Arthur'dan 3. Kısım

20 13 0
                                    

Süprizzzzz

Bir anda, gerçekten bir anda böyle yazma aşkıyla yanıp tutuştum ve dedim ki bir bölüm atayım ne olacak HHGFFJKLLJHFGKKk

Neyse günler sonra sizi çok bekletmek istemiyorum, küçük bir Arthur bölümüyle baş başa bırakıyorum

***

Gerçek anlamda yandığım günün ertesi günüydü. Abilerim bize temin edilen askerlere eğitim verirken ülkenin prensesi ile aynı odada kalıyordum. Melina benle olmaktan mutlu değildi, bunu görebiliyordum fakat umrumda değildi. Beni yaraladığı gibi iyileştirecekti.

Melina elindeki sargı bezine bakarak ağlamaklı gözlerle küçük yardım dolabının üzerine bıraktı. Daha sonra sinirli gözlerini bana çevirip kolumu sertçe kavradı ve beni yataktan doğrultmaya çalıştı. Bu kız beni iyileştiriyor muydu, öldürüyor muydu anlamıyordum ki.

"Kalkar mısın," diye zorladı beni. "Merhem sürmem gerekiyor." Doğrulmadığımı görünce, "bana ne be!" Diye bağırıp geriye çekildi. Kolumu sertçe kavrayan eli geri çekilince bir anlık boşluğuma geldi ve yatağa sırtüstü devrildim.

"Ne yapıyorsun kızım ya," homurdanarak bu sefer kendi İsteğimle doğruldum. "İyileştiriyor musun öldürüyor musun?" Güldü bu dediğime. Komikti sanki.

"İyileştiriyorum işte," dedi yanaklarının içini ısırarak. Gözlerini de kaçırmıştı aynı zamanda. "Sen öldürdüğümü sanıyorsan öyle sanmaya devam et. Ben işimi yapacağım." Merhemi süreceği için üzerimdeki tişörte elini uzattı. Tam tişörte uzanmış dokunacaktı ki, "tecavüz mü ediliyorum ben," dedim alakasız.

Duyduğu cümleyle elini hızla çekti üzerimden. Kaşları çatılmış, dudakları o harfine evsahipliği etmişti. "O dediğin sizin gibilerin yapacağı iş." Donuk bir surat ifadesiyle bunu söyledikten sonra tekrar elini tişörtüme uzatıp acımasını umursamadan çekip çıkardı üzerimden. Bunu yaparken beni zorla da olsa kontrol edebilmişti. Bense sadece söylediklerini düşünüyordum. Beni o türden biri gibi mi görüyordu yoksa benim bilmediğim başka şeyler mi vardı?

"Ben o kadar şerefsiz biri miyim senin gözünde?" O sırtıma merhemi sürmek için arkama otururken sorduğum bu soruya alayla güldü. "Görmeme gerek yok hepiniz aynısınız."

"Her erkek o şerefsizliği yapacak diye bir kaide yok." Bu cümleyi kurarken ona dönüp hiç bakmamıştım. Belki de bir travması vardı, bunları söylemek istemiyordum fakat beni öyle bilsin de istemiyordum. Bilmiyorum, beni o türden insanlarla karıştırması hoşuma gitmemişti.

"Erkeklerin egosu onlara her şeyi yapabilecek cesareti veriyor." Elini merheme daldırdığında çıkan vıcık vıcık sesi duyduktan sonra sırtıma değen soğuk hissiyat ile inledim. Canım yanmıştı. "Özür dilerim," diye mırıldandığını işittim. "Bu acıtabilir." Sorun yok dercesine omuzlarımı kaldırıp indirdim. Devam etmesi için onu bekledim ancak bir şey demeyince bu sefer ben konuşmaya başladım.

"bazen insanlar yanılabilir, Melina. Sen de yanılanlardansın çünkü azınlıkta bulunan erkekler egolarını susturmayı başarabiliyorlar." Bir burun çekiş sesi duyduğumda sonunda başımı çevirip bakabilmiştim. Melina'nın gözleri sırtımda odaklansa da yanağından süzülen bir damla yaşı seçebilmiştim. Benim ona baktığımı fark edince aceleyle oturduğu yerden kalkıp benden uzaklaştı. Bu sayede de merhemi sürmeyi bitirdiğini anlayabilmiştim. Yanıma bıraktığı tişörtümü alıp hızla üzerime geçirdim ve yatağın başlığına sırtımı dayayarak geriye yaslandım.

"Biraz dinlen istersen," dedikten sonra odanın içinde bulunan banyoya doğru yürüdü. Elindeki merhemi ahşap masanın üzerine bırakarak masanın hemen yanındaki kapıyı açıp içeri girdi. Arkasından sadece bakmak ile yetindim. Bu kızın dertleri vardı, benim bile bilmediğim, belki de hiç kimsenin bilmediği dertleri vardı. Ama öğrenmek için elimden geleni yapacaktım. Umrumda olmamalıydı belki ama umrumdaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAKLI TAÇ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin