinde dometes doğrayan Sanji'yi gördü. Sanji o kadar meşguldü ki kapıyı açtığında onu duymamıştı bile. Zoro sırıttı Sanji'nin arkasına geçti bir anda onu tezgah ile arasına aldı. Sanji durumu yeni kavramıştı, Zoro'yu itmeye çalıştı. Zoro onu kendine döndürdü ve kollarını tuttu.

S: "MARİMO YEMEK YAPARKEN BENİ RAHAT BIRAK DEMİŞTİM KAC KERE SA-" Sözü Zoro'nun öpücüğü ile kesilmişti, Sanji tüm yüzünün yandığını hissedebiliyordu, şaşkınlıkla Marimosuna bakıyordu. Zoro nefes alması için ondan ayrıldı Sanji biraz nefeslenince yeniden dudaklarına yapıştı. Biraz sonra yeniden ayrıldı Sanji nefes nefeseydi Zoro onun dudaklarının kenarlarını yaladı ve yüzüne öpücükler bıraktı. Sanji'nin ceketini açmaya başladığında Sanji onu durdurdu.

S: "Şuan olmaz yemek yapmam lazım daha sonra istediğini yapmana izin vereceğim ama şuan sırası değil" Zoro sırıttı Sanji'nin arkasındaki dolaptan bir şişe içki aldı ve Sanji'ye yeniden baktı.

Z: "İstediğim herşeyi yapmama izin vereceksen seni şimdilik bırakırım Aptal kıvırcık" Sanji yüzü daha çok kızarmıştı.

S: "T-tamam dedik ya şimdi rahat bırak beni" Zoro sırıtarak mutfaktan çıktı Sanji yüzünü yıkadı ceketini ilikledi ve yemeğini yapmaya devam etti. (Bu gemiyi görmek isteyenler içindi eheheh)

‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽‽

Evet bu bölüm de bu kadardı normalde başlamamıştım ama bir arkadaşa en geç bugün atacağım dediğim için ellerim kopana kadar yazdım bu arada dil olarak arapça seçmemin nedeni Latin alfabesi olmayan ve benim bildiğim sınırlı sayıda dillerden olması.

Bu benim karakterim Eriza bunu buraya Niku_one654 için koydum çok sorgulamayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu benim karakterim Eriza bunu buraya Niku_one654 için koydum çok sorgulamayın.

Nys 887 kelime

Gelecekten Gelen OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin