Merhabalarrr <3
Nasılsınız?
Arturdan bölüm geldi😂
Hastaneye yatacağım için 15. bölümü yazdığım da içime sinmeyeceğini düşündüm bu yüzden kısa bir bölüm yazmak istedim.
Arthur ve diğer abilerimiz neler yapacak sizce?
Çok uzatmadan bölüme geçelim
İyi okumalar✨👑
👑
Artur'dan
Tüm herkes, ailem bile benim şiddete meyilli olduğumu söylerlerdi. Fakat bu şiddete meyilli olmak değildi, bu, kendini savunmaktı.
Şu ajanlık işi başladıktan sonra düzenli olarak yapılan ve benim de aralarında olduğum eğitim grubu durdurulmuştu, bu eğitim grubunun asıl sebebi kız kardeşime eğitim verilmesiydi. O henüz bunlardan haberdar değildi fakat benden iki yaş büyük olan abim Felix en küçük kardeşimizin de onun güçlerine sahip olduğunu söylemişti. Başta çok korkmuştum, nasıl yapacak, nasıl kendini koruyacak diye endişeye kapılmıştım. Ama o düşündüğümden daha güçlüydü. Daha güçlerinin farkında değilken bile kendini korumayı başarabiliyordu.
Bizi özlediğini biliyordum, bize yansıtmayı düşünmüyordu ancak biz onun abileri olarak görüyorduk. Sıkıştığını, dara girdiğini, çıkmaz bir yola saptığını ve geri dönemediğini...
Onun için kendi elementlerimizin bulunduğu krallıklardan ayrılmıştık. Hepimizin farklı farklı meslekleri vardı. Bu meslekleri bırakarak, kardeşimizin yanına gelmek akıl karı değildi ama buna mecburduk çünkü onun hayatı bizim hayatımız demekti ve onu elimizden geldiğince korumalıydık.
"Ajanlık demek," diye mırıldandı ihtiyar kral. Bu adamı hiç sevmemiştim ancak kelvin bize yardım edebileceğini söyleyince kabul etmekten başka çarem kalmamıştı.
Başını salladı Kelvin. "Evet, ajan olarak babamız tarafından gönderildik. Amacımız ise Savaşı engellemekti. Aranızda çıkacak olan savaş bize de sıçrarsa olacaklardan biz sorumlu değiliz kral."
Gayet net bir dille amacımızı söyleyen Kelvin rahatlayarak nefesini verdi. Felix ise o ise düşüncelere dalmış gibiydi. Onun Freya ile aralarında güçlü bir bağ vardı. Freya hepimizi çok severdi fakat Felix'e ayrı bir ilgi duyardı.
"Lina ile Aksel'in kaderleri bir yazıldı ama," diye söze girdi kraliçe, bu kaderlerini birbirlerine bağlama işinde hiç doğru bulmuyordum. Benim kardeşim istemediği bir evliliği yapmak zorunda değildi. Kimse ona bu düşünceyi dayatamazdı.
"Lina değil," sert sesim ortalığa bir balyoz gibi indi. "Freya. Onun ismi Freya."
Kral kraliçesine bir bakış atarak bana döndü. "Sakin ol evlat, bize isminin Lina olduğunu söylediği için eşimde ona doğal olarak Lina diye hitap ediyor." Büyülü sözler dudaklarımın arasından çıkmak için zorlanırken susmaya devam ettim.
"Her neyse," dedi Kelvin toplantıyı bitirmek isteyerek. "Birkaç günlüğüne burada kalacağız. Freya için bir şeyler planladıktan sonra onu almak için götürüldüğü yere gideceğiz."
Kral mecburiyetten başını salladıktan sonra toplantı bitti. Herkes ayaklanıp toplantı odasından çıkarken herkesin çıkmasını bekledim. Herkes çıkıpta yalnız kaldığımda derin solukları bıraktım. Yorulmuştum fakat yorulduğumu kimseye belli Edip güçsüzlüğümü onlara yansıtamazdım. Ben kardeşim için, Freya için dik durmalıydım.
*
Biraz orada dinlendikten sonra toplantı odasından çıkmıştım. Bana yeterli olan havayı almak için bahçeye çıkacaktım ki sarayın giriş kapısından girmekte olan kızı gördüm. Gözleri dolmuş, öfkeli adımlarla Saray'ın dik merdivenlerine doğru ilerliyordu. Ben onu izlemeye dalmışken, o önüne bakmadığı için merdivenlerin önünde olan bana çarptı. Bir şaşkınlık dalgası beni ele alırken tam düşecektim ki Kendimi frenledim.
Kız korkuyla başını kaldırdığında öylece kaldım. 100 hatları yuvarlaktı ve kalbe benzeyen dudakları titriyordu. Bana çarpmanın etkisiyle canı yanmış gibi elini alnına götürdü.
Beni daha önce görmüş olmalı ki bir iki adım geriye çekilip kocaman gözlerle bana baktı. "Kız kardeşiniz burada yok işte! Niye gitmiyorsunuz ki" Freya'yı merak ettiğimiz Onu görmek için geldiğimiz günden bahsediyordu. Onu korkuttuğumuzu fark ederek gülümsedim.
"Birkaç gün boyunca buradayız, merak etme çok yakında burada olmayacağız."
Söylediklerim onu rahatlatmalıydı fakat sinirlenmiş gibi gözlerini yumdu.
" Deme işte onu! Gitmek deme bana!"Çıldırmış gibi bağırıp bir ayağını sertçe yere vurdu. "Bilerek mi yapıyorsunuz anlamıyorum ki! Nefret ediyorum o piç heriften!"
Ağzı bozuk kız küfür ettiğini fark ederek sustu. Yanakları kızarırken utangaç bir bakış attı. "Aslında normalde küfür etmem ama bugün çok sinirlendim."
"Ağzı bozuk olan kızlardan hiç hoşlanmam."
"Hoşlanmasan hoşlanma be! Sana hoşlan diyen mi var? Hepiniz aynısınız oğlum! Hepiniz aynısınız hiç değişmıyorsunuz!"
Sarı saçlarını savurarak yanımdan fırlayıp giden kızın arkasından bağırdım. "Bak bu hareketin hoşuma gitti işte!"
Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken çığlık attığında sessizce güldüm. Bu kadınları hiç anlamıyordum. Hoşuma gitmedi deyince sinirlenip kıyameti koparıyorlardı, hoşuma gitti deyince yine sinirlenip bize patlıyorlardı.
👑
Umarım arturdan olan bölümü sevmişsinizdır.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın, sizleri seviyorum✨👑
Bir dahaki bölümde sizlerleyiz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI TAÇ (düzenleniyor)
FantasyArkadaşlık, güç ve aşk arasında sıkışıp kalan bir prensesin epik hikayesi... Dört elementin hüküm sürdüğü farklı krallıkların çatışmasıyla başlayan bir savaşın önlenmesi için atılan cesur bir adım. Freya, gezgin kimliği altında girdiği krallıklarda...